İncirlik'in ABD'ye tamamen/kısmen, geçici/temelli/ucu açık şekilde, sadece cezalandırmak için ya da şu şu adımların atılma(ma)sı karşılığında kapatılmasına/faaliyetlerinin sınırlanmasına karşı olmak, tereddüd etmek, bu adımda acele etmemek yönünde yaklaşanların argümanları, varsayımları, endişeleri neler olabilir?
Şimdi burda akıl edebildiğimiz kadarıyla sadece alt alta dizeceğimiz bu argümanlarla hesaplaşmak, onlarla güreşmek zorundayız.
Bazılarında bir ölçüye kadar haklılık payı olduğunu düşünsek bile ABD'nin PKK adımına güçlü ve acıtıcı bir cevap vermemenin de sakıncaları olabileceğini unutmadan bu itirazları sıralayalım:
1) "Başka yere taşır, bu mümkün, tam değilse de uzaktan gelerek yapar harekatını, bize mecbur değil."
2) Yukarıdakiyle benzer ve ilişkili, "K. Irak ve hatta Suriye'de (?) üsler kurabilir, bu da PKK ve/veya Barzani vs nin devlet kurmasına destek vermesi/verdiği desteği arttırması, bu süreçlerin hızlanmasına neden olabilir."
3) "İncirlik'i kullanamayan ve belki burdan 'atılan' bir ABD Türkiye'yi cezalandırmak isteyebilir. Bu cezalandırma PKK, Cemaat, ekonomi gibi meselelerde görülebilir."
4) "Türkiye ile ABD, Türkiye ile Nato ve Batı arasındaki bağlar zayıflayabilir ve belki de bu derin ve kalıcı dahi olabilir."
5) "ABD İncirlik'ten çekilirse, Türkiye'ye yönelik nükleer şemsiye ve garantiler de hem ABD'nin, hem Türkiye'nin hem de üçüncü tarafların gözünde zayıflayabilir."
6) "ABD Türkiye'yi bölmek falan istemiyor. Sadece IŞİD işini bir an önce bitirmek istiyor. Bunun için de hazır ve nazır sadece PKK var. Adamların bekleme lüksü yok. Alternatifler yetrsiz, zaman alıcı, güvenilir değil. PKK ile işi göürmenin zorluk ve riskleri de yok değil ama adam bunların üstesinden gelinebileceğini düşünüyor/umuyor. TR'yi bölmek gibi bir isteği olmayan ABD'yi fevri tepkiler vererek bu yola girmek zorunda/durumunda bırakmayalım."
Bunların hepsine az veya çok verilecek cevaplar vardır. Bir kısım risk ve sakıncanın gerçekleşme ihtimali kolaylıkla ölçülemez. Bazı riskler de gerçek ve hatta önemsiz değilse bile göğüslenmesi gerekebilir.
Dediğim gibi burada bunları ayrıntılı olarak tartışacak değiliz. Burada kaçınılmaz olarak sınırlı, basit ve geçici bir katalog yapmış olmakla yetinmiş olalım.
İşin ilginci İncirlik'le ilgili önemli bir adım atılmasına karşı olacak insanlar bizim takip edebildiğimiz kadarıyla yukarıdaki ve benzeri argümanları dile getirmiş bile değildirler.
Belki bu ihtimali henüz ciddi görmedikleri için, belki zihinsel tembellikten ya da bu tür şeyleri söylemenin bugünün Türkiye'sinde söylemenin riskleri olacağını düşündükleri için bu tartışma daha yapılmış değildir.
Halbuki Türkiye'de ciddi ve derin bir İncirlik tartışması olsa idi onun gidişatı ve sonucuna göre belki de bu ABD'nin kararını da etkileyebilirdi.
Zaten Türk dış politikası ile ilgili entellektüel güdüklüğümüz, tartışmaların genelde kısır, kutuplaşmış, ezbere, ciddiyetsiz, cılız, etkisiz oluşu ve hatta bazen de hiç olmaması genel dış politka performansımızın düşük olmasının da (belki de önemli) nedenlerinden biridir.
Hükümetin ve on ayakın çevrelerin elbette esas sorumlu sayılması gereken performasımız SADECE onların kapısına bırakılamaz.
Farklı perspektifleri olan, değişik görüşleri savunan araştırmacılara alan açmakta hükümetin farketmediği bir çıkarı vardır.
"Fikirler piyasası" hiçbir yerde, Batı'da da, mükemmel işlemez ama tartışma, fikir üretme, karar alıcılara ulaşma ve onlarla etkileşim ortamının bu kadar tek taraflı olması sağlıksızdır.
Bu böyle devam etmemelidir, edemez ve etmeyecektir de.
Türkiye’nin dış ve güvenlik poltikasında suboptimal performans göstermeye devam etmesinin sonucu hiç beklemediği bir zaman, hız ve şekilde yolun kenarına itilmek olabilir.