Almanya’nın doğu politikasında en önemli hedeflerinden biri enerji güvenliğini sağlamaktı. Eski doğu bloku ülkelerinin AB ve NATO’ya üye olmalarıyla beraber bu konu öncelikli hal almaya başlamıştır. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’nın enerji ihtiyacını karşılamak için işbirliğine gidebilecek ülkelerin başında Rusya gelmekteydi.
Almanya ile Rusya arasında 2005’te imzalanan doğalgaz anlaşması bu yönde atılmış en büyük adımdı. “Kuzey Akım” doğalgaz boru hattı adı verilen bu proje 2011’de faaliyete başlamıştır. Sibirya’nın “Yujno-Russkoe”(Güney Rusyalı) yataklardan Almanya’nın Greifswald şehrine kadar uzanacak olan 1224 kilometre uzunluğundaki doğalgaz projesi 12 milyar dolara mal oldu. Yıllık 55 milyar metreküp doğalgaz sağlayan proje Polonya’yı ve Baltık ülkelerini devre dışı bırakarak Almanya ile Rusya’yı birbirine doğrudan bağlamıştır.
Kuzey Akımı projesi Avrupa’nın yıllık % 10’luk tüketimini karşılamaktadır. Bu da yaklaşık 56 milyon hanenin doğalgaz ihtiyacına tekabül etmektedir. Projenin hisseleri % 51 payı Gazproma, % 15’er iki Alman firması BASF Wintershall ve E.ON Ruhrgas şirketlerine, kalan kısmı ise % 9’luk payla Hollandalı N.V. Nederlandse Gasunie ve Fransız GDF Suez şirketlerine aittir.
Almanya, İngiltere, Danimarka, Hollanda, Belçika, Fransa ve Çek Cumhuriyeti Kuzey Akım projesinin tüketicileridir. Kuzey Akım projesinin hayata geçirilmesinden önce Rusya’nın Avrupa Birliği’ne yaptığı doğalgaz ihracatının % 80’i Ukrayna üzerinden gerçekleşmekteydi.
2004’te Ukrayna’da yaşanan turuncu devrimi” ve ardından Ukrayna’nın NATO’ya katılması gündeme gelmesi Rusya’nın Ukrayna’ya olan transit bağımlılığını azaltma yollarını aramasına neden olmuştur.
2008’de Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan gerginlik Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden doğalgaz boru hattının güvenliği risk almaya başlamıştır. Bunun yanında Baltık ülkelerinin Rusya karşıtı duruşları, Polonya’nın ABD’nin Füze Savunma Sistemlerine ev sahipliği yapmak istemesi bu ülkelerin Rusya-Avrupa Birliği enerji işbirliğinin dışında kalmalarına sebep olmuştur. Daha küçük ülkelerin Rusya’yla diğer Avrupalı büyük devletlerin işbirliği önünde engel olduğu gerekçesiyle bu ülkeleri proje dışı bırakma kararı almıştır. Bu yaklaşım Rusya’yla ilişkilerini geliştirme ve dostluk kurmak isteyen Almanya’nın da çıkarınaydı.
“Güzey Akımı” boru hattı projesinin yaklaşımı aynı temellere dayanmaktadır: üçüncü ülkelerde meydana gelebilecek teknik ya da siyasi transit risklerinin azaltmak. Transit ülkelerin ne Rusya’ya ne de Avrupa Birliği’ne baskı yapabilecekti. Böylece Rusya ile Avrupa’nın büyük devletler arasında Avrupa-Ötesi enerji ağının oluşacaktı. Yıllık 63 milyar metreküp kapasiteli “Güzey Akımı” doğalgaz projesi ABD’nin de Rusya’ya alternatif olarak düşünülen Nabucco projesine alternatif olacaktı.
Rusya’nı “Güney Akım” projesinin inşasını hızlandırmaya çalışması ve özellikle Balkanlarda projenin altyapısı için 4 milyar dolar harcamasına rağmen, Avrupa Birliği bu projeden vazgeçmiş ve Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmıştır.
“Kuzey Akım” projesinin gerçekleşmesi için Polonya ve Baltık ülkelerinin proje dışında kalmasını onaylayan Almanya Güney Akım projesini desteklemediği gibi projenin engellemesine olanak sağlamıştır. Hatta doğrudan engellediği yönünde görüşler var.
Almanya’nın Güney Akım projesini engellemesini birkaç nedene bağlayabiliriz: Birincisi, Almanya’nın Balkanlar’da artan Rus etkisini azaltmaya çalışmasıdır;
İkincisi, Almanya’nın belli bir etkiye sahip olan Ukrayna üzerinden yapılan transiti devam ettirmek istemektedir. Gelecekte Batı kulübüne üye (ya da uzantısı) olması beklenen Ukrayna üzerinden enerji hatlarının daha kolay kontrol edilebileceği beklentisiydi.
Üçüncüsü ise, Almanya’nın Avrupa’da doğalgaz dağıtımında maksimum kontrol etmek istemesidir. Bunu da Kuzey Akım üzerinden gerçekleştirmeyi amaçlamaktaydı. Kuzey Akım boru hattının sadece yarısının doldurulduğu da hesaba katılırsa, bu rolü üstlenmek için en uygun zaman olarak gördüğü düşünülmektedir.
İptal olan Güney Akım’ı projesine karşı “Türk Akımı” projesini başlatan Rusya ayrıca Almanya’yla da “Kuzey Akım-2” projesinin görüşmelerini yürütmektedir. 2016’da Türkiye’yle imzalanan “Türk Akımı-2” (?) doğalgaz boru hattı projesi şimdilik sadece Türkiye’nin iç talebini karşılayacak niteliktedir. Avrupa Birliği için değil…
2019 yılında Ukrayna’yla yapılan transit anlaşması sona eriyor. Bu anlaşmasın uzatılıp uzatılmayacağı belirsiz. Ancak Rusya’nın seçenekleri de kısıtlı. Avrupa Birliği “Türk Akımı” üzerinden doğalgaz alımı yapmak istemiyor. Rusya ise Ukrayna üzerinden doğalgaz satışı yapmak istemiyor. Ancak eğer Batı ile anlaşabilirse ve Ukrayna’nın Rusya’ya bırakılması şartıyla Rusya Ukrayna üzerinden transit yapılması için anlaşmayı tekrar uzatabilir.