Trump yönetimi devralmaya sadece dünya görüşü, zihniyet, bilgi, görgü ve siyaset olarak değil ekip olarak da hazır mı?
Yoksa işi acemi bir “çırak” gibi görev başında mı öğrenecek?
Ekibi hazır mı?
Trump’ın 15 bakan adayından henüz sadece 2’si Kongre’den onay alabilmiş durumda.
Yeni Başkan’ın 660 üst düzey pozisyona atama yapması gerekiyor ama bunların sadece 29’unu yapabildi.
Trump’ın zorunluluk nedeniyle Obama tarafından atanmış 50 milli güvenlikle ilgili ve diplomatik üst düzey görevlisini yerinde tutması bekleniyor.
Trump, hazırlıksızlık, amatörlük, beceriksizlik, ciddiyetsizlik, yavaş davranma ve bazı sorunlu personel tercihleri gibi nedenlerle Beyaz Saray’a “tam kadro” giremeyecek.
Bakan adaylarından birini Kongre’nin reddetmesi kimseyi şaşırtmayacak.
Amerikan halkı Washington dışından birini başkan yapmak istiyordu.
Bunun bazı iyi yönleri olabilir ama işte böyle bedelleri de var.
Daha önce devlet tecrübesi olmamış olması Trump için önemli bir handikap.
Washington dışından gelmek bir başkana belki bazı meselelere “taze bir dimağ” ile bakma şansı veriyor olabilir.
Ama işte kadro kurma, program belirleme, bürokrasiyi tanıma ve çalıştırma, değişik kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak için tecrübe, görgü, ciddiyet, hazırlık gibi şeylerin önemi var.
Amerikan bürokrasisinde Trump’a karşı malum nedenlerle ciddi bir direnç veya en azından mesafe olabileceğini de hesaba katarsak Trump’ın işi biraz daha zor görünüyor.
Bush’tan Obama’ya geçiş iki tarafın da gayreti ve ciddiyeti nedeniyle sorunsuz gerçekleşmişti.
Obama da ne kadar çekinceleri de olsa Trump ekibine devir için ekibini özel olarak çalıştırdı.
Yüzlerce konuda kısa uzun brifing kağıtları yazıldı, yüzyüze görüşmeler yapıldı, gelebilecek telefonlar beklendi.
Ama anlaşılan Trump tarafı aynı ciddiyeti göstermemiş.
Hazırlanan kağıtların çoğunun okunduğu bile şüpheli.
Çok sayıda pozisyonun boş(alacak) olmasının pratik sonuçları olacaktır.
Kongre’de elenenler de olursa/olunca iş daha da ciddileşebilir.
Trump ekibi hala bakan adayları için gerekli hukuki hazırlıkları tam yapmamış olmakla eleştiriliyor.
Trump’ın görevi devralma sürecinden uzun süre sorumlu olan Vali Christie’nin bu görevi bırakmaış olması yaşanan aksaklıkları bir parça açıklayabilir ama esas nedenin Trump olması daha yüksek ihtimal.
Trump’ın informal, düzensiz, kuralsız, süreçsiz, twittervari yönetim tarzı gerçekten çok sorunlu.
Bu ilk dönemde hem kariyeri, hem kişiliği hem de Kongre’deki oturumlarda gösterdiği performansla puan toplayan Savunma Bakanı emekli general James Mattis öne çıkabilir.
Türkiye’nin de ABD’deki devri-teslim sürecinden yakından çalışarak öğreneceği şeyler olabilir.
Hele Başkanlık sistemine geçilecekse bu neredeyse şart.
Belki bu süreci düzenleyen bir yasa çıkarmak, adayların daha adaylık sürecinde Başkanlık’a hazır olmaları için gereken hazırlıkları yapmalarını (olabildiğince) sağlamak için düzenlemeler yapmak gerek.
Başkanlık meselesinin nasıl sonuçlanacağını söylemek için hala erken ama olursa görevi devraldığı ilk günden hazır olmalı görevi devralacak Başkanlar ve ekipleri.
Yeni başkanlar mevcut politikalar, devlet içi örgütlenmeler/süreçler ve sırlar hakkında sağlıklı, hızlı ve eksisksiz bilgilendirilmiş olmalı.
Değişiklikler kabul edilirse Başkanlık makamı o kadar ciddi yetkilerle donanmış olacak ki “işi görev başında staj yaparak öğrenme” , zaman kaybetme ve hata yapma lüksümüz olmayabilir.
“Başkan olacak adamlar” göreve gelmeden aylar önce ekibini önemli ölçüde kurmuş, seçildiğinde neyle karşılacağı ve ne yapacağı hakkında kafasında ciddi bir resim oluşmuş olmalı.
“Ya bir seçilelim düşünürüz o zaman” denebilecek bir şey değil bu.
“Devlette devamlılık,” “devlet ciddiyeti,” “2500 yıllık devlet geleneğimiz” gibi tumturaklı ifadeleri kullanmayı çok seviyoruz ama bunların içini dolduracak prensipler, kurallar, normlar, alışkanlıkları edinme ve geliştirme konusunda o kadar da başarılı değiliz.
Türkiye’nin Başkanlık sistemine “hem de böyle” geçmesiyle ilgili başka yerlerde bir çok kez ifade ettiğimiz çekince ve itirazlarımız devam ediyor.
Ama olur da bu sisteme geçeceksek o zaman onu da “adam gibi” yapmalıyız.
ABD sistemi kusursuz değil ve sık sık standart altı liderler, suboptimal politikalar ve ciddi başarısızlıklar üretebiliyor.
Ama yine de titiz şekilde etüd ederek ondan öğrenebileceğimiz, esinlenebileceğimiz ve belki de taklit edebileceğimiz çok yönü var.