Sabir Askeroğlu Sabir Askeroğlu @SabirAskeroglu

Aleksandr Dugin Gerçekten Putin’in Danışmanı mıdır?

09 Kasım 2016
Aleksandr Dugin Gerçekten Putinin Danışmanı mıdır?

Rus jeopolitik teorisyeni Avrasyacı Aleksandr Dugin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı olduğu, Putin’in fikirlerini etkilediği söylenilmektedir. Peki, bu gerçekten böyle midir?

Aleksandr Dugin, Rusya’nın önde gelen siyaset bilimci ve uluslararası ilişkiler uzmanıdır kuşkusuz. Neo-Avrasyacılığın kurucusu ve lideridir. Koyu Ortodoks inancına sahip olan Dugin, uluslararası ilişkilerde koyu realistir. Ancak realizmin jeopolitik okulunun temsil temsilcisidir.

Aleksadr Dugin, hiçbir zaman Putin’e danışmanlık yapmamıştır. Dugin, daha Yeltsin döneminde 1998’de başlayıp 2003’e kadar Rusya Meclisinin alt kanadı Duma Başkanının danışmanlığını yapmıştır. Anti-liberal ve anti-Amerikan fikirlerine sahip olan Dugin, 1990’lardan itibaren Rusya’nın Avrasyacı dış politika izlemesi gerektiğini, ABD’yle hiçbir şekilde işbirliği yapılmaması gerektiğini savunmaktadır.  

Ancak 11 Eylül 2001 olaylarından sonra Rusya Başkanlığı görevini yürüten Putin, ABD ile yakınlaşmaya gitmiş, Avrasyacı politikalar değil, ABD ile işbirliğine dayanan dış politika öncelikli olmuştur. Putin, Avrasya’nın merkez bölgelerinden olan Orta Asya’da ABD’nin askeri üsler kurmasına ve Orta Asya ülkelerinin tamamıyla güvenlik alanında işbirliğine gitmesine ses çıkarmamış, Afganistan savaşında Rusya’nın hava ve kara ulaşım yollarını ABD için açmış ve istihbarat alanında işbirliği yapmıştır. Küba’daki Sovyetler Birliği dönemine ait hem sembolik hem de çok stratejik istihbarat üssünü kapatmıştır. Bu sıralananlar Dugin’in Rusya’ya önerdiği dış politika konseptine tamamen terstir.  

Putin’in 2001’den itibaren eski Sovyetler Birliği ülkelerine yönelik uygulamaya geçirdiği politikaların temeli 1993 yılında ilan edilen “yakın çevre” doktrinine, yani Dugin’den çok daha önceye dayanmaktadır. Bu doktrinle, Rusya eski Sovyetler Birliği coğrafyasını kendi çıkar alanı ilan etmiş, alanında askeri, siyasi ve ekonomik liderliği üstlenmek istemiştir.

Son yıllarda Putin tarafından savunulan ve tüm askeri ve ulusal güvenlik doktrinlerinde vurgulanan, “ABD tek kutuplu dünya hegemonyasına karşı çok kutupluluk dünya düzenini inşa etme politikasının” teorik altyapısı Dugin tarafından inşa edilmeye çalışılmıştır. Ancak Rusya’nın bu yöndeki politikası Dugin’in 1997 yılında yayınlanan Jeopolitiğin Temelleri/Rus Jeopolitiği kitabından ve Meclis Başkanı Danışmanlığından (1998) önceye, yani 1996 yılında Rusya Dışişleri Bakanı olan Yevgeni Primakov’a dayanmaktadır. Primakov Doktiri olarak da bilinen dış politika konseptinde eski Sovyetler Birliği ülkelerine öncelik verilmesini, Batı’ya alternatif olarak Çin ve Hindistan’la işbirliğinin geliştirerek ABD’nin hegemonyasına karşı güç dengesi oluşturarak çok kutuplu dünya düzeni kurulmasını öngörmekteydi. Ayrıca İslam Dünya’sıyla işbirliğinin yoğunlaştırılması dış politika hedeflerinden biriydi.  

Ayrıca şimdiki Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 1997 yılında Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi olduğu dönemde öne sürdüğü teklifi ve girişimiyle Rusya ile Çin arasında imzalanan deklarasyonla her iki tarafta dünyanın çok kutuplu olması gerektiği ilk defa resmen vurgulamışlardı.

