Rusya Dış İstihbarat Servisinin Başkanı Sergey Narışkin, 19 Şubat 2018’de Erivan'da iş gezisinde bulundu. Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi’nin verdiği bilgiye göre Narışkin, Erivan'da Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi'nin Başkanı Georgi Kutoyan’la görüştü. Görüş esnasında taraflar arasındaki temel tartışma konusu uluslararası terörizm idi.
İlginçtir ki, Putin'in istihbarat başkanı Erivan'da bulunduğu sırada Ermenistan polisi de Ulusal Güvenlik Servisi ile birlikte Erivan'da Kürt teröristlerin arayışına çıkmıştır. Yerel basın tarafından haber veriliyor ki, Ermenistan'ın güç yapıları Gümrü kentinde de (burada 102 sayılı Rus askeri üssü bulunur) teröristlerin aramasını yaptı. Verilere göre, Erivan'da okuyan Ermeni ve Kürt öğrenciler birimlere çağrılıp, sorguya alındı.
Not edelim ki, geçtiğimiz hafta "Aykakan Jamanak" gazetesinde PKK’nın Türkiye'den Ermenistan'a kaçtığı hakkında yazı yazılmıştı. Ermenistan'ın Türkiye ve İran ile sınırlarını ise Rus askeri - Federal Güvenlik Servisi'nin görevlileri koruyor. İstisna değil ki, Narışkin’in seferinde bu mesele de dikkate alındı.
Türkiye’nin hedef aldığı ve her yerde takip yaptığı PKK terör örgütü üyelerinin Ermenistan'a, hatta Dağlık Karabağ'a geçmesi, gizlenmesi Ermenistan'dan daha çok, Rusya-Türkiye ilişkilerine zarar getirebilir. Moskova-Ankara ilişkileri ise hazırda dinamik inkişaftadır ve sadece ekonomik-ticari, turizm ve enerji alanlarını ( "Türk akımı", Akkuyu AES) değil askeri işbirliği alanlarını da (S-400-lar) kapsıyor.
Ayrıca terörist PKK'ya ve onun uzantıları olan YPG ve PYD’ye Ermeniler özel sempati beslerler. Sadece Türkiye amiline değil Azerbaycan ve işgal altındaki Karabağ açısından da bu böyledir. Bağdasarov "Sputnik Armeniya" yayında şu sözleri ifade etti: "Ermenistan Suriye'nin kuzeyinde ve Türkiye'nin güneydoğusunda Kürtlerin başına gelenlere karşı duyarsız olamaz ve olmamalıdır. Ermenistan Kürt silahlılarına en azından, insani yardım göstermelidir. Sessizce oturamazsın. Genel düşmanla yani Türkiye ile mücadele için çabaları seferber etmek gerekir. Güneydoğu Türkiye, Ermenistan ile doğrudan bir sınırdır. Söylenen açıklamalar Suriye krizine de geçerlidir - hangi meselede ki, Erivan anlaşılmaz nedenlerden susuyor ve hareketsizdir. Oysaki bu Arap ülkesinin topraklarında büyük Ermeni topluluğu var ve onların temsilcileri İslamcılara ve Türklere karşı savaşıyorlar. Kürtlerle işbirliği, Ermenistan için askeri açıdan olumlu olabilir. Örneğin, Suriyeli Kürtlerin -teröristlerin -tecrübesinden Azerbaycan'a karşı yararlanabilirler. Kürt liderleri Stepanakert'e (Hankendi'ye) çağırın. Size göstersinler ki, canlı güç ve teknik açısından defalarca üstün olan düşmanla -Azerbaycan'la - nasıl mücadele ediliyor. Ayrıca, göstersinler ki, düşmanın arkasına geçmeyi sağlayan savaş tünelleri nasıl uygulanır."
