AB, 2008’de olduğu gibi 2012’de de Sırbistan'da demokrat ve Batı yanlısı partilerin elini güçlendirmektedir.
Sırbistan, 6 Mayıs 2012'de genel ve yerel seçimlerin yanı sıra Boris Tadiç'in sürpriz istifasıyla boşalan devlet başkanlığı seçimi için de sandık başına gidiyor. Parlamento ve yerel meclis seçimlerinde iki siyasi parti öne çıkıyor. Tomislav Nikoliç liderliğindeki aşırı milliyetçi olarak tanımlanan Sırbistan İlerleme Partisi (SNS)[1] ve Cumhurbaşkanı Boris Tadiç liderliğindeki iktidar partisi olan Demokrat Parti (DS). Ancak anket çalışmaları, her ikisinin de tek başına hükümet kurmaya yetecek oy kazanamayacağını gösteriyor.[2] Yine de tüm anket çalışmalarında[3] muhalefetteki milliyetçi Sırbistan İlerleme Partisi, Tadiç'in Demokrat Partisi'nin önünde görülüyor ve fark da 4-8 puan arasında değişiyor.
"Büyük Sırbistan" idealine sahip Sırp Radikal Partisi'nden (SRS) ayrılan bir grup tarafından kurulan Sırbistan İlerleme Partisi ise kurulduğu günden bu yana popülaritesini arttırıyor. Bazı analistlere göre İlerleme Partisi'nin gördüğü destekle Sırbistan'da eğitim seviyesinin düşük olması arasında doğrudan bir bağlantı var. İlkokul düzeyinde olanlar ve hiç eğitim almamış olanlar ülke nüfusunun yüzde 40'ını oluşturuyor, ortaokul mezunları da neredeyse aynı oranda.[4] Hakkındaki "aşırı milliyetçi" tanımlaması nedeniyle seçimlerden birinci parti olarak çıkması bölge istikrarı açısından istenen bir durum olmasa da tıpkı 2007 seçimlerindekine benzer bir senaryonun yaşanması olası. Bu seçimlerde Radikal Parti birinci, Demokrat Parti ikinci ve Kostunica liderliğindeki Sırbistan Demokratik Partisi üçüncü çıkmış ancak hükümeti ikinci ve üçüncü partiler oluşturmuştu.
6 Mayıs'taki seçimler için kesin olan ise Nikoliç'in koalisyon gücünün daha zayıf olduğudur. Dolayısıyla anketler sandığa yansırsa seçim sonrasında ikinci parti dahi olsa Demokrat Parti yeni bir hükümet kurmak üzere küçük partilerle pazarlığa girişecektir. Nitekim Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı İvica Daciç'in liderliğindeki Sırbistan Sosyalist Partisi'nin 2008'de olduğu gibi koalisyonun ortaklarından biri olma olasılığı yüksek.[5] Sosyalist Parti'nin kurucusunun Slobodan Miloseviç olduğunu ve Daciç'in de Miloseviç'in eski yardımcısı olduğunu hatırlatmak gerekir. Çünkü bir anlamda Sosyalist Parti kilit parti rolünü üstlenecek görünmektedir.
Seçimleri etkileyecek unsurlardan birisi de seçime katılan partilerin çokluğu olacak. Yarışın sonuçlarını tahmin etmek de güçleşecek. 87 partinin yarışması, kuşkusuz ki daha küçük oranları gündeme getirecek; yüzde 5 seçim barajının aşılmasını güçleştirebileceği gibi her biri barajı anca aşmış onlarca partinin parlamentoda küçük gruplar oluşturması sonucunu da doğurabilecektir. Sırbistan, 2009'daSiyasi Partiler Kanunu'nda bir düzenleme yaparak seçim kayıtlarında partilerin en az bin destek imzasını[6] göstermesi kuralını getirmiş böylece 600 siyasi partili bir dönem sona erdirilmişti.[7] Buna rağmen seçime katılan parti sayısı hala fazla ve bunun öyle ya da böyle parlamentoya yansıması kaçınılmaz. Parlamentodaki yelpazenin bu denli genişlemesi ise Sırbistan istikrarını olumsuz etkileyebilecektir. Siyasi parçalanma da toplumsal gerginlikleri tetikleyecek, en iyi ihtimalle yasama organı kilitleneceği için Sırbistan yeni seçimlere sürüklenecektir. Bu da zaten başlı başına istikrarsız bir ortam anlamına gelir.