2012 yılında üçüncü kes Rusya Devlet Başkanlığına seçilen Vladimir Putin, seçim öncesi kaleme aldığı makalesinde Avrasya Birliği’nin ilan etmiştir. Rusya’nın 1990’ların başından itibaren çabaladığı, 2000’lerde Putin’le beraber kurumsallaşmayla güçlendirmeye çalışıldığı adı belirtilmeyen Avrasya Birliği bu kes bir kes daha dile getirilmiş ve resmen adı konulmuştu. Putin’in bu makalesi önemli derecede Dugin’in fikirlerini de içinde bulunduruyordu. Putin’in resmen göreve başlamasıyla yayınladığı ulusal güvenlik doktrininin şekillendirilmesine Aleksandr Dugin de davet edilmiş ve fikirlerinden yararlanılmıştır. Dugin bu katkıda bulunan birkaç uzmanlardan biriydi. Ancak Rus dış politikasını şekillendirenler Putin’e çok daha yakın ve kıdemli kişiler olmuştur.

Ayrıca Putin’in Ukrayna politikası Dugin tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştır. Kırım’ın ilhakını memnuniyetle karşılayan ve Rusya’nın “Rus topraklarını” toplamaya başladığını dile getiren Dugin, Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki politikalarına karşı çıkmıştır. Dugin’e göre Rusya Ukrayna’nın doğu ve güneyini, Dnepr nehrine kadarki bölgenin tamamen işgal etmesi ve Kırım’da olduğu gibi Rusya’ya dâhil etmesi gerekiyordu. Putin’in bu politikasına karşı toplumsal hareket başlatmış, “Putin bu politikasıyla kendi sonunu getireceğini” iddia etmişti. 2012’den itibaren fikirlerine saygı duyulmaya başlayan Dugin’in bu çıkışlarından dolayı, Rusya’nın en köklü üniversitelerinden biri olan Moskova Lomonosov Devlet Üniversitesi’de 2008 yılından itibaren yürüttüğü Sosyoloji Bölümü Dekan Yardımcılığı görevine 2014’te son verilmiştir. Dugin Ukrayna konusundaki fikirlerini günümüze kadar sürdürmüştür. Ukrayna krizi ve bu krizinin çözümü konusunda Putin’in Başdanışmanı Vladislav Sorkov’dur, Dugin değil.

Dugin ile Putin arasında derin fikir ayrılığı Putin etrafında toplanan ve devlet yönetiminin idaresinde etkin rol oynayan iki büyük gruptan biri olan “Liberallerdir” konusunda da devam etmektedir. Dugin Rusya’nın bu liberallerden temizlenmesi gerektiğini iddia eder; çünkü bunlar Batı’nın Rusya’daki uzantılarıdır. Rusya’dan çok Batı’ya hizmet ederler. Ancak Putin bu konuya çok daha farklı yaklaşmaktadır.

Rusya’nın Türkiye politikası açısından bakılırsa, Dugin 2000’lerin başından itibaren “Moskova-Ankara Eksenini” savunmaktadır. Dugin’e göre, Türkiye NATO’dan çıkmalı ve Rusya ile ittifak içerisine girmelidir. Böylelikle NATO zayıflayacaktır, Rusya ise güçlenecektir. Dugin bir misyon adamıdır ve Putin’in talimatı olmadan da hareket ettiği gibi Putin’e nazaran da faaliyetlerde bulunmaktadır. Dugin Rus-Ortodoks medeniyetinin koyu taraftarı ve “Rus devleti” milliyetçisidir. Rus uçağının düşürülmesi, Rusya’nın ve Rus topraklarının vurulması anlamına geldiğini dile getirmiştir. Dugin’in Türkiye ziyaretlerinin amacı, savunduğu “Moskova-Ankara Ekseni” projesini hayata geçirilmesine hizmet etmektir. Bunun gerçekleşmesi Dugin için jeopolitik mücadelenin zaferi ve metafizik bir görevdir. Türkiye, ada gücü ABD, yani Atlantik ile kıta gücü Rusya, yani Avrasya arasında bulunan bir ara bölgedir, “rimlan'dın” yani “kenar kuşağın” parçasıdır. Bu alan üzerinde ABD ile Rusya’nın mücadelesi söz konudur. Bu mücadelede başarıya ulaşabilmesi için Dugin, Türkiye’deki bağlantılarını kullanarak gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Dugin Putin’in özel temsilcisinden ziyade kendi misyonunun ve tarihsel Rus devletinin hizmetçisidir.  

 

 

Yorumlar