2014’te ABD ve Afganistan arasında varılan anlaşmaya göre, 2017’ye kadar Amerika Birleşik Devletleri ordusu Afganistan'da kalabilirdi. Anlaşma sadece ABD ile değil aynı zamanda NATO güçleri arasında da imzalandı. Söz konusu anlaşmaya göre, NATO'nun 12 bin 500 kişilik askerinin 9800’ü ABD'nin payına düşmektedir. Bu anlaşmayla askeri güçlerin sayısının 2015 sonuna kadar yarı yarıya azaltılması hedeflenmiştir. Böylelikle, 2016 sonunda ABD yaklaşık 1000’E yakın askerini Afganistan'da barındıracaktır.
ABD'nin Aniden Değişen Kararı
Amerikan ordusunun Afganistan'daki bir numaralı askeri stratejisti olarak bilinen General John W. Nicholson’un Senato’ya sunduğu rapor dikkat çekiyor. Nicholson’un ABD’nin Afganistan'da "çıkmaz"a düştüğü açıklamasını yapması, hem Afganistan'da canlı kuvvetin artırılması hem de Rusya ve İran'ın burada aktifleşmesinin üzerinde duruyor olması, ABD’nin 2018 yılı dış politikasında hangi konulara daha çok yoğunlaşacağının habercisiydi. ABD ordu yetkilisi bildiriyordu ki, Rusya'nın Taliban'a destek amaçlı konuşmalar yapması da ayrı bir kayda değer olaydır.
Bir süre önce ise Afganistan'ın eski Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin dile getirdiği fikirler dikkat çekti. Karzai, Afganistan'a saldıran IŞİD savaşçılarının ABD tarafından hazırlandığını ve belirli noktaları hedef seçmekle ilgili talimat aldıklarının gözlemlendiğini vurguladı. Kuşkusuz, Washington gizli olarak Afganistan'da yeniden terörü ateşliyor.
Karzai, Taliban'ın son günlerdeki yükselişinin de dış güçlerin desteği ile alakalı olduğunu söylüyor.
İlginçtir ki, 2016 ve 2017 yıllarında Afganistan'da görev yapan ABD askerlerine karşı saldırıların sayısı keskin şekilde arttı. Özellikle, Amerikan Ordusu tarafından eğitilen Afgan askerleri Amerikan ordusuna karşı ateş açıyor. Taliban saflarına katılan bu ABD eğitimli askerler, akıllarda soru işareti yaratıyor. Soru şu ki, ABD terörist yetiştiriyor mu? Peki, ABD 2001 yılından bu yana Afganistan'da terörün kökünü kesmekle meşgul değil miydi? ABD, terörle mücadele için mi yeni teröristler yetiştirmek için mi Afganistan’a girdi?
Bu anlamda Beyaz Saray'dan gelen karar şaşkınlık doğurmamalıdır. Çünkü Donald Trump’ın yaklaşık 3 bin kişilik askeri birliği Afganistan'a yollaması, Washington'un bölgesel hatta alt bölgesel jeopolitik çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini göstermektedir. Rusya ise Afganistan'daki mevzisini kaybetmemek için Afganistan'da faaliyette bulunan Kuzey ittifak adında terör örgütüne hep yardımda bulunmuştur. Bölgede ABD ve Rusya arasında yeni jeostratejik oyunların oynanmaya başlandığını söyleyebiliriz.
Rusya ABD'ye karşı Afganistan'ı kullanıyor mu?
Bilindiği gibi, 2015 yılında Afganistan resmen IŞİD’e karşı savaşmak için Rusya'dan askeri destek istemiştir. Afganistan'dan uzmanlara göre, yardım istenilmesinin başlıca nedeni Batı ülkeleri ile terörizme karşı mücadelede etkili sonuca varılamamasıdır.
Hiç şüphesiz ki ABD, Rusya'nın Afganistan üzerinden bölgede aktifleşmesine hiçbir şekilde izin vermemeye çalışacaktır.
Belirtmek gerekir ki, Rusya, Çin ve Pakistan temsilcilerince Aralık 2016’da Moskova'da toplanılarak Afganistan'daki durumun ele alınması, ayrıca Taliban’a karşı biraz yumuşak tutumda bulunmalarına dair BM ülkelerine çağrı yapılması ve hatta bazı Talibancıların BM yaptırım listesinden çıkarılması bile mevcut durumun hiç de basit olmadığını gösteriyor.
Tabii ki, Rusya'nın Afganistan Büyükelçisi Alexander Mantitsky'nin “NATO’nun terör ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeledeki başarısızlığı” ifadesi, aslında Moskova’dan verilmiş bir mesaj olarak algılanabilir. Rusya Büyükelçisi’nin Afganistan'da barışın yeniden başlaması için Taliban'la görüşmelerin başlatılmasına dair çağrıda bulunması, ayrıca Rusya'nın Taliban'la Kabil arasında arabuluculuk yapabileceğini açıkça beyan etmesi ciddi bir belirsizliği ortaya çıkarıyor. Hatta Rusya'nın Taliban'la 2016 yılından beri ilişkide olduğu sır değil. Aynı yılın başlarında sınır bölgelerinde belirsiz helikopterlerden Taliban için Rusya'ya ait askeri mühimmatla yardım yapılmıştır. Bundan başka Taliban lideri Molla Ebdülkasım’ın sürekli olarak Ruslarla temasta olduğu bilgisi de yaygınlaşmaktadır.
IŞİD’in Afganistan'ın kuzeyinde aktifleşmesinin kendi için ciddi tehdit oluşturduğunu Rusya tarafı vurguluyor. Bu söyleme göre IŞİD’in Orta Asya'ya sızma ihtimali çok yüksektir ve bu sonuç itibari ile Rusya'nın ulusal güvenliği için büyük sorun oluşturacaktır.
Bu anlamda ABD Savunma Bakanı James Mattis’in Nisan ayındaki Afganistan ziyaretinde yaptığı açıklamayı hatırlatmakta fayda var. ABD Savunma Bakanı, Rusya'nın Taliban'ı desteklediğini ve bölgedeki barışın Moskova tarafından resmen ihlal edildiğini söylemişti.
Bu durumda, Afganistan üzerinden oyun kartlarının yeniden dağıtıldığını söyleyebiliriz. Muhtemelen, zamanında SSCB'ye karşı kullanılan Taliban faktörü, bundan sonra ABD'nin kendisine karşı kullanılacaktır. En azından mevcut jeopolitik durum bize bunu söylemeye imkan veriyor.