Ersin Dedekoca Ersin Dedekoca @dedekocae

ABD ile Çin Arasındaki Ticaret Savaşı

15 Haziran 2018

ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı, bilindiği gibi, Trump’ın Çin’den ithal edilen emtialara (demir, çelik ve alüminyum) ek vergi getireceğini açıklamasıyla başlamıştı.*Ardından Çin’in, ABD’den ithal ettiği tarım ürünlerine benzer bir yaptırımı açıklamasıyla devam etti. Sonrasında yine Trump, elektronik, imalat ürünleri kalemlerinde yaptırımı içeren yeni bir paket açıklamıştı.

Uzun süre devam eden bu restleşme, Çin ve ABD arasında son bir hafta süren ticaret toplantıları sonunda, iki ülke karşılıklı olarak açıklamış oldukları ek gümrük vergilerini durdurma kararı almalarıyla şimdilik sonlanmış görünmektedir. Bu anlaşma ile Çin, aradaki ticaret dengesizliğini azaltmak için ABD’den daha çok mal ve hizmet alma sözü verdi. Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, anlaşmayı ‘kazan-kazan’ olarak nitelerken, ABD Hazine Bakanı Mnuchin, Çin sözünde durmazsa 150 milyar dolarlık ek gümrük vergisi uygulanacağını söyledi.

İki ülke arasında inişli çıkışlı süren ve ekonomi temelli olan bu tür ticari gerilimler, öncelikle küresel dünyada esen “korumacılık” rüzgârlarını görmek ve buna karşı “ihtiyatlı” ve “önalma” niteliğinde adımlar atmak gereğini ortaya koymaktadır.

Bir yandan, ABD ile Çin-Rusya arasındaki kapışmanın bir ayağının ticari kanattan yürütülüyor olması; diğer bir yandan, yeniden “ulusal sanayileri güçlendirmeye” dönük çabalar, jeopolitik risklerle, kapitalizmin değişen stratejilerini bir arada karşımıza çıkarmaktadır.

Aynı fotoğrafı, ABD ile Kanada, Meksika ile AB arasında da görmekteyiz. Geçtiğimiz hafta Kanada ve Meksika, ABD’nin ithal alüminyum ve çeliğe gümrük vergisi getirme kararına misilleme yaptı. AB de, kendi misilleme önlemlerinin hazır olduğunu açıkladı. Bir diğer ifade ile AB, ABD’ni aynı tedbirlerle vuracaktır. (AB Komisyonu, Amerika’dan ithal edilen yaklaşık 2.8 milyar Euro değerinde ürüne ek gümrük vergisi uygulamayı plânlamaktadır) Bu cephede yaşanan ve “küresel ticaret savaşı” endişesini taşıyan durum sürmektedir. Söz konusu bu gerginliğin de, tarafların kuracakları “çıkar dengeleri” ile aşacaklarını düşünmekteyiz.

Yorumlar