Görüldüğü gibi kendisini Rusya toplumuna uzman gibi tanıttıran bu Ermeni faşisti gerçekte Rusya üzerinden teröre, teröristlere destek göstermeye çağırıyor; teröristleri Ermenistan'a ve egemen devlet olan Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarına davet ediyor ve üstelik de Ermenistan'a devlet olarak teröristlere destek olmayı ve terör "deneyimlerinden" yararlanmayı öğütlüyor.
Aslında şaşırtıcı değil. Çünkü Ermeniler de terörü esas mücadele araçlarından biri olarak seçen millet olarak bilinmekteler. Sadece ASALA'nın geçen yüzyılın 80'li yıllarında Türkiye diplomatları ve onların aile üyelerine karşı farklı ülkelerde gerçekleştirdikleri terör eylemlerini hatırlamak yeterlidir. Geçen yüzyılın 90'lı yılların başında ise Azerbaycan halkına karşı bir dizi terör eylemi (metro, yolcu otobüsleri) gerçekleştirdiler. Ayrıca, Gürcistan’da Ermenilerin yaşadığı Cavahetiya bölgesinde kaynağını Ortadoğu'dan alan ASALA'nın yerel bir benzerinin yaratıldığı hakkında bilgi yayıldı. Ondan önce ise ASALA'cılar (Lübnan Ermenisi Vazgen Sisilyan) işgal altındaki Karabağ'da görülmüştü. Bu terör örgütünün PKK'cılarla işbirliği ise açık bir gerçektir.
Sonuç olarak, PYD / PKK teröristleri Karabağ topraklarında kendi sığınaklarını oluşturmaktalar. Ayrıca, Ermenistan hükümeti bu teröristleri Azerbaycan devletine karşı kullanacaktır. Özellikle, olası bir diğer Karabağ savaşında. Böylece, Ermenistan’ın Karabağ üzerinden Ankara ve Bakü’ye karşı PYD / PKK-yı kullanmak fikrinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu daha çok Karabağ'da yeni oyunun kurulmasına benziyor. Eğer gerçekten böyleyse, teröristler Karabağ’a yerleştiriliyorsa o zaman ortaya bu sorular çıkıyor. Bu terör gruplarının arkasında ABD, Almanya, Britanya gibi devletler olduğuna göre yani onların parası, maliyesi, silahı esasında yaşadıklarına göre onların izni olmadan nasıl Karabağ’a gidiyorlar? İzinsiz gidiyorlarsa bu ülkeler neden rahatsız değil? Bilgileri dâhilindeyse o halde, Azerbaycan’a karşı oyun mu kuruluyor?
Bu ciddi meseledir, buz parçasının görünmeyen tarafından meseleye bakmak gerekir. Görünen o ki ABD, PYD / PKK'nın Karabağ'a yerleşmesiyle doğrudan ilgilidir. Başlıca sebep Rusya'nın çökertilmesi, aynı zamanda Rusya-Türkiye arasında münakaşa şeridi kurmaktır. Öte yandan, sebeplerden diğeri Kürtleri Karabağ’da yerleştirerek, İran’da yaşayan Kürtlerle birleştirmek ve İran etrafı bölgelerde kaos yaratmaktır.
En önemlisi şudur ki Batı ve ABD, Ermeni-Kürt birliğini yaratmaya çalışıyor çünkü Ermeniler çoktandır Rusya'ya karşı destek istiyorlar. Mesele Ermeni Kürt birliğini kurmaktır. ABD bu konuda her iki tarafa destek verecektir. Görünen o ki, yeni bir süreç başlıyor ABD Ermenilerle Kürtleri birleştirip onları Rusya'ya karşı kullanabilir. Bu zaman ortaya böyle bir soru çıkıyor: “Taraflar bunun karşılığında ABD’den ne istediler ya da ne istemişler?” Fikrimizce, Kürt tarafı sözde “Kürdistan” devletini, Ermeniler ise sözde “Büyük Ermenistan” devletini kurma hayallerinin gerçekleştirilmesi için destek istemişlerdir. En azından, Bağdasarov’un da dediği gibi, "ortak bir düşman" a – Türkiye ve Azerbaycan’a karşı…