Şanlı Bahadır Koç Şanlı Bahadır Koç

Trump'ın Sızdırılan Vergileri Bizi Germeli mi?

15 Mart 2017
Trumpın Sızdırılan Vergileri Bizi Germeli mi?

ABD’de 40 yıldır Başkan adaylarının ödedikleri vergileri açıklamaları geleneği var.

Trump ise buna gerek olmadığını, Amerikan halkının bunu talep etmediğini, hesaplarının “audit altında” olduğunu, uygun zamanda açıklayabileceğini söyleyerek bundan kaçınmıştı

Bu durum serveti, öde(me)diği vergiler ve potansiyel olarak alengirli yabancı (Rus) ilişkileri olup olmadığına dair soru işaretleri yaratmıştı.

Dün gece MSNBC kanalı ve Daily Beast Trump’ın 2005 yılına ait vergi belgelerini açıkladılar.

 

İlk etapta görülen Trump’ın o yıl 38 milyon dolar civarında vergi ödediği.

Trump yaklaşık %25 vergi vermiş.

Vergilerini azaltmak için elinden geleni yapmış.

Ama zaten bunu hep övünçle belirtiyordu.

Ayrıntılarda başka şey çıkar mı bilinmez ama pek problem yok gibi.

Peki bu belgeyi kim, niye ve neden şimdi sızdırdı?

 

Bunu Trump kendi mi yaptı?

Gündemi değiştirmek ve/veya kendisi hakkındaki algıyı kırmak için?

Ama o zaman neden tek bir yıl?

Diğer yıllarda daha farklı şeyler mi var?

Trump değil de başkası sızdırdıysa neden böyle masum denebilecek rakamlar sızdırıldı?

Acaba birileri Trump’la oyun mu oynuyor?

Ona işkence mi yapıyor?

Ona mesaj mı veriyor?

Şantaj mı yapıyor?

Onu hata yapmaya mı zorluyor?

“Turpun büyüğü heybede” mi?

 

Kendi partisinin elitlerinden Amerikan istihbarat kurumlarına, yabancı devletlerden geçmişte yolları kesişmiş ve bozuşmuş olduğu kişilere ve (yukarı işaret ettiğimiz gibi) Trump kendisine kadar çok değişik aktörler bu sızıntının arkasında olmuş olabilir.

Trump döneminde sıkıcı gün yok gibi.

Her şey bir reality show havasında gerçekleşiyor.

Trump’ın Başkanlık görevi için ehil olmadığı açık.

Zamanla biraz tecrübe kazanabilir, işe alışabilir, oturaklaşabilir falan ama başlangıç noktası kabul edilebilir noktanın o kadar uzağındaki ve karakteri öyle köşeli ki, normal bir düzeye gelmesi bile sürpriz olur.

Ama Trump’a karşı medya, istihbarat örgütleri ve bir ölçüde yargıdan gelen sağlı sollu ataklar da şüphe ve kaygı uyandırıcı.

 

Bir kere henüz buralardan kopartılan patırtıyla orantılı ifşaatler gelmiş değil.

Ayrıca Trump’ın Rusya ile ilişkileri odaklı bu baskı Trump’ın önerdiği veya hazırladığı politika önerileri ve girişimlerine odaklanmayı zorlaştırıyor olabilir.

Trump’ın sadık kitlesi zaten ana medyaya kulaklarını önemli ölçüde kapamış durumda.

Hatta bu salvolar onlarda, “tabii Trump kurulu düzeni zorladığı/zorlayacağı için bu saldırılara maruz kalıyor” düşüncesini güçlendiriyor.

Bu saldırılar normalde adeta bir tür 3. parti Başkanı olabilir gibi görünen Trump’ı partisinin elitlerine mahkum ediyor olabilir.

Obama’nın sağlık reformunun yerine koymak için Kongre’deki Cumhuriyetçi liderler tarafından önerilen ama Trump’a oy veren geniş bir kitleyi de “yakacak” son öneri paketinde görüldüğü gibi.

Ayrıca olur da Trump medya-istihbarat-yargı ve diğer aktörlerce bir şekilde devrilirse bunun Amerikan demokrasisi için önemli ve belki de uzun dönemli sonuçları olabilir.

Trump, tarzı, düşünce, söylem ve politikaları bu durumda bir tür “şehit” statüsü kazanabilir.

Ayrıca bu tür müdahaleler ileride alışkanlık yapabilir ve tekerrür edebilir.

Etmese bile gelecekteki Başkanların üzerinde Demoklesin Kılıcı gibi korkutucu bir etki yaratabilir.

Benim takip edebildiğim kadarıyla henüz Trump-Rusya ilişkisinde suç boyutunda bir şey kanıtlanmış değil.

Olsa şimdiye kadar ortaya atılırdı diye düşünülebilir.

Tabii tersi bir bakış da şu olabilir:

“Bu tür dosyaları hazırlamak çabuk ve kolay olmaz.

“Özellikle başınızda Başkan’ın kendisi ve onun adamları varsa.

“Ayrıca kanıtlar da varsa bile işin doğası gereği kolay kolay “smaç” netliğinde olmaz.

“Ve tabii koskoca Amerikan Başkanı’nı devirmek için hukuki adım atmak için düğmeye başmak yürek ister.

“Bu nedenle Trump Ruslarla “yüz kızartıcı” işlere girdiyse bile bununla ilgili adımların hemen gelmesini bekleme” diyenler olabilir.

Belki. Ama yukarıda saydığımız nedenlerle bu atmosfer Amerikan siyaseti ve zaten birçok başka nedenle sorunlu Amerikan demokrasisine zarar veriyor.

“Ya bundan bize ne” ya da “beter olsunlar” diyen çıkabilir.

Trump’ın ve Amerikan siyasetinin geleceği bizi de etkiler.

Nasıl, ne zaman ve ne kadar bunu söylemek çok daha zor ama etkiler.

Bize fırsat ve tehditler sunar/getirir.

Amerika’nın içinde ne olduğunu takip etmek gereksiz bir hobi değildir.    

Amerikan demokrasisi elitlerinin sandığı ya da sadece övündüğü kadar iyi değildi ama daha da kötüye gitmesi iyi olmaz.

Dünyanın en güçlü devletinin iyi bir demokrasi olması ya da en azından öyle olmayı istemesi iyidir.

Çünkü o idealden çok uzaklaşırsa “dünya başka bir yer olur.”

“Zaten olmadı mı başka bir yer?” denebilir tabii ama bu tür şeyler sonuçta a) derece meselesi, b) henüz “dönülmez akşamın ufkunda” değiliz.

Yorumlar