Metin Edirneli Metin Edirneli @edirneli_metin

3 Mart ve Tartışmaları

13 Mart 2017
3 Mart ve Tartışmaları

3 Mart gelince özellikle Bulgaristan odaklı faaliyet gösteren derneklerde büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Çünkü 3 Mart Bulgaristan için sadece bağımsızlık günü değil aynı zamanda Türk boyunduruğundan kurtuluş günü anlamını taşıyor. Belki olay sadece bu boyutuyla kalsa bir yere kadar yine kabullenilebilecek. Sonuçta bir mücadele ve ortada yenen ve yenilen iki taraf. Fakat yenen kim yenilen kim o ayrı bir konu. Rusya ve Osmanlı Devleti arasından yaşanan bir savaş ve Rusya’nın baskısıyla, onun bölgesel amaçlarına hizmet etmek amacıyla kurdurulan bir Bulgaristan… 

Neyse… Aslında 3 Martı bağımsızlık günü olarak kutlamak aynı zamanda Büyük Bulgaristan hayalini günümüzde de yaşatmak demektir ki, bu, bölge barışı için hiç de olumlu bir tutum değildir. Keşke Bulgaristan, bağımsızlık günü olarak, bunu ilan ettiği 5 Ekim 1908 tarihini seçseydi. Belki bu, bölge barışı, dostluk ve işbirliği için çok daha olumlu bir adım olurdu. Sahi, Balkan ülkelerinin kurtuluş ve birbirini ötekileştiren günlere yeni bir bakış açısıyla bakmalarının zamanı gelmedi mi? Sonuçta yaşanan bunca zaman da gösterdi ki, şu an’a kadar izlenen düşmanca politikaların bölge halklarına kötülükten başka bir etkisi olmamıştır. 

Sonuçta Bulgaristan Cumhuriyeti, bir tercih yapmış ve 3 Mart tarihini Bağımsızlık Günü olarak kabul etmiş bulunmakta. Böyle bir durumda Bulgaristan kökenli Türklere ve derneklere düşen görev ya da yaklaşım biçimi bunu kabul edip etmemek değil bu törenlere katılıp katılmama şeklinde olabilecektir. 

Katılıp katılmama ve bunun nedenlerine gelince… Bazı kişilere göre yaşananlar geçmişte kaldı ve katılmakta bir sorun olmamalı. Ancak bu törenlere katılıma karşı çıkan çoğunluğa göre ise yaşanan  sadece sıradan bir savaş ve bu savaş sonucunda ortaya çıkan yenen-yenilen ayrımı değildir. Bu, asıl, büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 500 bin kadar sivil insanın; özellikle 16-17 Ocak 1878’de Harmanlı’da Çarlık Ordusu tarafından bir günde yok edilen yaklaşık 150 bin civarında kadın ve çocuğun katliamını ve 1 milyon 200 bin kadar insanın salt etnik ve dini kimliklerinden dolayı yerinden yurdundan sürülmesini kabul etmek demektir. 

İki farklı bakış açısı ve iki farklı tutum…

Yeni Balkanlarda yeni umutlarla barış, dostluk ve hoşgörü içinde birlikte yaşamak dileğiyle...

Yorumlar