6 Mart 1821 Yunan ayrılıkçılardan isyan girişimi… Filiki Eteria’nın başı ve Çar I.Aleksandr’ın yaveri Aleksandros İpsalantis, 3000 kişilik bir kuvvetle isyan girişimi başlattı. Fakat Mora’daki ayrılıkçı Yunan ayaklanmasına destek vermek ve onun başarıya ulaşmasını sağlamak amacıyla Romanya’nın Yaş şehrinde organize edilen ayaklanma amacına ulaşamadı. İpsilantis, bu gelişme üzerine 5 Mart 1822 Boğdan’da yeni bir ayaklanma başlattı. Fakat tüm Balkan halklarını Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandırmayı amaçlayan bu girişiminde de başarılı olmadı.
7 Mart 2004 Batı Trakya’da ırkçı saldırı… Genel seçimlerin yapıldığı gün İskeçe’ye bağlı tarihî Okçular Camii fanatik Yunanlılar tarafından yakıldı. Saldırı Türklerin sağduyulu ve akılcı yaklaşımı sonucu büyük bir gerilime yol açmadan atlatıldı.
8 Mart 1985 Sofya-Ankara arasında gerilim… Türklere yapılan baskılar ve isim değişikliği nedeniyle Türkiye, Bulgaristan ile tüm sportif faaliyetleri askıya aldı. İki ülke arasındaki ilişkiler ancak 90’lı yılların başından itibaren normale dönmeye başladı. 2000’li yıllardan itibaren ise ilişkiler, hem ekonomik hem siyasi alanda oldukça yüksek seviyeye çıktı.
8 Mart 1994 Atina’dan kışkırtıcı adım… Yunan Meclisi’nin 24 Şubat 1994 kabul ettiği “19 Mayıs Pontus Yunanlılarının Soykırımını Anma Günü” yasası Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yunan Meclisinin bölgedeki iyi komşuluk ilişkilerine zarar veren bu girişiminin devamı 24 Eylül 1998’de geldi. Bu tarihte kabul edilen bir yasayla 14 Eylülün, “Türk Devleti Tarafından Küçük Asya Yunanlılığının Soykırımını Anma Günü” olarak kutlanmasına karar verildi.
10 Mart 1919 Batı Trakya’da varlık mücadelesi… Batı Trakyalı Türkler, General Charpie haklarının korunması için bir ültimatom verdiler. Ültimatom’da Batı Trakya’da nüfusun çoğunluğunu oluşturan Türklerin görüşü alınmadan Batı Trakya’nın geleceği hakkında herhangi bir karar alınmamasını talep ettiler. Ayrıca yine ültimatomda Batı Trakya için özerklik statüsü verilmesini istediler. Fakat Fransa ve İngiltere Türklerin tüm bu haklı taleplerine rağmen Batı Trakya’yı Yunanistan’a verdiler.
10 Mart 1920 İstanbul’da işgal ve sürgün trajedisi… Yunanistan Başbakanı Venizelos'un da katıldığı bir toplantıda, İstanbul'un resmen işgaline ve Kuvay-ı Milliye liderlerinin tutuklanmasına karar verildi. Çok sayıda Kuvay-ı Milliye taraftarı bu karar gereğince tutuklandı ve ardından da Malta’ya sürüldü.
11 Mart 1919 Büyük güçlerden siyasi manevra... Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupalı devletler, Paris Konferansında 1 Mart tarihinde aldıkları Trakya kararını erteledi. Trakya’nın geleceğinin Osmanlı ve Bulgar barış anlaşmaları görüşülürken ele alınması kararlaştırdı. Fakat Bulgaristan’a 27 Kasım 1919’da imzalattıkları Nöyi Barış Antlaşmasıyla da bunun tam tersini yaptılar. Batı Trakya’yı ikiye bölüp kuzeyini Bulgaristan’a güneyini ise Yunanistan’a verdiler. Bu ise bölgede Yunan egemenliğine karşı Türk Bulgar ittifakının ve direnişinin doğmasına yol açtı.
11 Mart 1985 Doğu Bloku’nda yeni dönem… Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Konstantin Çernenko'nun ölümünün ardından yerine Mihail Gorbaçov getirildi. Bu tüm Doğu Avrupa’da yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Uygulamaya konan Perestroyka ve Glasnost politikalarıyla Sovyetler Birliği’ni kurtarmayı amaçlayan Gorbaçov, bu amacına ulaşamadı. Kısa bir süre sonra tüm Doğu Bloku tarih sahnesinden silindi. Rusya federasyonu da bu akıllı hamle ile kendini kurtarmış oldu.
12 Mart 1921 İstiklal Marşı kabul edildi… Türk Kurtuluş Savaşı’nın en çetin döneminde, İstiklal Harbi’nin milli bir ruh içerisinde verilmesini sağlamak amacıyla bir milli marşa gereksinim ortaya çıktı. Duyulan bu gereksinim üzerine Milli Eğitim Bakanlığı, bir şiir yarışması düzenledi. 1921 yılında düzenlenen yarışmaya 724 şiir gönderildi. Mehmet Akif Ersoy da para ödülü almamak şartıyla şiirini yarışmaya gönderdi. Yarışma sonunda Mehmet Akif’in şiiri, Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerince ayakta dinlendi ve ''Ulusal Marş'' olarak kabul edildi.