ABD, Basra Körfezi’nden ve Yemen kıyılarındaki Bab el-Mandeb Boğazı’ndan geçen tankerlerin ve ticari ve sivil gemilerin güvenliğini sağlamak için askerî koalisyon kurmayı hedefliyor. ABD Deniz Piyade Kolordusu Generali Joseph Dunford 10 Temmuz tarihinde yaptığı açıklamasında stratejik geçiş yollarının güvenliğini sağlamak için müttefikleriyle görüşmeler yapıldığını ve koalisyona dâhil olmak isteyen ülkelerin birkaç hafta içerisinde belli olacağını belirtti.
ABD’nin tek taraflı olarak veya diğer müttefikleriyle kuracağı koalisyon üzerinden stratejik körfezler bölgesinde askerî varlığını artırması nükleer anlaşmadan adım adım çıkan İran’a karşı baskı aracı niteliği taşıyacaktır. Resmî olarak sivil ve ticari taşımacılığın güvenliğini sağlamak amacıyla kurulacak olan bir koalisyona İran askerî, diplomatik ve siyasi olarak karşı koyamayacağı gibi bölgeyle yakın ticari ilişkileri olan ülkeler de böyle bir koalisyona destek olacaktır.
Bölgede ekonomik ve ticari çıkarları olan ve bu çıkarlarını koruma amacıyla koalisyona katılma kararı alan bölge ve bölge dışı ülkeler, tankerlerine karşı herhangi bir saldırı yapılması durumunda saldırana karşı askerî olarak karşılık verme hakkına sahip olacaktır. Aynı şekilde saldırıyı düzenleyecek olan aktör de yapacağı saldırıyla ABD dışındaki koalisyon ülkelerinin tamamını karşısına almış olacaktır. Bu da “saldırgan” aktörü caydırmak için önemli bir mekanizma olacaktır.
Genelde bu tür koalisyonlar uluslararası taşımacılığı ve ticari yolları tehdit eden korsanlara karşı kurulur. Bu koalisyonla beraber ABD tarafından terör listesine alınan Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) “korsan” olarak nitelendirilecektir. Dolayısıyla bu koalisyon aracılıyla DMO’nun Suriye, Yemen ve Lübnan’da silahlı gruplara sağladığı desteğin de önü kesilmeye çalışılacaktır. İran’ın desteğinden yoksun kalan Suriye ve Yemen’deki silahlı grupların kaynakları ve imkânları azalacağı gibi uzun vadede başarılı olmaları ve ayakta kalmaları zorlaşacaktır. Dolayısıyla da ABD tarafından oluşturulmaya çalışılan uluslararası bir koalisyon, İran ile desteklediği silahlı gruplar arasında bir abluka işlevi görecektir. Örneğin 4 Temmuz’da İran’dan Suriye’ye giden Grace-1 isimli petrol tankeri Cebelitarık Boğazı’nda İngiliz Özel Kuvvetleri tarafından durdurulmuş ve tankere el konulmuştu. Koalisyon güçlerinin üstleneceği böyle bir görev, aynı zamanda ABD tarafından İran’a karşı konulan ambargoların denetlenmesine de yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak uzun zamandan beri İran’ın, dünya petrollerinin üçte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nı kapatmakla tehdit etmesi, mayıs ve haziran aylarında Basra Körfez’inde petrol tankerlerine yapılan saldırı ve haziranda Amerikan İHA’sının İran tarafından düşürülmesi ABD tarafından uluslararası taşımacılığın güvenliğini sağlama amacıyla koalisyon kurma ihtiyacını ortaya çıkardığı gibi bu koalisyonun meşruiyetini de sağlamış oldu. ABD’nin bu koalisyon planının diğer müttefikleri tarafından desteklenmesi durumunda, onun İran’a yönelik baskı kurma konusunda elini güçlendirecektir. Bu durum aynı zamanda İran’ın DMO üzerinden desteklediği silahlı grupların, bölgedeki faaliyetlerinin engellenmesi için de önemli bir adım olarak görülmektedir.
https://iramcenter.org/sabir-askeroglu/