Çeviri: BATUR KILIÇ
Kerkük’teki Irak güvenlik güçleri ve Kürt savaşçı unsurlarının arasındaki çatışma son derece tedirgin edici, özellikle ABD’nin Kürt halkıyla olan uzun süredir devam eden dostluğu açısından. Bu çatışmalar aynı zamanda daha tedirgin edici, daha geniş çapta bir gerçekliğin sembolü: İslam Devleti’ne karşı olan savaşımızdaki taktiksel başarımızın ötesinde, ABD’nin Ortadoğu’nun geri kalanı için kapsamlı bir stratejisi, tehlikeli bir şekilde yok.
Bu Obama yönetiminden kalan talihsiz bir miras. Başkan Trump’ın İran’ın Ortadoğu’daki kötü etkisine karşı çıkan daha büyük bir taktik çağrısı, yönetimin problemi anladığına dair cesaret verici bir göstergedir.
Fakat bu konuşmadan birkaç gün sonra, İran Devrim Muhafızları’nın Komutanı Kasım Süleymani’nin Kerkük’te olduğunu ve Kürt pozisyonlarına Irak güçleri ve İran destekli Iraklı milislerle bir askeri ilerleyiş hazırladığını raporlar ortaya çıkardı. Bu ilerleyiş başladığında, raporlara göre, bazı Iraklı güçlerin ABD’ye ait ekipmanlarla savaştığı ortaya çıktı.
Bu kesinlikle kabul edilemez. ABD, Irak hükümetinin ordusunu İslam devleti ile savaşması için eğitti ve bu nedenle onlara silah sattı. Amerika’nın en güvenilir ve en yetenekli ortağı Irak Kürtleriyle savaşsın diye değildi.
ABD’nin Kürtlerle ittifakı, Kürtleri yıllarca hem Irak’tan hem de Irak dışından saldırılardan korudu, aynı zamanda bu sayede Amerikan ulusal çıkarları da korunmuş oldu. Geçen son birkaç yılda, Kürtler, İslam devletine karşı olan savaşta ABD ile birlikte savaşarak daha yakın bir müttefik bile oldu.
Açıklık getireyim: Eğer Bağdat Irak Kürtlerinin istediği güvenliği, özgürlüğü ve fırsatları garanti altına alamıyorsa ve eğer ABD İran destekli milisler ve Kürt ortakları arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılacaksa; Ben Kürtleri seçiyorum.
Kerkük’teki çatışmalar, ABD’nin yıllardır işaret etmekte başarısız olduğu daha derin problemlerin semptomlarıdır. Ortadoğu ülkelerindeki ve bunların birbirlerinin arasındaki düzen hızlı bir şekilde çöküyor. Amerikan gücü ve etkisi oralarda zayıflıyor, çünkü geçmiş sekiz yılda ABD bölgeden çekilmiş oldu. Ortaya çıkan boşluk Amerikan karşıtı güçler tarafından dolduruluyor.
Şuandaki hükümet, önceki hükümetler gibi, sadece İslam devletini yok etmeye odaklanmış durumdayken, düşmanlarımız diğer yerlerde avantajı eline geçiriyor.
Irak’ta ABD, bu yaz Musul’un özgürleşmesinden dolayı hala zafer sarhoşluğu içerisinde görünüyor. Aynı zamanda, İran güçleri Kerkük’te gördüğümüz gibi Irak’a anlaşmasızlık tohumlarını ekmek için çalışıyor; Irak siyasetini ABD karşıtlığına doğru yönlendirmeye ve gelecek yılın seçimlerini Amerikan etkisinin ülkeden çıkartıldığı bir stratejik arka plana oturtmaya çalışıyor.
Rusya, İran, Hizbullah ve milis grupları destekli Esad rejimi, Suriye sınırı boyunca ülkenin çoğunun kontrolünü yeniden ele geçirdi, bu bölgelerin arasında Amerikan’ın stratejik olarak önemli diye tanımlandığı doğu bölgeleri de bulunmaktadır. Suriye’nin geleceği, küçük bir Amerikan girişimi ile sahadaki güçler tarafında belirleniyor.
İran’ın temsilci ve müttefik ağı Şam’dan Arap yarımadasına yayılması istikrarı, seyrüsefer özgürlüğünü ve ortaklarımızın ve müttefiklerimizin bölgelerini tehdit ediyor. İran balistik füzeleri test etmeye devam ediyor, komşularını tehdit ederek yaptırımların etkilerini hafifletmeye çalışıyor.
Daha baskılayıcı tehditlere rağmen, Katar ile olan diplomatik gerginlikte Arap müttefiklerimizin sesleri kısıldı. Bu meselelerin arkasında ise Amerika’ya etkin bir şekilde düşmanlık besleyen ve bölgesel siyasi güç olarak itibarını yenileyen (hiçbir şekilde insan haklarını ve sivil hayatı umursamayan) Putin Rusya’sının gölgesi var.
Emin olmalıyız ki bu karmaşık ve kafa karıştırıcı bir grup problem. Fakat Amerikalıların daha büyük bir mücadeleyi anlaması gerekiyor: Ortadoğu , Amerika halkına da yarar sağlayacak uluslararası güvenlik ve küresel ekonominin geleceği için hayati derecede önemlidir. Şuanda ise Amerikan karşıtı bir ağ, bazen birlikte bazense tek başlarına çalışarak, Amerikan etkisini Ortadoğu’dan silmeyi deniyorlar ve bizim çıkarlarımızla ve değerlerimizle çelişecek şekilde bölgeyi dönüştürmeyi deniyorlar. Bunu teröristleri ve milisleri destekleyerek, düzeni bozarak, dostlarımızı tehdit ederek, bizi diplomatik olarak dışlayarak ve Amerika’nın varlığını sürdürmesi için daha zor ve tehlikeli hale getirecek olan askeri teknolojileri dağıtarak ve yerleştirerek yapıyorlar.
Şuandaki gidişatımızda uyurgezer olmaya devam edersek, yakın gelecekte uyanıp kendimizi dünyanın en önemli bölgesinin dışında bulabiliriz. Bu nedenle, Amerikalıların, Ortadoğu’da şu an ne oluyorsa bununla ilgilenmelerine ihtiyacı var. Kürtler gibi gerçek dostlarımıza sadık kalmamızın nedeni de budur ve bu yüzden, her zaman olduğundan daha fazla şimdi, görüş alanımızı taktik düzeyimizin üstüne çıkarmamız gerekiyor ve acil olanı, gerçekten önemli olan ile ayırmamız gerekiyor.