ABD Dışişleri Bakanlığı'nın karar alma sürecindeki konumu zaten on yıllardır geriliyordu.
Ağırlık uzun süredir Beyaz Saray'a (ve W Bush döneminde Pentagon'a) kayıyordu.
Ama Trump yönetiminde Dışişleri'nin pozisyonu şimdiye kadar tam anlamıyla serbest düşüş içinde.
ABD'nin en büyük petrol şirketi Exxon'un başkanlığını bırakıp bakanlık görevine gelen Rex Tillerson belki daha önceki görevinin verdiği alışkanlıkla kameralardan kaçıyor.
Ya da belki de Tillerson Trump'ın ve Beyaz Saray'ın ne yaptığını tam bilmediği için yanlış bir şey söylemekten korktuğu için az konuşuyor
Bakanlığı yönetmesinde ona yardım edecek çok sayıda pozisyon boş duruyor.
Çok sayıda görevli Obama yönetiminin adamları oldukları düşünülerek aniden kovulmuştu.
Odalar, pozisyonlar, masadaki koltuklar boş bekliyor.
Bakanlık uzun zamandır basın brifingi düzenlemiyor.
7 Müslüman ülkeye yasak konurken Bakanlık'a hiç danışılmamış.
1000 bakanlık görevlisi bu karara benimsemediklerini yazmışlardı.
Bakanlık yetkilileri Beyaz Saray girişimlerini yabancı yetkililerden öğreniyor.
Yemen'de kötü giden terör operasyonu için karar verilirken masada bakanlıktan kimse yokmuş.
Tillerson'ın yardımcısı olarak önerdiği Elliott Abrams son dakikada Trump'tan kesik yedi.
Sebep Abrams'ın kampanya sırasında Trump'ı eleştirmesi.
Gerçi isabet olmuş da olabilir, çünkü Abrams için azılı bir neokon ifadesini kullanmak haksızlık olmayabilir.
Kilit noktada çok boş yer var ve oralara atanacak isim listesi bile olmadığı söyleniyor.
İsimlerin belirlenmesi, onlarla konuşulup ikna edilmesi, güvenlik kontrolleri, Kongre'den onay ... bunlar aylar alabilecek süreçler.
Tillerson bir süre üst düzeyde iskelet bir kadroyla iş yapmak zorunda kalabilir.
Kısacası Dışileri Bakanlığı'nda (Foggy Bottom) moraller sıfır.
Kendine güçlü bürokratik destek almadan Tillerson'ın Beyaz Saray'daki Ulusal Güvenlik Konseyi tartışmalarında ağırlığını koyabilmesi daha da zor olabilir.
Bu arada Ulusal Güvenlik Konseyi'nde de sorun var.
İlk baştan itibaren Flynn'in bu göreve uygun olmayan bir karakteri olduğunu yazmıştık.
Ama onun ayrılması da sonuçta doğruysa bile yanlış nedenle olmuş gibi.
Ama bu başka bir mesele.
Onun yerine teklif yapılan başkan bir general Robert Harward düşünmek için bir süre istedikten sonra görevi kabul etmedi.
Bu kararda kendi adamlarını getirme, mevcut bazı isimleri postalama isteğinin reddedilmesinin etkili olduğu düşünülüyor.
Bir ihtimal Steve Bannon’un başında olacağı bir tür gölge UGK’yı da kabullenememiş olabilir.
Şu anda UGK’deki üst düzey ekip oldukça zayıf.
20-30 yıldır devlette önemli görev almamış televizyon yorumcuları üst düzey görevlerde.
Harward gelseydi güvenlik karar alma süreçlerine bir düzen ve disiplin getirebilirdi.
Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nde bu denli sorunlar varken, Trump gibi devlet tecrübesi olmayan, disiplinsiz, aklına geleni yapan bir Başkan’la ABD dış politikasının işi zor.
Onun ne yapacağını anlaması gereken ve ona göre yol belirlemek durumunda olan müttefiklerin de.
Bu konuda bkz Jualian Borger, “Out of the loop: Rex Tillerson finds state department sidelined by White House” Guardian, 17 Şubat 2017.