Seyyid Selahuddin Qasemoghli Seyyid Selahuddin Qasemoghli

20 Günlük Protesto ve Afganistan Türklerinin Geleceği

22 Temmuz 2018
“ Afganistan Merkezi Hükümeti ilk defa Türkler karşısında geri adım atmak zorunda kaldı, Afganistan Türkleri arasında Türklük düşüncesi ve milli duygular çok yüksek seviyelere çıktı. „
20 Günlük Protesto ve Afganistan Türklerinin Geleceği

Afganistan Devlet Başkanı Birinci Yardımcı Org. Raşid Dostum’un Faryab ilindeki temsilcisi, Faryab İlinin Kaysâr İlçesinin Emniyet Müdürü olan ve Faryab genelinde Taliban, DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı etkin mücadele veren Türk komutan (Özbek Türkü) Nizamettin Kaysari’nin, Afganistan merkezi hükümetine bağlı güçler (Komando ve İstihbarat) tarafından hiçbir makul gerekçe olmaksınız 2 Temmuz’da tutuklanarak Kabil’e götürülmesi; Afganistan Türklerinin 20 gün süren protesto hareketine sebep oldu. İlk günlerde Faryab ve Cevizcan illerinde Türk komutan Nizmettin Kaysari’nin serbest bırakılması isteği ile başlayan protestolar, Afganistan merkezi hükümetinin Faryab ve Cevizcan halkının protestolarına/ isteklerine olumlu karşılık vermemesi, aksine Faryab’da protestoculara Komandolar tarafından gerçek mermiler ile ateş açılması sonucunda protesto hareketi Sar-i Pul ve Balh illerine de yayıldı. Afganistan Merkezi Hükümetinin halkın isteği karşısındaki umursamaz tavrı devam ederken Nizamettin Kaysari’nin tutuklandığı sırada, komando ve istihbaratçılar tarafından Kaysari’nin korumalarına işkence yapılırken çekilen fotoğraflar sosyal medyaya ve medyaya yansıdı. Afganistan Merkezi Hükümeti sözcüleri bu fotoğrafları yalanladı ve Kaysari’nin tutukluluğunun devam edeceğini açıkladı.

Hükümet sözcüleri sadece Türk Komutan Kaysari’nin değil, diğer milletlerden de Kaysari gibi devleti eleştiren kişilerin tutuklandığı gibi yalanlarla protestoları yatıştırmaya çalışırken komando güçleri gece yarısı Türk Komutan Kaysari’nin evine baskın düzenledi. Bu sırada Kaysari’nin korumalarına Komando ve istihbaratçılarca yapılan işkencenin ve Afganistan Türklerine yönelik hakaret içerikleri sözlerin söylendiği video da sosyal medyaya düşünce, hükümet yetkilileri ve sözcüleri videoları yalanlayamadılar ancak halkın isteği karşısında umursamaz tutumlarına devam ettiler. Afganistan Merkezi Hükümetinin umursamaz tavrı, Kaysari’nin korumalarına yapılan işkence ve Afganistan Türklerine yapılan hakaretler, protestoların bütün Kuzey Afganistan/Güney Türkistan illerine yayılmasına sebep oldu. 45 derece üzerindeki yakıcı hava sıcaklığına rağmen on binlerce Türk caddeleri doldurdu. Akına Gümrük/ Sınır kapısı ile Hayratan Gümrük/Sınır kapısı da protestocular tarafında trafiğe kapatıldı. (Bu iki gümrük/Sınır kapısı özellikle Akına, Afganistan’da konuşlu NATO güçlerinin uçak yakıtları dâhil birçok önemli maddenin Afganistan’a geldiği stratejik öneme sahip bir gümrük/sınır kapısıdır.) Artık protestolar Afganistan Türkleri için bir milli gurur meselesine dönüşmüştü. Bundan sonra protestocuların sloganları ve istekleri değişti: Türk’ü öldür ama hakaret etme! (yani hakaret Türk milletinin kırmızıçizgisidir) Biz Tükler her şeye tahammül ederiz ama hakarete asla!

45 derece üzerindeki yakıcı hava sıcaklığına rağmen her gün daha fazla ile yayılan ve sayıları daha da artan protestocuların hükümete olan öfkesi de o oranda yükselmiştir. Aslına bakarsak Afganistan Türklerinin merkezi hükümete karşı öfkesi Taliban sonrası kurulan hükümetlerin, Afganistan Türklerine yönelik ırkçı tutumu, Afganistan Türklerini devlet mekanizmalarından uzak tutma ve devlet dairlerinde var olan Türkleri değişik komplo ve entrikalar ile tasfiye etmesine dayanıyor. Bunun en somut örneği Afganistan Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı ve Afganistan Türklerinin lideri Org. Raşid Dostum’un ülkeye gelişinin (NATO güçleri kapsamında Afganistan’da bulunan Batılı güçlerin desteği ile) merkezi hükümet tarafından engellenmesidir. Yani Türk komutan Nizamettin Kaysari’nin tutuklanıp korumalarına yapılan işkence ve Türklere yapılan hakaret bardağı taşıran son damla olmuştur.

