Bulgaristan’da 5 Ekim 2014’de gerçekleştirilen erken genel seçim 43. Bulgaristan Halk Meclisi’nin çok parçalı bir yapıda olacağını gösterdi. Sürpriz bir şekilde sekiz partinin birden seçim barajını aşması, hükümet kurabilecek yeterliliğe hiçbir partinin ulaşamaması sonucunu da beraberinde getirdi. Seçim öncesi tahminler koalisyon hükümetini işaret ediyorduysa da bu denli parçalı bir yapı beklenmiyordu. Seçimin kazananını bilhassa Türklerin ancak genel anlamda azınlıkların oylarını toplayan Hak ve Özgürlükler Partisi- HÖH olarak ilan etmek yanlış olmayacaktır. Çünkü hem oy oranını hem de milletvekili sayısını arttırdı. Yine Türkleri temsil etmek üzere kurulan Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’nin-HŞHP de 3 milletvekilliği kazanması aynı şekilde 5 Ekim seçimlerinin Bulgaristan azınlıkları açısından sevindirici yönü. Ancak öte yandan baraj altında kalması beklenen ATAKA’nın ve ATAKA ile benzer minvaldeki Sansürsüz Bulgaristan ve Vatanseverlik Cephesi’nin (NFSB ve VMRO) de barajı aşması, Bulgaristan siyasetinin endişe verici bir yönde ilerlediğini göstermesi bakımından üzerinde durulması gereken bir noktayı oluşturuyor.
Seçimin lider Bulgaristan'ın Avrupalı Gelişimi İçin Vatandaşlar partisi -GERB olmakla birlikte bir önceki seçime göre oy oranını arttırıp parlamentoda daha az milletvekili ile yer alması, ülke istikrarı açısından kriz sinyali anlamına geliyor. Sandıktan ikinci parti olarak çıkan Bulgar Sosyalist Partisi’nin ise gittikçe erimekte olduğu anlaşılıyor. Seçim öncesi tahminlerde GERB’in en büyük rakibinin HÖH olacağı tahminleri bu nedenle doğru çıkmış görünüyor. Zira Sosyalistler ile HÖH arasındaki fark oy bazında 20 bin, milletvekili bazında sadece 1.
Seçime 22 siyasi parti, sekiz koalisyon ve 4 bağımsız aday katıldı. 6 milyon 875 bin seçmen, Bulgaristan ve diğer ülkelerde kurulan sandıklarda oy kullandı. Seçime katılım yüzde 39 gibi oldukça düşük bir düzeyde kaldı. Seçime katılımın düşüş göstermesi, halkın siyasetten beklentisinin kalmaması ve siyasetçiye güvenmemesinin en başlıca göstergelerinden biridir. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de Türklerin sandığa gitme oranı ülke genelinden daha yüksek. Nitekim HÖH’ün ve elbette HŞHP’nin başarısı da kısmen bununla ilgili. Ancak aynı zamanda ırkçı, yabancı düşmanlığı içeren siyaset yapıcılığıyla daha da fazla ilgili. Seçim sonuçları ikisi tek parti olarak seçime giren HÖH ve ATAKA ile seçim koalisyonu yapan altı siyasi oluşum yüzde 4’lük seçim barajını aşmış görünüyor.
Bu çerçevede henüz resmi sonuçlar açıklanmamışsa da Merkez Seçim Komisyonu’nun açıklamasına göre yüzde 97’si açılan sandıklara göre seçim sonuçları şu şekilde:
Merkez Seçim Komisyonu tarafından %97 açılan sandık oranına göre oy dağılımı şöyle:[1]
GERB: % 32,66
BSP: %15,34
HÖH: %14,79
Reformcu Blok: %8,92
Vatanseverlik Cephesi: %7,30
Sansürsüz Bulgaristan:% 5,69
ATAKA:% 4,53
ABV:% 4,16
Yurtdışındaki oyların dağılımı da şöyle:
HÖH - %47,49
GERB - %25,72
Reformcu blok: %10,3
Oyların bu dağılımı 240 sandalyeli parlamentoda GERB’in 84 milletvekili alabileceğini, Sosyalistlerin 39, HÖH’ün 38, Reformistlerin 22-23, Vatanseverlerin 17-18, Sansürsüz Bulgaristan’ın 15, ATAKA’nın 12, ABV’nin 11 civarında sandalyeye sahip olabileceğini gösteriyor. Kuşkusuz ki sandıkların tümünün açılması ile sonuçlarda da oynama olabilecektir.
