Kosova Başbakanlık binası, 9 Ağustos’ta taşlı saldırının hedefi oldu. Başbakanlık binasının bazı camları kırılırken, Komisyon toplantısının yapıldığı odaya biber gazı atıldı. Saldırı, Meclis Dışişleri Komisyonu’nda Kosova Cumhuriyeti ve Karadağ arasında Sınır Anlaşması’nın onaylanmasına dair yasa tasarısının görüşüldüğü toplantı esnasında gerçekleşti. Toplantıya muhalefetten Puhie Demaku ve Zafir Berisha yanı sıra Vetëvendosje’den Donika Kadaj, Albulena Haxhiu, Driton Çaushi ve Ismail Kurteshi de katıldı; iktidar ve muhalefet arasında sert tartışma yaşandı. Yasa tasarısının onaylanması ardından biber gazını atan ise Vetvendosje Hareketinden (Kendi Kaderini Tayin/Self Determinasyon Hareketi) milletvekili Driton Çaushi idi. Çaushi tutuklandı.
Yasa tasarısında Karadağ'a Sınır Anlaşması kapsamında 8 bin hektar toprak verilmesi öngörülüyor. ABD’nin Priştine Büyükelçiliği, sınırın 1940 yılından günümüze kadar haritaların görüşülmesinden sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sınırın Belirlenmesi Komisyonu tarafından tayin edildiği yönünde açıklama yapmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sınırın Belirlenmesi Komisyonu tarafından tayin edilen Kosova- Karadağ sınır çizgisinin 1974 Anayasası ile aynı çizgide olduğu ifade ediliyor. Sınır Anlaşması’na karşı çıkan grupların başında Kosova Parlamentosu'nda grubu olan Vetevendosje Hareketi geliyor. AAK ve Nisma da protestolara katılıyor. Albin Kurti liderliğindeki Vetevendosje Hareketi, sınır anlaşmasına söz konusu olan toprakların askeri bakımdan stratejik öneme sahip olduğunu ve su kaynaklarını barındırdığını iddia ediyor. Kurti, Kosova Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin Anayasa ile güvence altına alındığı ve bunun da 111 ülke tarafından tanındığını da ifade ediyor. Teklif edilen sınır çizgilerinin sırf Karadağ kadastrolarına göre şekillendiği de yine itiraz edilen konular arasında. Vetevendosje Hareketi, savaştan önce Kosova’ya ait olan Sırbistan sınırındaki Karaqevë’ye de dikkat çekiyor. Bu noktada 1974 Anayasası’nda Kosova’nın parçası olan Preşova için mücadele vermeyen Vetevendosje Hareketi’nin Preşova Vadisi’ndeki Arnavutlarca samimi bulunmadığını da not düşelim.
Kosova ve Karadağ arasında sınır konusundaki görüşmeler 2012’de başlamış, 15 Ağustos 2015’te de sınırı belirleyen anlaşma Avusturya Dışişleri Bakanı Sebaztian Kurz’un da katıldığı törenle Viyana’da imzalanmıştı. Bundan önce de sınırın 1974 haritasına uygun şekilde belirlenmesini öngören genel bir tasarı Kosova Parlamentosu’ndan 9 karşı, 72 lehe oyla geçmişti. 4 Ağustos 2016’da ise Başbakan İsa Mustafa'nın başkanlığında toplanan Kosova Bakanlar Kurulu'nun olağanüstü toplantısında Kosova ile Karadağ arasında Sınır Anlaşması Yasa Tasarısı onaylanarak meclise gönderildi. Karadağ Parlamentosu onaylamayı bir yıl önce gerçekleştirmişti. Tüm süreç boyunca da Kosova Hükümeti muhaliflerce protesto edildi.