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Seçimler açısından bir diğer önemli konu ise Tadiç'in devlet başkanlığı görevinden istifa ederek yeni bir seçim sandığını daha 6 Mayıs'a hazır etmesidir.[8] Kuşkusuz ki bu, ekonomik kriz yaşayan Sırbistan için bir tasarruf yöntemidir. Ancak görev süresi zaten 10 ay sonra dolacak olan Tadiç'in 4 Nisan'da istifa etmesi ve ardından da yeni devlet başkanlığı seçimleri için adaylığını açıklaması, genel seçimlerde partisinin oy oranını arttırmayı düşündüğünü de akla getirmektedir. Tadiç'in partisinin önünde bir ismi ve karizması olduğu açık, dolayısıyla kendisine duyulan güvenden sandıkta partisinin de faydalanması mümkündür. Bu kez Demokratların elinde henüz çok taze bir koz var ve bu, hem genel seçimlerde hem yerel seçimlerde hem de devlet başkanlığı seçimlerinde önemli bir avantaj oluşturacaktır. Sırbistan'ın AB üyeliği statüsünün resmen 1 Mart'ta onaylanması, demokratların elini seçimlerde her anlamda güçlendirmekte, Tadiç'i popülerleştirmektedir. Hatırlatmak gerekirse 11 Mayıs 2008 genel seçimlerinin hemen öncesinde, 28 Nisan 2008'deAB, İstikrar ve Ortaklık Anlaşması'nı Sırbistan'la imzalamış ve Tadiç bu kozu sandıkta oya çevirebilmişti.[9] Savaş suçu zanlılarının yakalanmasında zorluk çıkaran, demokrasi ve insan hakları karnesi eksilerle dolu olan, sınır komşularının toprak bütünlüğünü tanımayan, ekonomisi günde güne kötüye giden Sırbistan'ın AB yolundaki hızlı ilerleyişinin açıklaması da budur zaten. AB, 2008'de de 2012'de de ülkedeki demokrat ve Batı yanlısı partilerin elini güçlendirmek istemiştir… Tadiç de üçüncü kez devlet başkanlığına oturmak istiyorsa 10 ay sonraki seçimlerdense bugün yapılacak seçimlere girmesi daha avantajlı görünmektedir.
Tadiç'in devlet başkanlığı adaylığının Sırbistan istikrarına katkısı da olabilir. Seçime katılan 89 parti arasında kararsız kalan pek çok seçmen Tadiç'e duyduğu sempati ile oyunu simetrik kullanarak Demokrat Parti'yi tercih edebilecektir. Ancak burada "pek çok" ifadesini gerçekten de "çok" olarak anlamamak, Sırbistan koşullarında düşünmek gerekir. Yine de sonucu değiştirecektir. Faydası ise parlamentoya giren parti sayısının azalmasında kendini gösterecektir.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri açısında ise yine en güçlü görünen iki aday, Boris Tadiç ve Tomislav Nikoliç. Sırbistan'ın siyasi sistemi parlamenter demokrasidir ancak cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi, tıpkı yarı başkanlık sistemlerinde olduğu gibi parlamentodaki çoğunluk ile devlet başkanının aynı siyasi çizgide olması durumunda cumhurbaşkanını ön plana çıkarmaktadır. Kaldı ki diğer türlüsü yani devlet ve hükümet başkanlarının farklı siyasi çizgilerde olması, istikrarsızlık ve kaos doğurur. Bu anlamda seçimlerin bir arada yapılması, tüm kozların paylaşılacağını da gösteriyor ancak yine belirtmek gerekir ki mutlak bir kazanan söz konusu olmayacaktır. Şimdilik anketler Tadiç'e yüzde 40, Nikoliç'e yüzde 35 şans tanıyor.[10] Tadiç ve Nikoliç 2008 devlet başkanlığı seçimlerinde de yarışmış, ikinci tura kalmışlardı. Nikoliç yüzde 47,7 oranında oy alırken Tadiç yüzde 50,57 ile yeni bir dönem daha görevde kalma hakkını elde etmişti.[11] Esasen seçimleri bir de Sırbistan halkının radikal milliyetçi bir aday ile demokrat, Batı yanlısı bir lider arasındaki tercihi bakımından da değerlendirmek gerekir. Aradaki fark sadece 3 puan… Seçmenlerin yüzde 67'sinin katıldığı seçimlerde ortaya çıkan puan farkı, azınlık gruplarının toplam nüfusa oranı kadar az… Tadiç muhtemelen bu kez tek turda seçimi kazanmayı hedefliyordur. Ancak bir engelle karşılaşacak gibi görünüyor. Çünkü Sancak Seçilmiş Müftüsü Muammer Zukorliç de 13 bin destek oyu toplayarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday oldu…
Sonuç
Sonuç olarak genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden Sırbistan'da siyasi iklim gergin görünüyor. Tüm güçler, tüm koltuklar için yarışma halinde. Üstelik bu kez seçime katılanların sayısı daha fazla. Sayı arttıkça belirsizlik de artıyor, seçim sonrası istikrar ihtimali de bulanıklaşıyor. Sırbistan için her geçen gün milliyetçiliğin arttığını söylemek mümkün ancak bunu ifade etmek ve aşırı milliyetçi adayların güçlendiğini ekleyebilmek için bundan önceki herhangi bir dönemde milliyetçi tutumun zayıf olması gerekirdi. Açıkça ortada ki Demokrat kanadın son iki seçim döneminde iktidarda olmasına rağmen oyların çoğunluğunu alan milliyetçilerdi. 2007 seçimlerinde Demokrat Parti ve Kostunitsa'nın Sırbistan Demokratik Partisi ikinci ve üçüncü partiler olurken Radikal Parti birinci çıktığında, Batı bunu "toplamda demokrat kanadın daha fazla oy aldığı" şeklinde yorumlamış, sonuçlar basına bu yorumla servis edilmişti. Gerçi Kostunitsa da hükümetin kurulmasının ardındanRadikallere daha yakın durmuş, Kosova konusunda net ve sert bir tutum takınmıştı. Seçimler de hemen bir yıl sonra yenilenmişti.