Bulgaristan’da Kaos Dönemi
Bulgaristan’da zaten belli bir süredir siyasi kriz ülkede gerginlik yaratıyordu. İstikrar vadeden Boyko Borisov, ikinci döneminde hayat standartlarının düşüklüğü nedeniyle başlayan protestolar sonucu, 20 Şubat 2013'te başbakanlıktan istifa etmişti. 12 Mayıs 2013 erken seçimlerinde de yine Borisov liderliğindeki GERB birinci parti çıkmıştı ancak tek başına iktidarı sağlayabilecek durumda değildi. Koalisyon ortağı bulamayınca muhalefete çekilmek zorunda kalmış, Sosyalistler ve HÖH koalisyon kurmuştu. Bu hükümetin ömrü de 1 yıl sürdü ve Temmuz’da istifa etti. Erken seçim kararıyla yönetim teknokrat hükümete bırakıldı.
Yeni dönemde de Boyko Borisov’un, üstelik bir önceki seçime göre daha az sandalyesi bulunurken koalisyon ortağı bulmakta zorlanacağı kesin. Ancak ikinci parti olan Sosyalistler bu kez bir öncekinden çok daha zayıf ve ülke istikrarı için GERB’in kuracağı bir koalisyonun yeğ tutulacağı açık. Üstelik Sosyalistler zaten iktidarda olmayacaklarını, muhalefette kalmayı tercih ettiklerini de açıkladılar. Koalisyon ihtimali açısından GERB ve HÖH’ün yeter sayıya ulaşabileceklerini söylemek mümkün. Ancak GERB’in seçim öncesindeki HÖH’ü hedef alan açıklamaları, böylesi bir ortaklığın yoğun pazarlık gerektireceğini gösteriyor. Reformist kanatla da bir koalisyon ihtimal dahilinde ancak dışarıdan destek görmesi gerekecektir. Bu çerçevede Vatanseverlik Cephesi’nin ancak Reformist Koalisyonunda yer alan Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’nin içinde bulunmayacağı bir hükümet koalisyonunu destekleyeceği yönündeki açıklaması yeni bir sorun oluşturacaktır. Zira Türk milletvekillerini dışarıda bırakan bir çözüm hükümeti, aslında Bulgaristan için derin bir sorun yaratacaktır. Hem Reformist blok kuşkusuz ki dağılacak hem de Bulgaristan’daki artan ayrımcı yaklaşımlar AB’den de tepki görecektir.
GERB açısından Sansürsüz Bulgaristan, Vatanseverlik Cephesi ve ATAKA ile yapılacak bir koalisyon da güven oylamasında yeter sayıya ulaşılmasını sağlayacaktır. Ancak ırkçı açıklamalar yapan ATAKA ile 2013 öncesi dönemde dışarıdan destekli hükümet kurma çalışmasının bir fiyaskoya yol açtığı, Bulgaristan’a dönük tepkileri arttırdığı, ülke içerisinde de ayrışmanın daha özel sıkıntılarını beraberinde getirdiği biliniyor. GERB kedisine ATAKA dışı formüller aramak zorunda kalacaktır. Ancak Sansürsüz Bulgaristan’ın seçim öncesinde Türkiye-Bulgaristan sınır kapısını kapatma girişiminin yarattığı kaos dikkate alındığında ATAKA ile benzer söylemlerle seçime giren Sansürsüz Bulgaristan ve Vatanseverlik Cephesi’nin yine GERB tarafından şüpheyle yaklaşılması gereken ortaklar olacağını göstermektedir. Bulgaristan’ın eski Cumhurbaşkanı Georgi Pırvanov’un liderliğini yaptığı Bulgar Uyanışı için Alternatif (ABV) siyasi oluşumunun da ülke istikrarına öncelik vererek kurulacak her türlü hükümeti dışarıdan destekleyeceğini açıkladığını belirtmek gerekiyor.
Bulgaristan seçimleri, yeni dönemde de siyasi krizin süreceğini, zorlu bir hükümet kurma pazarlığı döneminin ülkeyi beklediğini, güçlü bir iktidar olmayacağı için ekonomik krizin etkilerini azaltacak önlemlerin alınmasında zorluk yaşanacağını, ülkenin yabancı yatırımcı çekebilecek güven ortamını oluşturamayacağını, ekonomik kriz ve işsizlik sorununun büyüyeceğini, halkın siyasetçilerden duyduğu memnuniyetsizliğin arttığını ve yeni bir erken seçimin de çok uzak olmadığını gösteriyor. Seçim öncesi propaganda dönemi ise Bulgar siyasetçilerin her geçen gün ırkçı söylemlere daha fazla yaklaştığını, ayrımcılığın oy getirdiğini fark ettiklerini, popülist söylemlere daha fazla yaslandıklarını gösteriyor. Kuşkusuz ki ülkenin azınlıklarını yabancılayan, ötekileştiren söylemler de Türklerin ya da genel anlamda azınlıkların kendilerini temsil eden partilere daha güçlü bir yönelme göstermesini doğuruyor. Ancak sonuçta ırkçı ve ötekileştirici söylemler, ülke içerisinde uzun vadede giderilmesi güç olacak ayrımcı yaklaşımların tohumunu da yeşertiyor.
[1] Merkez Seçim Komisyonu'nun oy sayım sonuçları, http://www.kircaalihaber.com/?pid=3&id_news=13722