Amerika, Barzani'ye felaket kızgın...
Amerika'nın dış politikasına ve ekonomisine yön veren dergilerde bu hafta yayımlanan makaleler adeta alarm veriyor. Bölgede alt yapısını oluşturdukları, varlığını alıştıra alıştıra müjdeledikleri gebelik süreci sonrasında nur topu gibi sağlam bir BOP çocuğu beklerken, aşiret ağasının hışmı ile ellerine doğan prematüre bebeğin travmasını gizlemiyorlar.
Adamlar kendilerince haklı, takır takır işleyen BOP, Barzani'nin koltuğunu başkasına kaptırmamak için aceleci davranışı, İsrail'in ise aşırı hırsı sayesinde kör gözüne parmağım misali ortaya tüm çıplaklığı ile dökülüverdi.
ABD ve AB'nin bölgede BOP’un sağlam ilerlemesi için her türlü dalavereyi gerçekleştirerek bir araya gelmesini asla ve kata arzu etmediği ülkeler İran, Türkiye, Rusya, merkezi Irak yönetimi ve Suriye referandum konusunda hemfikir olunca sadece Barzani değil, K*rdistan için seferber olmuş tüm güçler ayvayı yemek durumunda kaldı.
Kaş düzeltirken göz çıkaran Barzo (İsrail) durumu en askeri zayiatla atlatmak için uğraşmakta, Amerika (AB) kara kara bu nahoş ortamdan kurtulmanın hesabını yapmakta.
Amerika'nın dış siyasetine yön veren Foreign Policy, "Amerika Kürdistan’daki Felaketi Engellemeli " diyor.
Felaket olarak gördükleri Barzani'nin yaptığı referandum değil, ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarlarına ters olan Amerikan karşıtı ortamın güçlü birlikteliğidir.
Ankara'yı önce Moskova'ya sonra Tahran'a yaklaştıran, Bağdat ve Şam'la referandum nedeni ile aynı çizgide buluşturan ortam, ABD’yi IKBY’nin bağımsızlık kararına şimdilik karşı çıkmaya mecbur bıraktı.
Vaziyet öyle bir hal aldı ki Ankara, Tahran, Moskova, Bağdat ve Şam yönetiminin hep birlikte bölgede ticari hesap, karşılıklı vaatler, açılmış kredilere rağmen aynı kararlılıkla Barzanistan yönetiminin üstüne gitmesi kaçınılmaz oldu ve kerhen ifade edilen açıklamaların aslen gerçekleşecek uygulamalara dönüşmesi kaçınılmaz oldu...
Bir zamanlar cebine kırmızı pasaport koyduğumuz Barzani'nin kırmızı çizgilerimizin neredeyse tam ortadan kalkacağı bir süreçte istemeyerek de olsa bizlere “zararın neresinden dönersen kârdır”, deyimini yaşattığı günlerdeyiz.
IKBY'nin referandum nedeni ile bölgede yarattığı kriz, Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinde yapılan yanlışların düzeltilmesi ve akıllı siyasi manevralarla fırsata dönüştürüleceği zeminini sunmuş bulunmaktadır.
Dengeleri tamamen lehimize çevirmekle kalmayarak, komşu ülkelerle aramızdaki mevcut diğer sorunların da bu çerçevede giderilmesi şansını maksimum düzeyde değerlendirmeliyiz ki gidişat zaten bunu göstermektedir.