Seyyid Selahuddin Qasemoghli Seyyid Selahuddin Qasemoghli

Taliban Sonrası Afganistan Türklerinde Siyaset

07 Kasım 2019
Taliban Sonrası Afganistan Türklerinde Siyaset

11 Eylül 2001 saldırılarını El Kaide’nin düzenlediğini ilan eden Amerika Birleşik Devletleri, Taliban yönetiminden El Kaide’nin kamplarının kapatılmasını ve bu terör örgütünün ülkeden çıkarılmasını istedi. Taliban’dan olumsuz cevap alan ABD, Afganistan’ı terör yuvası olmaktan çıkarma iddiasıyla Afganistan’a saldırdı.

Daha önce de fikir ayrılıkları yüzünden özellikle Taliban’ın kadınlara yönelik sert tutumu ve ırkçı/ Türk karşıtı bir Peştun örgütü olması ve İslam dinini de kullanması gibi nedenlerle terör örgütü Taliban’a karşı mücadele etmiş olan Afganistan Türkleri, Afganistan Türk’lerinin lideri General Raşit Dostum Paşa’nın liderliğinde Taliban’a karşı en etkili mücadeleyi verdi.

Türkler, Taliban’a karşı silahlı mücadelede olduğu gibi Taliban’dan sonra siyasi hedeflerine erişmek için de General Dostum liderliğinde, Afganistan Milli İslami Hareket Partisi çatısı altında siyasi mücadelelerine devam ediyorlar. Bugün itibariyle Türkler için General Dostum ismi, siyasi bir liderden öte bir direniş sembolü ve Afganistan Milli İslami Hareket Partisi de zor anlarda sığınacakları bir sığınak konumundadır.

Türkler, ABD’nin Taliban’a karşı saldırılarını fırsata çevirerek en kısa sürede kendi bölgelerini teröristlerden temizledikten sonra, elde ettikleri askeri başarıları da göz önünde bulundurarak aşağıdaki siyasi, kültürel ve ekonomik hedeflere ulaşmak için mücadelelerine devam ediyorlar.

Taliban Sonrası Türklerin Hedefleri:

1. Ülkedeki nüfus oranlarıyla eşit bir şekilde ülke yönetiminde söz sahibi olmak.

Bu hedefe, valilerin ve belediye başkanlarının seçimle iş başına geldiği ve yerel yönetimlere geniş yetkilerin verildiği bir hükümet sistemi (anayasa değişikliği yoluyla) kurmakla ulaşılacağını düşünen Türkler, aynı düşüncede olan gruplar ile farklı ittifaklara girmiş olmalarını rağmen bugüne kadar bu hedefe ulaşabilmiş değiller.

2. Türklerin konuştukları Özbekçe ve Türkmencenin, Farsça ve Peştu’nca gibi resmi eğitim dili olması ve ülkenin üçüncü resmi dili olması.

Anayasa’ya Özbekçe ve Türkmencenin üçüncü resmi diller olarak yazılmasıyla bu hedefe kısmen ulaşıldığı söylenebilir.

3. Devlet ve özel sektör yatırımları yoluyla Türklerin yaşadığı bölgeleri ekonomik olarak geri kalmışlıktan kurtarmak.

2014 yılına kadar bu yönde gözle görülür bir ilerleme kaydedilmişken 2014 sonrasında savaşın ülkenin güneyinden kuzeyine çekilmesiyle elde edilen başarıların yok olduğunu söyleyebiliriz.

Afganistan’da Devlet Yapısı, Demografik Yapı ve Türkler

Afganistan’da yasama, yargı ve yürütme organlarından oluşan devletin yasama organına Milli Konsey/ Şura adı verilmektedir. Milli Şuranın, Millet Meclisi/ Parlamento ve Senato olmak üzere iki kanadı vardır. Afganistan’da katı, merkeziyetçi bir cumhurbaşkanlığı sistemi yürürlükte olduğu için Milli Şuranın hükümetlerin kurulmasında ve iktidarı denetlemede ciddi rolü yoktur. Yargı organının da bütün mensupları merkezi yürütme organı tarafından atandığından iktidar güdümündedir ve devlet mekanizması içerisinde son derece güçsüzdür.