Son saldırı, beş gün önce 4 Ağustos 2016'da Kosova Meclis binasına Kosova saatiyle 23:20'de kimliği belirsiz iki kişi tarafından tanksavar füze ile yapılan saldırıyı da anımsattı. Meclis binasına yapılan saldırıda ölen ya da yaralanan olmamış, saldırıda kullanılan motosiklet yanmış halde Tavuklubahçe olarak tabir edilen yerde terk edilmiş olarak bulunmuştu. Saldırı sonrasında Kosova Meclis Binası'na giden yollar polis tarafından kapatılmış, NATO/KFOR askerleri de olay yerine intikal etmişti. Saldırıyı Rugovasit (Rugovalılar) isimli bir örgüt üstlenmiş, basın organlarına gönderdikleri mektupta, Karadağ ve Kosova arasında imzalanan sınır anlaşmasına işaret ederek, Kosova Hükümeti'ni Kosova topraklarının satılmaması gerektiği yönünde uyardıklarını ifade etmişlerdi. Mektupta ayrıca, toprakların silahla korunacağı, anlaşmanın mecliste onaylanması durumunda büyük saldırılar yapılmaya mecbur olunduğu ifadeleri yer almaktaydı... Parlamento binasına yapılan saldırı için de “şiddet yanlısı” olarak tabir edilen ve protestolarıyla ülke gündemini şekillendiren Vetevendosje Hareketi’ni işaret eden bazı gazete haberleri söz konusu olmuşsa da Vetevendosje bunları bir basın açıklamasıyla yalanlamıştı…
Rugovasit isimli örgütün yeni bir eylem grubu mu yoksa Vetevendosje’nin hukuki kovuşturmaya yol açabilecek türden eylemleri daha küçük gruplarla gerçekleştirecek alt grubu mu olduğu konusu önümüzdeki günlerde tartışılabilir. Sonuçta Vetevendosje Hareketi eylemleri nedeniyle pek çok soruşturma ve tutuklamaya maruz kaldı. Bazı eylemleri, ABD Büyükelçiliğinden de tepki gördü ve protestoların daha barışçıl düzeyde tutulması yönünde açıklamalara sebep oldu. Göz yaşartıcı gaz kapsülü atılması Vetevendosje Hareketi için yeni bir eylem türü de değil. Kurti, 8 Ekim 2015 tarihli meclis oturumunda göz yaşartıcı gaz bombası atıldığı gerekçesiyle tutuklanmış ardından serbest bırakılmıştı. Bu tutuklamanın gözaltı kararı ibraz edilmeden, tutuklama kararı açıklanmadan gerçekleştirildiği iddia edilmişti; Kurti polisi keyfi hareket etmekle ve siyasallaşmakla suçlamıştı. Kurti, daha sonra 28 Kasım 2015’de 35 bin kişinin katıldığı bir eylem nedeniyle tutuklanmıştı. Kurti ile birlikte babası ve 20 partili de tutuklanmıştı. Tutuklamaya sebep olan eylemde Sırp Belediyeler Birliği’nin kurulmasını içeren Brüksel Anlaşması ve Karadağ’la imzalanan sınır anlaşması protesto edilmişti. 28 Kasım 2015 tarihli tutuklamada polis ve Vetevendosje Hareketi taraftarları arasında çatışma da yaşanmış, yaralananlar olmuştu. Kurti’nin iki aylık tutukluluk cezası ev hapsine çevrilmişti. Tüm bunlar olurken parti liderliğini sağ kolu diyebileceğimiz Visar Ymeri’ye devretmek zorunda kaldı. Dolayısıyla Kurti de Vetevendosje Hareketi de hem Brüksel Anlaşması hem de Sınır Anlaşması’na karşı çıkan muhalif grupların başında geliyor. Vetevendosje’nın protestolarında ya da siyasi açıklamalarında Kosova Hükümeti, bazen de UNMIK ve EULEX, KFOR hedef olabiliyor ancak doğrudan ABD ya da Almanya veya bunların politikaları hedef alınmıyor.
Nitekim Albin Kurti, 20 Temmuz 2016’da katıldığı bir televizyon programında da (KTV’de “Rubikon” isimli program) Karadağ ile Sınır Anlaşması’nın onaylanmasını engellemek için daha radikal olacakları uyarısında bulunmuştu. Yayında Kurti, “Geçtiğimiz yıl Ağustos ayı imzalanan anlaşmalar nedeniyle karanlıktı. Bu Ağustos, güçlü bir muhalefetle aydınlık olabilir, hareketimiz daha şiddetle tepki gösterecektir ve bir ay önceye kıyasen daha radikal olacağız. Kosova’nın bağışlanacak toprağı yok ve bu rejimin ne mermileri ne de hapishaneleri, anlaşmanın onaylanmaması için bizleri durduramayacaktır. Ağustos ayı biber gazıyla ve aydınlanacak” şeklinde konuşmuştu. Kurti’den başka Vetvendosje Hareketi de Kosova Meclisi’nin bu Anlaşmayı onaylaması halinde ülkenin genel güvenlik durumuna yansıyabilecek radikal önlemlere başvuracaklarını açıklamıştı.
Gelişmeler birkaç sonuca işaret ediyor: Sınır Anlaşması siyasi bir krizi ve ülkenin güvenliğini tehdit edici gelişmeleri tetikliyor; Brüksel Anlaşması’ndaki gelişmeler daha da sancılı bir süreç yaratacaktır; Kosova’da Arnavut milliyetçiliği her geçen gün biraz daha yükseliyor; protesto gösterilerine katılım da artıyor; Vetevendosje’den daha radikal gruplar daha sert eylemlere imza atıyor ve devamı da gelecek gibi. Arnavutların çoğunlukta olduğu bir ülkeden bahsediyoruz ve burada Arnavutların kendi tarih, kültür, siyaset, egemenlik ve geleneklerine ilişkin tehdit algıladıklarını gözlemliyoruz. Kosova’nın ABD Büyükelçiliğince yönetildiği bir iddia olmaktan çıkmış ve kanıksanmış, normal karşılanan bir gerçeklik olarak algılanmaya başlanmış durumda. Saldırılar Hükümete yönelik ve perde arkasındaki karar alıcılar protestolarda dile gelmiyor. Yani radikal milliyetçiler, daha ılımlı ve değişiklik taleplerine uyum gösteren milliyetçileri protesto ediyor. Söz konusu olan “denetimli bağımsızlık” olunca egemenlik ve toprak bütünlüğünü garanti altına alan kuruluş anlaşmalarının da ucunun açık olduğu görülüyor.