Trump’ın en yakın dört danışmanı (Jared Kushner, Reince Priebus, Steve Bannon, Kellyanne Conway) arasında varlığı şimdiden okunabilen çekişme kontrol altında tutulabilecek mi?
Bu dörtlüden Kushner özellikle damat ve ama belki Yahudi kontenjanından da orada.
Trump’ın en yakın 20-30 danışman, arkadaş ve bakanının içinde “normalin altında sayıda” Yahudi olduğu bu tür şeylere bakanların dikkatinden kaçmış olamaz.
Kushner’a Trump’ın özel bir sevgisi ve güveni olduğuna dair elimizde pek fazla işaret yok.
Kızını mutsuz etmek istemeyeceği için ona çok köşeli de davranmayacaktır ama en çok dinleyeceği danışman Kushner olmazsa bu şaşırtıcı olmayabilir.
Trump ekibini yakından izleyen bazı gazeteciler henüz 35 yaşında bile olmayan damadın ikili mücadelelerde oldukça sert olduğunu ve dirseklerini çok kullandığını yazıyorlar.
Öyleyse bu tamamen Trump’ın bilgisi ve izni dışında da olamaz tabii.
Normal şartlarda bu yaş ve tecrübede birine verilecek karşılık da sert olur.
Olmuyorsa bunun en önemli nedeni damat olması ve Trump’ın kulağına ve kalbine kızı üzerinden bir tünel açması olmalı.
Bu arada Trump’ın İsrail konusunda abartılı jestler yapmak ve sözler söylemenin yanında Amerikalı Yahudilerle ilişkisinde tanımlanması çok kolay olmayan garip bir gerilimin olduğunu da söyleyebiliriz.
Trump’ın kampanya döneminde AIPAC’de yaptığı konuşmanın metnini okuyanlarla konuşmayı televizyonunun sesini kısarak sadece görüntü olarak izleyenler arasında önemli bir algılama farkı olacağını söyleyelim şimdilik.
Trump’a destek veren ve onunla heyecanlanan aşırı sağ unsurlar Amerikalı Yahudilerin yeni Başkan’a bakışını ne kadar etkileyecek?
Reince Priebus partinin müdürlüğünden Beyaz Saray genel sekreterliğine getirildi.
En önemli özelliği Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’ın has adamı olması ve Trump’ın yakınında parti kodamanlarının tek sesi olması.
Trump’ın Ryan ile arası genelde limoni oldu.
Bu nedenle Trump Yunan kökenli Priebus’a da tam güvenmeyebilir.
Öte yandan, genel sekreterlik makamı (chief of staff) o kadar merkezi ki buraya beraber çalışmakla ilgili şüpheleri olunan birinin getirilmiş olması da garip olur.
Belki Trump kampanya sırasında Priebus’a ısındı ve ona alıştı.
Yoksa sırf parti kodamanlarına ödün olsun diye onu o göreve getirmezdi.
Bu konuda “daha fazla araştırma yapmak gerek”ecek.
Steve Bannon şu an itibariyle Trump’ın en önemli stratejik danışmanı ve Türkiye’de insanların kullanmaktan hoşlandıkları ifadeyle “beyni”.
Alt right denen sağ çevrelerle bağlantısı ve geçmişi nedeniyle ana medya, Cumhuriyetçiler ve sistem kendisine hep belli bir mesafe ile bakacak ve belki de açığını bulurlarsa üzerine çullanacaklardır.
Trump’la belli bir “entelektüel frekans” yakaladıkları ve güven ilişkisi geliştirdikleri açık.
Ama işler zora girdiğinde ve Bannon’a yönelik neredeyse kaçınılmaz taarruzlar başladığında Trump ona ne kadar sahip çıkacak ve onu dinlemeye ne kadar devam edecek?
Bannon burada daha önce de ifade ettiğimiz gibi uluslararası milliyetçi bir sağ enternasyonel kurmayı kafasına takmış gibi ve Avrupa’daki yeni aşırılıkçı sağı ile Trump arasındaki en önemli bağlantı.
Trump’ı görmek ve etkilemek konusunda Priebus ile bir rekabet içinde olacağını da söyleyebiliriz.
Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan dışındaki lideri Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan ile Bannon arasında Trump’ın politikalarını şekillendirme konusunda amansız bir çekişme yaşanabilir.
Böyle bir şey yaşanmaya da bilir ve belki bu şeyin şiddeti sınırlı kalır ama olursa Ryan’ın ardında partinin tüm kaynakları, maklinesi ve Kongre’deki oyları olacakken Bannon ise esas olarak Trump’ın kulağına fısıldayabilme yeteneğine bağımlı olacak.
Kulağa bu yakınlık eşsiz değerde ama aynı zamanda da kırılgan olabilir.
Bannon Trump’a partiyi de ele geçirmek ve şekillendirmek gerektiğini, yoksa hep Ryangillere bağımlı olacaklarını ve gerçekleştirebilecekleri değişimin sınırlı olacağını söyleyecek ve onu buna ikna edebilecek mi?
Trump’ın parti makinesiyle mücadeleye girmeye isteği, enerjisi, cesareti var mı?
Buna ihtiyacı var mı?
Bannon, Ryan ve ekibinin Trump’ın yüzüne gülüp, onu kendi amaçları için kullanıp sona yolun kenarına itme ihtimaline karşı nasıl taktik hamleler yapacak?
Ryan başlangıçta muhtemelen, “neden önce mutabık olduğumuz konularda adım atıp diğer meselelere sonra bakmıyoruz” diyecektir/diyordur.
Buna “evet” demek Trump’ın kendi partisine karşı kozlarının önemli bir kısmını tüketmesine neden olabilir.
Bu konuda daha söylenebilecek şeyler ve yapılabilecek spekülasyon var ama burada durup “mahşerin dördüncü atlısı”na geçelim.
Kellyanne Conway kendini televizyonda sadece 3-5 dakikak izleyen herkesin fark edebileceği gibi çok akıllı, “hızlı” ve savaşkan bir kadın.
Seçimden önce Trump’ın oldukça geriye düştüğü anlarda işi çeviren taktik adımların çoğunun ondan geldiği düşünülüyor.
“Trump’ı seçtiren” biri diye birşey varsa eğer bu sıfatı hak eden kişi muhtemelen Conway’dir.
Demokratların garanti gördüğü işçi sınıfının önemli yekün tuttuğu ve seçimin Trump’a dönmesini sağlayan orta Batı eyaletlerine “saldırılması” fikrinin “anası” o.
Trump’ın kendini ona karşı oldukça borçlu hissettiğini varsayabiliriz.
Ayrıca Trump onun medyada/medyaya karşı ödün vermez sert tarz ve yöntemlerini de çok beğeniyor.
Bu dörtlü içinde Trump'ın kendisine karşı en vefalı olacağını düşündüğü isim de muhtemelen Conway’dir.
Conway 4 çocuklu bir anne olarak Beyaz Saray’da 15 saatlik mesaiyi kaldıramayacak olabilir.
O yüzden zaman zaman Trump’a fiziksel olarak uzak düşebilir. Bu uzaklık aralarındaki ilişkiyi etkileyecek ve Conway'in etkisini sınırlayacak mı göreceğiz.
Kushner ve Priebus seçimden hemen sonra onu el altından karalama kampanyası başlattılar ama başarılı olamadılar.
Conway Beyaz Saray dışında, siyasi, kültürel ve entelektüel “bir Trump hareketi” yaratma görevi üstlenecek gibi.
Doğal olarak tamamen medya üzerinden yapılan gözlemlere dayanarak ve ciddi bir yanılma riskini göze alarak belki şu söylenebilir:
Bu dörtlü içinde damat Kushner ile genel sekreter Reince Priebus’un bir tarafta, siyasi “beyin” Steve Bannon “saldırı köpeği” Kellyanne Conway’in öbür tarafta biribirlerine daha yakın olduğu ve önemli ölçüde koordineli hareket ettiklerini/edeceklerini söyleyebiliriz.
Televole tadındaki bu tür değerlendirmelerin Türkiye’den Trump’a bakan okuyuclara analitik değer ve getirisi olup olmayacağına dair şüphelerimizi yenersek “eylemlerimiz” devam edebilir.