Yürütme organının başında ise Cumhurbaşkanı bulunur ve Afganistan Anayasası, Cumhurbaşkanına son derece geniş yetkiler vermektedir. Afganistan Anayasasına göre Cumhurbaşkanı, Bakanları Kurulunun ve Milli Güvenlik Konseyinin başındadır ve burada son sözü söyleme hakkı cumhurbaşkanına aittir. Cumhurbaşkanının yine seçimle gelen iki yardımcısı bulunmaktadır. Şayet Cumhurbaşkanı vefat eder veya görevini yürütemeyecek bir hastalığa yakalanırsa cumhurbaşkanının görevini seçimlere kadar birinci yardımcısı yürütecektir. Ancak Afganistan Anayasasında bunun dışında seçimle gelen cumhurbaşkanı yardımcılarının görevlerinin ne olduğu belirlenmemiş olup, Cumhurbaşkanı Yardımcılarının görev alan ve sınırları Cumhurbaşkanı’nın uhdesine bırakılmıştır.

Afganistan’da demografik olarak en büyük etnik grubu oluşturan Peştunlar, genellikle ülkenin güneyinde; ikinci sırada olan Tacikler/Farslar ülkenin merkezinde, batısında ve kısmen de kuzeyinde ve doğusunda yaşamaktadır. Üçüncü sırada geldiği söylenen Hazara Türkleri (Hazara’ların büyük bir kısmı Şiiliğin ve İran’ın etkisiyle Türk olduklarını kabul etmezler) yoğun olarak Afganistan’ın merkez illerinde ve kısmen de ülkenin kuzeyinde yaşıyorlar. Nüfuslarına göre dördüncü etnik grubu oluşturdukları resmi olarak dillendirilen Türkler (Özbekler, Türkmenler, Kazaklar, Kırgızlar, Kızılbaşlar), Afganistan’ın kuzeyinde nüfusun yüzde doksanını oluştururken ülkenin güneyinde, doğusunda, batısında da dağınık bir şekilde yaşamaktadır. Afganistan’da özellikle kuzey illeri dışında yaşayan Türklerin çoğunluğunun ana dillerini unutarak Farslar ve Peştunlar içinde asimile oldukları, şimdiye kadar birçok araştırmayla ortaya çıkarılmıştır. Buradaki Farslaşan Türklerin bazıları bugün itibariyle bunu en azından dile getirir hale gelmişlerdir.

Afganistan’da Seçimler ve Türklerin için Fırsatlar ve Engeller

ABD’nin işgalinden günümüze kadar Afganistan’da üç il meclis üyeliği, üç milletvekilliği ve dört cumhurbaşkanlığı olmak üzere toplam on seçim yapıldı.

Sınırlı yetkileri olan il meclisi seçimlerinde Türkler, hemen hemen istedikleri oranda il meclisi vekili çıkarabilmiş olsalar da yerel yönetimler güçsüz olduğu için ciddi kazanımlar elde etmeleri mümkün olmamaktadır. Milletvekili/parlamento seçimlerinde ise kendi aralarındaki siyasi görüş farklılıkları ve merkezi hükümetin kışkırtmalarıyla gereğinden fazla aday gösteren Türkler, yapılan seçimlerde istenilen sayıda milletvekili çıkartamamışlardır.

Taliban’dan sonra ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde General Raşit Dostum’u aday gösteren Türkler, daha önce hiç seçim tecrübeleri olmaması nedeniyle sadece sınırlı yerlerde seçim kampanyası yaptılar ve seçim sonucunda Dostum Paşa adaylar içerisinde dördüncü oldu.

Afganistan’da yaşayan etnik gruplardan hiç biri tek başına, hatta iki etnik grubun ittifak yapmasıyla bile iktidarı elde edecek çoğunluğu oluşturamadığı için seçimlerde Türklerin oyları kilit role sahiptir. İkinci Cumhurbaşkanlığı seçiminde Hamid Karzai’yi destekleyen Türkler, Karzai’nin tekrar iktidara gelmesini sağladılar. Bu dönemde iktidarı elde eden Karzai Türklere verdiği sözleri tutmadı. Üstelik Türklerin yaşadığı bölgelerin istikrarsızlaşmasına sebep olan bir yaklaşımla Taliban’ın ülkenin kuzeyinde kamplar kurmasına göz yumdu ve hatta Türklere karşı Taliban’ı desteklediği izlenimi oluştu.

Üçüncü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Türkler, Anayasa’da yeri olan bir devlet makamını elde etmek için Eşref Gani’yi desteklediler ve Dostum Paşa’yı, Gani’nin birinci yardımcısı olarak aday gösterdiler. Seçimlerde Türklerin oylarıyla ikinci tura kalmayı başaran ve ikinci tur seçimlerden sonra Ulusal Birlik Hükümeti Cumhurbaşkanlığını elde eden Eşref Gani, Türklere verdiği hiçbir sözü tutmadı. Yardımcısı Dostum Paşa’nın yetkilerini verdiği kararlarla sınırlandırdı. Gani, kendi emri altında olan Afganistan Silahlı Kuvvetlerine Türklerin yaşadığı bölgede Taliban’a karşı operasyon yapmaları için izin vermedi. Ayrıca kendi inisiyatifi ile Taliban’a karşı operasyon yapan Dostum Paşa’ya destek olunmadı. Hatta devlet desteği olmadan yapılamayacağı düşünülen büyük bir pusu kuruldu. 

