Dr. Yeşim Demir Dr. Yeşim Demir

ABD’nin İran’a Örtülü Savaşı (Yaptırımı) Ne Kadar Başarılı Olur?

25 Mayıs 2018
ABDnin İrana Örtülü Savaşı (Yaptırımı) Ne Kadar Başarılı Olur?

ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer anlaşmadan geri çekildiğini açıklamasının ardından ambargo uygulamaları başladı. Peki yaptırımlar ne kadar caydırıcı olabiliyor ona bakmak gerekiyor.

Tarihsel süreçte güçlü devletlerin veya uluslararası örgütlerin güçsüz durumdaki ülkelere yönelik başvurdukları bir zorlama yöntemi olan ve ekonomik olabileceği gibi diplomatik de olabilen uluslararası yaptırımlar her ne kadar uluslararası hukuka uygunluğu tartışma konusu olsa da özellikle Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra sıklıkla görülmeye başlanmıştır.

Yaptırımlar politik tutumların etkisinde kaldığı için devletlere yönelik çifte standartlara da yol açmaktadır. İran'a nükleer çalışmaları nedeniyle yaptırım uygulanırken İsrail'e yönelik herhangi bir girişimde bulunulmamaktadır.

Uluslararası yaptırımlar bazen olası bir savaşın önüne geçmekte ve ilgili sorunun çözülmesini sağlamaktadır. Ama görüldüğü üzere çoğunlukla yaptırıma maruz kalan ülke savaşın yıkıcı etkisine benzer zararlar görmektedir. Örneğin ABD tarafından Pakistan’a karşı uygulanan silah ambargosu Amerikan silahlarına bağımlılıktan dolayı askeri açıdan zayıflayan Pakistan'ın nükleer silah üretimine başlamasına sebep olmuştur.

Ekonomik yaptırımlar geçmişe dayanmakta...

Ekonomisi büyük oranda petrole dayalı olan İran’ın sanayisi yaklaşık kırk yıldır ambargo yüzünden kalkınamıyor. İran'a yönelik ambargolar 1979 İslam Devrimi ile başlamamıştır. Başbakan Musaddık'ın millileştirme politikası çerçevesinde İran petrollerini dünya pazarlarına aracısız satmak istemesi İngiltere’nin ambargosuyla karşı karşıya kalmış, Musaddık ABD desteği ile devrilince ambargo sona ermişti.

1979'da ABD-İran ilişkilerini etkileyen önemli unsurlardan biri olan rehine krizinden sonra ABD, İran’ın finans sektörüne, petrol ve petrol dışı ürünlerine karşı yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Tam da bu dönemde,  1970’li yıllarda başlayan İran-Çin ekonomik ilişkileri artarak devam etmiştir. Dün olduğu gibi bugün de Çin açısından İran’la ilişkiler, Ortadoğu ve Avrasya bölgelerinde siyasi ve ekonomik gücü artan ABD’ye karşı dengeleyici bir unsur olarak algılanmaktadır.

Rusya ve Çin'in yaptırım uygulandığı dönemlerde İran'a destek olmaları ABD’nin uygulamak istediği siyasi baskı gücünü zayıflatmaktadır. Bu nedenle ABD, İran’a karşı daha geniş katılımlı bir koalisyon oluşturma çabası içinde olmuştur.

Ekonomik Yaptırımlardan Ne Bekleniyor?

İran’ın nükleer silaha sahip olmak istediği ve Ortadoğu barış sürecine karşı terör gruplarına destek verdiği iddiasıyla ABD, İran’la olan ticari ilişkilerine kısıtlamalar getirmiştir. Ancak yaptırım uygulamaları nükleer programı durdurma konusunda başarılı olamamıştır bundan sonra da durdurma ihtimali şüphelidir.

İran'a yönelik direk savaş açmak yerine örtülü savaş ile içten zayıflatmaya çalışmaktadır. Yaptırımlarla ekonominin kötüleşmesi İranlıların ekonomik taleplerini arttırması ve  zaman içerisinde de ekonomik talepler yerini siyasi taleplerde bulunmaları beklentisi içindedirler. Ancak unutulan şey, İranlılar nükleer çalışmalarını “milli gurur” olarak değerlendirmekte ve bu çalışmaları ekonomiden bağımsız olarak görmektedir.

İran nasıl bir cevap verebilir?

Ekonomik ambargo girişimine karşı İran cevap olarak petrolü kullanacaktır. İran, dünya piyasalarına petrol ihraç eden önemli bir aktör olma avantajından faydalanarak, petrol fiyatlarının artmasına sebep olacaktır. Böylesi bir durum da hem ABD hem de küresel pazarlar olumsuz yönde etkilenecektir. Finans piyasalarında ise İran, elindeki Dolar rezervini Euro’ya çevirerek ABD’ye cevap verebilir. Ayrıca geçen haftalarda Türkiye ile yapacakları ticarette iki ülkenin kendi paralarını kullanması yönünde görüşmeler yapmışlardı. Nasıl ABD  ekonomik olarak İran'a zarar vermeye çalışıyorsa İran da ABD'yi olumsuz etkilemeye çalışacaktır. Dolayısıyla bu durumda küresel ekonomi olumsuz etkilenecektir.

Bu yaptırımlar karşısında İran’ın boyun eğmeyeceği gibi halkının daha da kenetleneceği söylenebilir.

Yorumlar