Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü (IFPRI) tarafından hazırlanan Dünya Açlık Endeksinin (Global Hunger Index-GHI) sonuncusu 12 Ekim’de yayınlandı.(1) Alman açlıkla mücadele örgütü Welthungerhilfe ile, IFPRI tarafından açıklanan endeks, dünyada açlığın azaltılması yönünde uzun vadeli ilerlemeler olmakla birlikte, söz konusu gelişmelerle ilgili “dağılımının” eşit olmadığını göstermektedir. Bir diğer anlatımla, endekste yüzde 27 oranında bir düşüş kaydedilse de, elde edilen başarının bölgelere göre dağılımında “eşitsizlik” gözlemlenmektedir.
119 ülkenin yer aldığı endeks, yetersiz beslenme, çocuk ölümleri, çocuklarda güçsüzlük ve gelişim geriliğine ilişkin veriler değerlendirilerek hazırlanmaktadır. Aslında yoksulluk ve açlık arasındaki bağlantı yeni bir bulgu değil. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada yaklaşık 815 milyon kişi açlık çekiyor. Ancak açlığın yeryüzündeki eşitsiz dağılımının, yoksulluktan ziyade “siyaset” ile bağlantısının bulunduğu ve konunun daha çok “dağıtım” sorunu olduğu giderek daha çok ortaya çıkmaktadır. Anılan olgunun giderilebilmesinin, “iklim değişikliğine uyum, tarımın iklim değişiklikleriyle daha kötüleşmemesini sağlama ve herkesin sağlıklı beslenmeye erişiminin güvence altına alınması”ndan geçtiği vurgulanmaktadır.(2)
Söz konusu endekse göre açlığın en yoğun olarak görüldüğü ülke Orta Afrika Cumhuriyeti.olarak ortaya çıkmaktadır. GHI’ya göre, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde açlık "alarm verici” olarak nitelendiriliyor. 2000 yılında ise sekiz ülkedeki durum “alarm verici düzeyde” olarak değerlendirilmişti. 2017 GH’nde Çad, Liberya, Madagaskar, Sierra Leone, Sudan, Yemen ve Zambiya'dan oluşan yedi ülkede ise durum "çok ciddi” olarak nitelendirilmektedir.
“Neoliberal kapitalizmin uluslarüstü kuruluşu” olarak nitelenen IMF tarafından yayınlanan “Ekim 2017 Mali İzleme Raporu’nda, “gelir eşitsizliği” nin azaltılması için, yüksek “gelir grubunun vergisinin arttırılabileceği” ve böylesi bir önlemin de büyümeye engel olmayacağı belirtilmektedir.(3)
IMF’ye göre, GINI katsayısı yoluyla “küresel gelir eşitsizliğinde” izlenen “iyileşme” nin nedeni, Çin ve Hindistan’da yaratılan gelirin son yıllarda artmasıdır. Küresel iyileşme olsa da, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, ülkelerin kendi içlerindeki gelir dağılımı bozulmaktadır. Gelişmiş ülkelerde özellikle 2008 krizi sonrasındaki aşırı gevşek para politikaları, mali varlıkları olanları, yani servet sahiplerini daha da zengin yapmış ve üst gelir grubundaki kişilerin arayı hızla açmasına yol açmıştı. Bunu sonucunda da gelir eşitsizliği daha da derinleşti. IMF, bunun etrafındaki bozulmaların maliye politikası ile düzeltilebileceğini belirtmektedir.
(1): “Global Hunger Index 2017-The Inequalities of Hunger”,IFPRI, Ekim2017, http://www.globalhungerindex.org/pdf/en/2017.pdf (13.10.2017)
(2): “Global Hunger Index 2017-The Inequalities of Hunger”,IFPRI, Ekim2017, http://www.globalhungerindex.org/pdf/en/2017.pdf (13.10.2017)
(3): “Fiscal Monitor October 2017- Tackling Inequality”,IMF,12.10.2017, http://www.imf.org/en/Publications/FM/Issues/2017/10/05/fiscal-monitor-october-2017 (15.10.2017)