Dünyada kimin aslında kim olduğunu ve kimlerin hangi adlarla neler yaptığını, başka deyişle kimin elinin kimin cebinde olduğunu görmek için Trump'ın Amerikan Başkanı seçildikten sonraki ilk yurtdışı gezi güzergahını takip etmeniz yeterli.
Washington, Riyad ,Tel Aviv...
Amerika, Suudi Arabistan ve İsrail...
Yani üçlü sadık ittifak...
Bu ittifakın acil yardım konumunda faaliyet gösteren dördüncü kolu Mısır'ı unutmamak lazım tabi...
Filistin için dertlenen, ağlayan, Rabia işareti ile hakkı ve haklıyı selamlayan insanımızın İsrail' in çıkarları için varlığını ortaya koyan ve Amerika'ya göbekten bağlı olan Suudi Krallığı'na kara sevdalı olan bizlerin; 89 yaşında vefat eden Kral Abdullah için üç gün ülkece matem tutuşumuzu Washington, Riyad ,Tel Aviv hattının neresine oturtmalıyız, acaba? Bu trayektoriyada münasip yer bulmakta zorlandığımı itiraf etmeliyim...
Allah cümlemize nasip eylesin, Suudi Arabistan'da yerleşen mübarek Kabe'de tavaf ederken ettiğimiz dualardan bir tanesi de şudur: “Allahumme inni euzu bike mine’l-şekki ve’ş- şirki ve’ş-şikaki ve’nnifaki vesui’l-ahlaki ve süi’l-manzari ..."
“Allah’ım! Senin varlığın hususunda şüpheye düşmekten, sana ortak koşmaktan, ayrılıktan, ikiyüzlülükten, kötü ahlaktan, fena bir görünüşe düşmekten sana sığınıyorum..."
Bizi dili ile kalbi farklı olanlardan koru, Allah'ım..