Sırbistan, Arkan lakaplı Zeljko Raznatoviç’in kendi mezarını ziyaret ederken çekilmiş fotoğrafına ilişkin haberle çalkalanıyor.[1] Yugoslavya’nın dağılması sırasında çıkan savaşta aktif görev alan, kendine bağlı birliklerle savaşan ve ciddi savaş suçları ve insan hakları ihlalleriyle suçlanan Zeljko Raznatoviç’in hayatta olma ihtimali şaşırtıcı bulunuyor. Dönemin Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobadan Miloşeviç tarafından düzenlenen bir suikastla öldürüldüğü bilinen Arkan aslında Miloşeviç’e çalışıyordu. Bazı sırları açıklama ihtimaline karşı öldürüldüğü düşünülüyordu. Ancak şimdi Arkan’ın diğer bazı savaş suçluları gibi saklanmış, korunmuş olabileceği ihtimali gündeme geliyor. Öte yandan fotoğraf bir yanıltma da olabilir. Arkan’ın hayatta olması ihtimali kadar hayatta olduğu algısının yaratılmak istenmesi de zamanlama bakımından “isabetli”. Zira Bosna Hersek’in bir parçası olan Sırp Cumhuriyeti’nde siyasi liderler bağımsızlık ve Bosna-Hersek’ten ayrılma söylemlerinde epey yol almış görünüyorlar.
Zeljko Raznatoviç (Arkan), 17 Nisan 1952'de Slovenya'nın Brezice kasabasında doğdu. Yugoslavya’daki savaştan önce de aranan bir suçluydu. Arkan, 1970'li ve 1980'li yıllarda Belçika, Hollanda, İsveç, Almanya, Avusturya, İsviçre ve İtalya'da bir dizi işlenen hırsızlık, banka soygunu ve cinayet teşebbüsleri için mahkumiyet kararları ve tutuklama emirleri çıkarıldı. Arkan, İnterpol en çok arananlar listesindeydi. Daha sonra BM tarafından insanlığa karşı suç işlemekle suçlandı. Arkan, duruşmadan önce 2000 yılında suikasta kurban gitti.
Arkan, 1990’da kendi Sırp Gönüllüler Kıtası’nı kurmuştu. Askeri gücünün çekirdeği olan 150 kişilik kısmını Belgrad Kızıl Yıldız futbol takımının ırkçı ve şiddet yanlısı fanatikleri –Delije- arasından devşirdiği iddia edilmektedir. Sonradan 10 bin kadar kişi bu suç örgütüne katılmıştır. Arkan’ın Kaplanları olarak anılan “çete” Bosna, Kosova ve Hırvatistan’da ağır savaş suçları ve insan hakları ihlalleri gerçekleştirmiş, Miloşeviç’in bilgisi altında savaşmıştır. Sırbistan İçişleri Bakanlığı'na bağlı devlet güvenlik servisinin Arkan'a 1990 sonbaharında Hırvatistan'da gizli operasyonlar yürütmek üzere bir birim kurma görevi verdiği iddia edilmiştir. Bu nedenle Arkan’ın örgütünün bir milis gücü değil Sırp güvenlik güçlerinin parçası olduğu ve bu nedenle susturulup, her şeyin örtbas edilmek istendiği düşünülmüştür.
Lahey'deki uluslararası mahkeme, Arkan'ın işlediği savaş suçlarıyla ilgili dava açtı. "Tüm dünyayı özellikle Madeleine Albright'i hayrete düşürecek bilinmeyen olayları açıklayacağım. Bu geçmişteki bazı olaylara ışık tutacak bir enformasyon bombası olacak" demiş ve bu sözlerinin ardından iddialara göre Slobadan Miloşeviç’in görevlendirdiği adamlarca 2000 yılında –sahibi olduğu- Belgrad İntercontinental Oteli'nin lobisinde maskeli kişi veya kişilerin açtıkları yaylım ateşi sonucu ölmüştü. Uluslararası Mahkemede hakkında dava açılan tek kişi Zeljko Razantoviç'ti ve o da öldüğü için başka kimse cinayetlerden ceza almadı.
Kaplanlar'ın bazı üyeleri, Balkan Savaşı sırasında ve sonrasında işledikleri, Sırp Başbakanı Zoran Cinciç'e 2003'te düzenlenen suikast ve benzeri başka suçlardan hapse atıldılar ama Arkan'la birlikte savaşırken işledikleri hiçbir suçtan mahkûm edilmediler. Farklı bölge ve ülkelerden gidip savaştıkları için savaş kurbanları bu kişileri tanımıyor ve genelde maske takıp, takma isim kullandıkları için de kurban ifadelerinden kimliklerinin tespiti de çok zor. Kimlikleri bilinenler hakkında ise yerel Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanacakları düşünüldüğü için Lahey’deki mahkemede dava açılmamıştı.
Arkan’ın öldürülmesiyle dava kapanmış kabul edilmişti. Şimdi, eğer aslında ölmesi tamamen bir kurgu idiyse ve Zeljko Raznatoviç hayattaysa iyimser bir bakış açısıyla bir yargılamanın mümkün olabileceği söylenebilir. Kötümser bakış açısıyla ise kimlikleri tespit edilemeyen, yargılanamayan, cezalandırılmayan ve davalarının haklılığına inanmayı sürdüren, kendilerini kahraman olarak gören adamlarını yeniden harekete geçirebileceği iddia edilebilir. Üstelik bu fotoğrafın gerçeği yansıtması koşuluyla Arkan’ın yeniden ortaya çıkmasının ya da Arkan’ın ortaya çıktığı algısının yaratılmasının zamanlaması da ilginç. Bir kaç gün once Bosna-Hersek’in iki entitesinden biri olan Sırp Cumhuriyeti (RS) Halk Meclisi’nin kuruluşunun 25. yıl dönümüydü. 25. yıla ilişkin kutlama törenlerinde Radovan Karaciç ve diğer savaş suçlularına birer teşekkür belgesi takdim edilmişti.[2] Bundan tam bir ay önce de Bosnalı Sırpların kendi bağımsızlıklarını ilan ettikleri 9 Ocak’ın (1992) Sırp Cumhuriyeti Günü olarak kutlanması için gidilen referandumda yüzde 99 oranında “evet” çıkmıştı. Keza RS’de ilk kez düzenlenen –ve Bosna Hersek anayasasına aykırı olan- bu referandum, bağımsızlık referandumu denemesi olarak nitelendirilmişti. Bunu takiben RS Cumhurbaşkanı Milorid Dodik, Sırp Cumhuriyeti’nin “devlet” olmanın tüm niteliklerini taşıdığını açıklamıştı… Kısacası Arkan’ın canlı olma ihtimali ya da yaşadığı imajı yaratılmak istenmesi pek de hayra sayılabilecek bir gelişme değil.
[1] http://www.gazetaexpress.com/mistere/cmendet-serbia-arkani-eshte-gjalle-ben-foto-te-varri-i-tij-foto-274105/
[2]Sırp meclisinden savaş suçlularına ‘teşekkür’, http://soyledik.com/tr/analiz/1894/sirp-meclisinden-savas-suclularina-tesekkur--ibrahim-rustemi.html, 25 Ekim 2016