Halkın istekleri ve protestolarına karşı, “bu sıcak havada iki üç günden fazla devam etmez” düşüncesiyle umursamaz ve olumsuz tavır takınan Afganistan Merkezi Hükümeti, protestoların merkezi olan Faryab iline, protestoları yatıştırması için Türk asıllı bir siyasetçiyi vali olarak atadı ama artık Türkler, hükümetin bu adımını kandırmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirdi. Protestocuların sayısı her geçen gün artıyor, daha önceden Org. Raşid Dostum ve Afganistan Milli İslâmi Cünbiş Partisine mesafeli duran Türk asıllı siyasetçiler de merkezi hükümeti çok sert dille eleştirmeye başladılar.

Bütün Güney Türkistan/ Kuzey Afganistan illerine yayılan ve sayıları her geçen gün artan protestocuların en temel isteklerini üç madde ile sıralamak mümkün:

1. Türk Komutan Nizamettin Kaysari’nin biran önce kayıtsız şartsız serbest bırakılması.

2.Bir yıldan buyana Türkiye’de bulunan ve Afganistan’a gelmesi ve hükümet ve Batılı güçler tarafından engellenen, Afganistan Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı (Afganistan yasalarına göre Devlet Başkanı Yardımcıları da seçimle gelir) ve Afganistan Türklerinin lideri Org. Raşid Dostum’un ülkeye gelişinin sağlanması.

3. Afganistan Merkezi Hükümetinin, Türklere karşı olan ırkçı tutumundan vazgeçmesi.

Bu yazının kaleme alındığı sırada 20.  gününe giren Afganistan Türklerinin protestoları artık sonuç vermeye başladı. Öyle ki bugün Afganistan Devlet Başkanı sözcüsü, yapılan müzakereler sonucunda Org. Raşid Dostum’un bugün ülkeye geleceğini ve Türk Komutan Nizmettin Kaysari’nin serbest bırakılacağını açıkladı. Eğer açıklandığı gibi Raşid Dostum Afganistan’a gelir ve Nizamettin Kaysari serbest bırakılırsa Türklerin yirmi günü bulan protestoları hemen yerine getirilmesi gereken en önemli iki isteğini hükümete kabul ettirmiş demektir. Afganistan Türklerinin üçüncü isteğine karşı hükümetin vereceği cevap ise önümüzdeki günlerde, merkezi hükümetin Türklere karşı izleyeceği politikalar ile belli olacaktır. Çünkü merkezi hükümet sadece sözde kalan çok büyük vaatleri bundan önce özellikle seçimler döneminde de vermiş ama seçim sonrasında çok farklı politikalar izlemişti.

Afganistan Türklerinin bu hareketi, Protestolar sırasında merkezi hükümetten olan somut istekleri dışında da çok önemli ve Türklerin gelecek on yıllarını etkileyecek sonuçlar doğurmuştur. Şimdilik kimsenin dikkat çekmediği ya da gözden kaçırdığı sonuçları da dört madde de sıralayabiliriz:

1. Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin desteğini alan Afganistan Merkezi Hükümeti ilk defa Türkler karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır.

2. Merkezi Hükümetinin komplo ve entrikaları ile Afganistanlı Türk siyasetçilerin yanlış adımları neticesinde Türkler arasında baş gösteren ihtilaflar bir kenara bırakılmış ve “ortak düşmana” karşı Afganistan Türklerinin kahır ekseriyeti birleşmiştir.

3. Afganistan Türkleri kaybolmakta olan özgüvenlerini tekrar elde etmiştir ve “eğer birlikte olursak haklarımızı elde edebiliyormuşuz/elde edebiliriz” düşüncesi Türk siyasetçiler ve halk arasında hâkim olmaya başlamıştır.

4. Afganistan Türkleri arasında (belki de en önemlisi) Türklük düşüncesi ve milli duygular çok yüksek seviyelere çıkmıştır. Öyle ki bazı illerde protestolar sırasında Afganistan bayrağının yanı sıra Güney Türkistan Bayrağı da taşındı. Protestocular arasında (özellikle okumuş kesim) Türklüğün evrensel işareti olan bozkurt işareti yapanların sayısı azımsanmayacak orandaydı ve protestolar sırasında yapılan konuşmalarda Türklerin şanlı geçmişine atıf yapılıp Türklerin birlik ve beraberliği vurgulandı.

Eğer Türkler arasında oluşan bu özgüven, bir ve beraber olma düşüncesi ve milli duygular Türk siyasetçiler tarafından doğru değerlendirilip her yönüyle düşünülmüş stratejiler takip edilirse önümüzdeki parlamento seçimlerinden başlamak üzere Afganistan Türklerinin geleceğine yönelik çok önemli olumlu sonuçlara sebep olacaktır.

Son olarak Türk halkı bütün zorluklara rağmen milleti ve geleceği için elinden geleni değil olması gerekeni yapmıştır. Şimdi ise iş Türk siyasetçilere düşüyor. Türk siyasetçiler bu fedakâr millete layık olacak şekilde mi hareket edecekler yoksa milletin çabalarını yanlış ve hesapsız adımlar ile sonuçsuz mu bırakacaklar? Bu sorunun cevabını kesin bir şekilde zamanla öğreneceğiz ama bu defa Türk siyasetçilerden ben de ümitvarım.

Yorumlar