2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri

28 Eylül 2019’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Türkler, İnayetullah Babür Farahmand’ı Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı olarak aday göstermek suretiyle Ulusal Birlik Hükümeti İcra Başkanı Abdullah Abdullah’ı desteklediler.  Seçimlerden sonra gelen ilk gayri resmi sonuçlar, Peştunların elinde olan merkezi hükümetin yıllarca yürüttüğü, sindirme, asimile etme ve bölme politikalarına rağmen Türklerin yaklaşık yüzde 95’nin oylarını Abdullah Abdullah’a verdiklerini gösteriyor.

Türk karşıtı politika izleyen Peştunlara karşı Türklerin elindeki en önemli mücadele yöntemi, bu seçim süreci ve gayri resmi sonuçların da gösterdiği üzere, Türklerin kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak birlikte hareket etmeleridir. Aynı şekilde siyasi, kültürel ve ekonomik hedeflerinin önündeki en büyük engel de farklı gruplara bölünmeleri ve esen rüzgârın etkisi ile farklı taraflara savrulmalarıdır.

Geçtiğimiz 28 Eylül 2019’da yapılan seçimler ve Türklerin hangi şartlar altında bu seçimlere katıldığına bakıldığında şu notları çıkarabiliriz:

  1. Taliban tehdidi başta olmak üzere çok sayıda sıkıntıya rağmen ülkenin yeni Cumhurbaşkanını seçmek için Afganistan halkı sandık başına gitti.
  2. Özellikle Afganistan Türklerinin yaşadığı bölgeler, seçimlere az bir zaman kala terör örgütlerine adeta teslim edildi. Merkezi Hükümet Taliban saldırılarına karşı hiçbir şey yapmadı. Neticede Afganistan seçimlerinde oyları kilit role sahip olan Türkler oylarının yarısını bile kullanamadılar.
  3. Türklerin yaşadığı bölgelerde seçim bürolarının en az yarısı, güvenlik sorunları gerekçesiyle son dakikada kapatıldı. Oy vermek için önceden kayıt yaptıran birçok seçmenin ismi, kayıt defterinde bulunmadığı veya bilerek silindiği için bu seçmenler oy verme hakkını kullanamadı.
  4. Şimdiye kadar özellikle Afganistan'ın güneydeki illerinde seçim yolsuzluğu yapıldığını belgeleyen, onlarca video kaydı ortaya çıktı.
  5. Şimdiki Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin yüksek oy alacağı düşünülen Güney Afganistan'da, Taliban herhangi bir saldırı yapmadı. Bu durum, bir önceki seçimlerde olduğu gibi Eşref Gani'nin terör örgütü Taliban ile Afganistan'ın kuzeyini güvenliksizleştirmek ve güney illerde ise seçim sürecinde saldırı yapmamak üzere anlaştığı iddiasını güçlendiriyor.  Bu iddia, birçok siyasetçi tarafından benimsenmiştir ve Afganistan çatı istihbarat kurumu olan Afganistan Milli Emniyet Servisi eski başkanı tarafından ortaya atılmıştı.

Son olarak, Yüksek Seçim Komisyonu resmi seçim sonuçlarının en erken üç hafta sonra ilan edileceğini söyledi. Seçimin üzerinden neredeyse bir ay geçmişken Yüksek Seçim Komisyonunca yapılan açıklama, oyların bir milyon yedi yüz bininin sisteme geçirildiği ancak iki bin civarında oy kaydının henüz sisteme geçirilemediği yönünde.  Gayri resmi sonuçlara göre ise Eşref Gani lehine sandıklara doldurulan sahte oyların, gerçek oylardan ayırt edilmesi durumunda, Abdullah Abdullah’ın açık ara bu seçimi kazandığını söyleyebiliriz. Ve Abdullah, bu seçimi Türklerin oylarıyla kazanmıştır.

 

 Bu makale ilk olarak DIPLOMATIC OBSERVER dergisinin November 2019, 141. sayısında Politics of Turks in Afghanistan After The Taliban başlığıyla yayınlanmıştır. 

 

Yorumlar