Şanlı Bahadır Koç Şanlı Bahadır Koç

Cumhuriyetçi Parti'nin Kodamanları, Eğitimsiz Kızgın Beyazlar ve Trump

04 Ekim 2016
Cumhuriyetçi Partinin Kodamanları, Eğitimsiz Kızgın Beyazlar ve Trump

Bunu açıkça söylemeseler de Cumhuriyetçi Parti’nin kodamanlarının önemli bir kısmının Donald Trump’ın sadece yenilmesini değil aynı zamanda fark yemesini istiyor olmaları ciddi bir ihtimaldir. Ama tabii Trump’ın beraberinde Kongre ve eyalet seçimlerindeki Cumhuriyetçi adayları da beraberinde aşağıya çekmesini de istemezler. Trump Clinton’a karşı yenilse bile başa baş bir sonuç alırsa seçimden sonra partinin geleceği ile ilgili soru işaretleri artabilir. Cumhuriyetçi Parti elitlerinin partisi mi olacak yoksa kızgın popülist tabanın mı? 

Trump sahneden çekilse bile partinin tabanı ile üstü arasındaki çelişki ortadan kalkacak değil. Düşük eğitimli beyazlar partinin serbest ticaret, globalleşme, göçmenlere açık sınırların partisi olmasını istemiyorlar. Ayrıca bu grubun önemli bir kısmı dışarıda daha çok kendi çocuklarının savaştığı gereksiz, pahalı, uzun, kazanılamayan savaşlar da istemiyor.  Bu seçimde büyük ölçüde Clinton’a oy verecek neokonlar seçimden sonra Trump etkisi devam ederse partide barınabilecekler mi? Geçmişte belki de Demokratlara oy vermiş ya da fazla sandığa gitmemiş düşük eğitim ve gelirli, çoğu büyük şehirler dışında yaşayan beyazlar Cumhuriyetçi Parti’de kalıcı olacaklar mı?

Bu seçim için bugün bile büyük konuşmak doğru değil ama bu kesimin ABD nüfusu içindeki oranı giderek azalıyor ve sade onlara dayanan bir partinin Başkanlık seçimini kazanması giderek zorlaşabilir. Bu seçimi de kazanırsa Demokratlar son 7 Başkanlık seçiminin 6’sında Cumhuriyetçilerden daha fazla oy almış olacaklar. Aslında bu seçimde Trump’ın yarattığına benzer bir ilgi yaratabilen, onun gibi kızgın kitleleri etkileyebilen ve heyecanlandırabilen ama onun kadar falsosu ve bagajı olmayan bir Cumhuriyetçinin ciddi şansı olabilirdi. Bunu demek Trump’ın şansı yok demek değil ama ilk TV tartışmasındaki performansı ve sonrasında tekrar tekrar Clinton’un attığı oltalara kendini zarar verecek şekilde atlaması şansını olabilecekten oldukça azalttı.

Bugün itibariyle hala %25-30 oranında kazanma ihtimali olduğu söylenebilir. Halbuki Clinton gibi sorunlu ve sistemle özdeşleşmiş bir rakibe karşı geniş kitlelerin değişim istediği bir seçimde şu anda önde olabilmeliydi. Trump’a oy vereceklerin önemli bir kısmı başkan olmaya uygun ve ehil olmadığını görüyor olmalı. Ama sisteme, elitlere ve kurumlara o kadar kızgınlar ki Cumhuriyetçi adayı canlı bir molotov kokteyli olarak olarak görüyorlar. Demokrat Parti seçimi kendi 8 yıllık yönetiminin oylaması olarak da gören Obama’dan Clinton’a, sol kanattan Elizabeth Warren’dan Bernie Sanders’a kadar birlik ve beraberlik içinde. Karşılarında Trump gibi bir aday olmasaydı belki onlar da içlerinde daha ciddi tartışmalar yaşayabilirlerdi. Cumhuriyetçilerde ise son dönemde Başkan adayı olmuş isimlerin çoğu Trump’ın seçilmesine karşı ya da sırf adet yerini bulsun diye onu destekler gibi yapıyor. Neokonların önemli bir kısmı zaten Clinton’ın kazanmasını istiyor.

Amerikan siyaseti önemli bir kavşakta. Mevcut partilerin 4 yıl sonraki seçime aynı lider, kadro, program ve seçmen tabanları ile girmemesi şaşırtıcı olmaz. Trump Amerika’daki çoğu beyaz kızgın insana hem bir sözcü oldu ama karakteri, yetersizliği ve tercihleriyle aynı zamanda bu kızgınlığın en azından bu seçimde boşa harcanmasına da neden oldu. Bu seçim belki tarihe bir kerelik “o garip seçimlerden biri” olarak geçebilir. Ya da belki de gelecekte tarihçiler uzun bir dönemin başlangıcı ve/veya habercisi olarak 2016 yılını gösterebilirler.  (Olur da bu yazıda yazılan şeyler ilginizi çektiyse Haziran ayında yazılan ama mihrabı hala "taş gibi ayakta" olan Trump ve ve onu mümkün kılan faktörlerin tartışıldığı şu daha uzun yazıya da bakmak isteyebilirsiniz Popülist Dalganın Sörfçüsü “Bebek Adam”: Trump Fenomeni Üzerine Notlar)

Yorumlar