İşte, 6 Mayıs'ta gerçekleştirilecek seçimler için bir öngörüde bulunmak gerekirse "toplamda radikal milliyetçi kanadın daha fazla oy olacağı" kesindir. Sırbistan seçmeni, AB üyeliğine Kosova'nın feda edilmesine sıcak bakmıyor ve bunu sert dille gündeme taşıyan adayları hala destekliyor. Hala diyoruz çünkü Avrupa vizyonu gün geçtikçe daha görünür hale geliyor ve -her nasılsa hep seçim öncelerinde- önemli ve olumlu bir hava oluşuyor. Ne var ki, ekonomik durum savaştan bu yana düzelmedi ve yoksulluk ve işsizliğin artarak kitleselleştiği, belirsizliğin hüküm sürdüğü her yerde olduğu gibi Sırbistan'da da milliyetçi söylemler prim yapıyor. Sonuçta AB üyeliği –zenginlik kısmının gerçekçi olmadığı artık görülebiliyor- ve "Batı bizi hep parçalamak istiyor" söylemlerinin çekişmesi yaklaşık 10 yıldır değişmez bir dengede sürüyor. Yine de seçim sonrası için kesin görünen diğer birkaç nokta, hükümetin yine Demokrat kanatça kurulacağı, çok partili bir koalisyon gerekeceği ve küçük partilerle birlikte azınlık partilerinin pazarlıkta pay alacağıdır. Bölgesel istikrar açısından da böylesi bir sonuç ideal görünüyor ancak Kosova ve Bosna-Hersek ile ilişkilerde keskin manevra anlamına gelebilecek değişiklikler olup olmayacağı aslında belirsizliğini koruyor.
[1] Partinin lideri Voyislav Şeşely, savaş suçu işlediği gerekçesiyle 2003'den bu yana Lahey'deki mahkemede tutuklu yargılanıyor.
[2] Örneğin Poll: SNS has 33% support, DS second with 25.8%, 13 Şubat 2012, www.b92.net; Parties maneuver for position before Serbia's election, 27 Mart 2012 www.setimes.com
[3] Bazı anketler, Sırbistan Sosyalist Partisi'nin (SPS) yüzde 10.1 oy ile üçüncü parti çıkacağını, Liberal Demokratik Parti'nin (LDP) 5.8; Sırbistan Radikal Partisi'nin (SRS) de yüzde 5.3 oranında oy alacağını göstermektedir.
[4] Poll: SNS has 33% support, DS second with 25.8%, 13 Şubat 2012, www.b92.net
[5] Sosyalist Parti, seçimlere, 2008 seçimlerinde olduğu gibi Birleşik Sırbistan ve Birleşik Emekliler Partisi ile birlikte giriyor.
[6] Daha önce yüz imza yeterli oluyordu.
[7] Number of political parties in Serbia on the rise, www.setimes.com, 26 Mart 2012
[8] Sırbistan yasaları cumhurbaşkanının beş yıl için ve en fazla iki defa seçileceğini düzenlemiştir. Ancak yasa 2006'da yürürlüğe girdiği için Tadiç'in 2004'te seçilmesi sayılmamakta, böylece üçüncü kez seçilebilmektedir.
[9] Seçimlere dönük daha geniş bir değerlendirme için bkz. Gözde Kılıç Yaşın, Kosova'nın Bağımsızlığı Sonrasında Sırbistan İstikrarsızlaşıyor, Cumhuriyet Strateji, S.195, 24 Mart 2008
[10] Tadic Likely to Call Early Serbian Presidential Poll, 3 Nisan 2012, Balkan Insight
[11] Seçimlerin ilk turunda Nikoliç oyların yüzde 38.26'sını, Boris Tadiç de yüzde 35'ini almıştı.
https://21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/balkanlar-ve-kibris-arastirmalari-merkezi/sirbistan-secimleri-oncesi-siyasi-iklim