Ortada büyük ayrılıkçı Kürt oyunu görünüyor, büyük ihtimal İran'a karşı da kullanılacaktır. Bunu kanıtlayan bazı ciddi gerekçeler var, üstelik İran'da Kürtlere ilişkin 2015-2016 boyunca çeşitli silahlı vakalar yaşanmıştır. İran'a karşı Kürt projesinde ABD ve Almanya'nın ismi, Türkiye'ye karşı etkinlikte ise Rusya ve ABD'nin ismi geçmektedir.
2016 yılında İran'ın genelinde Kürt silahlılarının gerçekleştirdiği bir olay yaşandı. Bu silahlı kişilerin Peşmergeye bağlı olduğu, Almanya'ya ait silahlarla donatılmış oldukları ve ABD tarafından eğitim gördükleri sonradan ortaya çıkmıştır. Sadece bununla kalmadılar, bu olayın ardından İran içindeki Kürt grupları birkaç kez İran askeri birliklerine saldırı düzenledi. Kürtlerin İran lideri Mustafa Hijri bu arada açıklamada bulunarak, İran'a karşı silahlı mücadeleye başlayacaklarını belirtti. Bu grupların da belli olduğu gibi, ABD ve Almanya tarafından ister ekonomik isterse de siyasi açıdan desteklendiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra İran'ın içindeki Kürt militanlarından düzenlenmiş "PJAK" örgütü tarafından son zamanlarda hareketlenme görülmektedir. İlginçtir ki bu zamana kadar "PJAK", Amerika Birleşik Devletleri tarafından terör örgütü olarak tanınmamıştır.
Özel bir hususu da belirtmek isterim ki, "Asia Times" yayınının yayımladığı yazıya göre, "PJAK" terör örgütünün üyeleri ABD istihbarat servisleri tarafından, Irak topraklarında eğitim görmektedirler. Aynı yazıda, eski ABD istihbarat subayı Mark Smith'in de bunu doğruladığı belirtildi. Bunun yanı sıra, Washington'un gizli bir şekilde İran karşıtı rejim muhalifleri oluşturması ve bununla ilgili ciddi askeri tatbikatlarda bulunduğuna dair bilgiler ortaya çıkmaktadır.
"BBC" bildiriyor ki, 2016 yılının Ağustos ayında "PJAK"ın İran'a ait askeri birimlere silahlı saldırısı sonucunda 20 kadar İranlı asker ölmüştür. Bütün bunların yanı sıra 2015 yılında İran Kürtlerinin lideri Mustafa Hijri’nin ABD'de Senatoyla yapmış olduğu resmi görüşmeleri hatırlamakta fayda vardır.
İran Kürtlerinin lideri bildirmiştir ki, "Biz - Kürt milleti İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı savaşıyoruz. Bizi, Amerikalı olarak bu yolda yalnız bırakmamalısınız, desteğinize ihtiyacımız var.”
İran Kürtlerinin lideri ABD'ye yaptığı ziyaretten bir kadar önce ise Almanya'da resmi ziyarette bulunmuş ve bir takım önemli görüşler yapmıştır.
"Associated Press" ajansı yazıyor ki, Kürtler Kuzey Irak'ta eğitim aldıktan sonra ABD ve Almanya tarafından İran'a karşı kullanılmaktadırlar, bunu Kürtlerin kendileri de itiraf ediyorlar.
Kuşkusuz, bu silahlanma ve askeri eğitim süreci Irak'ta IŞİD’e karşı mücadele sırasında yürütüldü. Eğitim görenler arasında ilk sırada PAK geliyor (Kurdistan Freedom Party). İlginçtir ki, PAK-in katılımı ile 2016 yılında İran'ın genelinde 8’e yakın olaylar yaşanmıştır. Almanya ve ABD istihbarat servisleri peşmergeye yardım adı altında PAK üyelerini de İran'a karşı eğitmekteler.
PAK-ın sözcüsü Hüseyin Yazdanpana kendisi itiraf ediyor ki, onlar İran'da mücadeleyi mutlaka sürdüreceklerdir. Bu konuda Batı ve ABD'li ortaklarından daha da ciddi destek bekliyorlar. Şüphesiz PAK-ın sözcüsünün 2016 yılında İran Kürtlerinin lideri Mustafa Hijri ile görüşme yapması önemli konulardan haber vermiyor değil.
Belirtmek gerekir ki, Kürt silahlılarına sadece Almanya ve ABD değil, aynı zamanda da İtalya, İngiltere, Hollanda, Finlandiya, Norveç, Macaristan ve İsveç gibi ülkelerin de askeri uzmanları eğitim vermekteler.
Bu noktada Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın fikirlerini hatırlatmak isterim, o, "New York Times" a verdiği röportajda bildiriyor ki: "Ben Kürtlerin, Kürt güçlerinin büyük hayranıyım"...
Kısacası, ABD ve Almanya'nın Ortadoğu'daki jeopolitik ve enerji çıkarları çerçevesinde Kürtlerin nasıl bir öneme sahip olduğu bellidir.
Tüm gösterilen olgular bir daha onu gösteriyor ki, Türkiye'ye karşı Kürt kartının kullanıldığı gibi, İran'a karşı da artık kullanılacaktır fakat henüz ilk aşamadalar.