KKTC’nin III. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu döneminde Kıbrıs konusunu müzakere yapmamak, masadan kaçmak için elden geleni yapan Anastasiadis, Mustafa Akıncı seçilir seçilmez masadan kaçmaz oldu.
Dahiyane, geniş çaplı ve iki ayaklı bir planı var Anastasiadis’in.
Bu iki ayaklı planının her ikisini de sonunda kazanacak ki zaten kazanmaya ayarlamış daha ilk baştan. Sonuçta müzakere masasında bir anlaşmaya varmayacak ve 2018 yılının Şubat ayında yapılacak Rum Başkanlık seçimlerine bir kahraman gibi girecek.
Öte yandan Amerika Birleşik Devletlerinde Kasım ayında seçim var. Obama seçimlere giremeyeceği için Kasım 2016-Ocak 2017 arası ABD hükümeti hiçbir stratejik karar alamaz. Yeni seçilen Başkan ancak Ocak ayının ilk haftası yemin eder ve Beyaz Saray’a taşınır. Adaptasyon, bilgilendirme ve uyum dönemi ay sonuna kadar sürer. Bu nedenle de 2016 yılında Kıbrıs konusunda hiç bir şey olmaz.
Trump seçilirse, ABD üst düzey yönetimi ve Bakanlıklar kısa süreli de olsa bir karmaşa içine girecek. Kıbrıs konusu Trump’un çok da umurunda değil. Daha ağzından Kıbrıs konusunda ne düşündüğünü ve planının ne olduğunu duymadım. Hillary seçilirse, üst düzey kadro belki aynı kalacak ama Kıbrıs konusu gündemin üst sıralarında yer almayacak.
Anastasiadis, Kıbrıs Rum halkına doğruları söylememekte ve hedefi de bir halk kahramanı olarak seçime girmek için Andersen masallarının Kıbrıs versiyonunu anlatmakta.
Geçen hafta içinde BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada ağzından gerçekten inciler döküldü Anastasiadis’in. Birleşik Kıbrıs’ın tek yasal kişiliği, tek egemenliği ve tek vatandaşlığı olacakmış. Bu belayı başımıza II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat sarmıştı Rumların 6. Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’la müzakereleri sürdürürken.
Devamla Kıbrıs adasının tümünde, tüm Kıbrıslılar için “Dolaşım özgürlüğü, toprakları sahiplenme, ikamet özgürlüğü, çalışma özgürlüğü ve herhangi bir iş kolunda istediği yerde iş kurma garantisi olacakmış. İlk yıl toprağın 1974 öncesi sahibi olan Rum karar verecekmiş kuzeydeki Rum topraklarının ne olacağına, eğer karar vermezse “Toprak Komisyonuna” gidecekmiş ve komisyon karar verecekmiş söz konusu toprağın sahibinin kim olacağına ve tazminatın ne kadar tutacağına.
Özel kişilerin toprak mülkiyet hakkına tam saygı olacakmış ve Anlaşmanın daha ilk gününde de adanın 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken ki demografik yapısının aynısı uygulanacakmış. O dönemde 450 bin Rum ve 120 bin Türk vardı, şimdi de 802 bin Rum ve 220 bin Türk olacakmış ve dıştan gelecek yerleşimcilerle bu oran asla bozulmayacakmış Anastasiadis’e göre. Tüm bunlara ilaveten “Birleşik Kıbrıs” AB’ye otomatikman kabul olacakmış ve asla kalıcı derogasyonlar bulunmayacakmış, AB müktesebatı da adanın tümünde eksiksiz bir şekilde uygulanacakmış. Türkiye’nin garantörlüğü ve garantisi kalkacakmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri de daha ilk günden adayı terk edecekmiş, geriye 650 kişilik bir Türk Alayı (Turdik) kalacakmış.
Şaka gibi bir konuşma yaptı Anastasiadis BM Genel Kurulunda. 1960 öncesi nüfus oranı olacak, Türk askeri gidecek ve Rumlar sil baştan aynen 1963-1974 arası uyguladıkları soykırımı bu sefer adada bir tek Türk kalmayacak şekilde uygulayacak ve Türkiye’nin de müdahale hakkı olmayacak demek istiyor üstü kapalı olarak.
Anastasiadis’in maksadı, Türklere referandumda “Hayır” dedirtmek ve müzakere masasından kendisi kalkmadan ve kaçmadan, müzakerelerin son bulmasında Türkleri suçlu konumuna sokmak. Sonra da Kıbrıslı Rumlara “Ben her istediğinizi masaya koydum, Akıncı’ya Kabul ettirdim ama Kıbrıslı Türkler kabul etmedi” deyip bir kahraman gibi Başkanlık seçimlerine girmek… Zaten Türkiye’nin “Garantörlüğü”nü ve “Garanti Anlaşmasını” masaya koydurup tartışmaya açtırdığı için halü hazırda bir Milli Kahraman konumunda, daha evvelki Rum liderler bunu yaptırmayı başaramadığı için.
Yemezler sayın Nikos Anastasiadis. Biz bu filmi 1980’de de görmüştük, başrolde Rumların 2. Cumhurbaşkanı Spiros Kyprianou vardı. Sonra 3. Cumhurbaşkanı Yorgo Vasiliu Gali Fikirler dizinde benzeri bir senaryoyu oyuna soktu, sonra da 4. Cumhurbaşkanı Glafkos Klerides ile 5. Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos aynı senaryoyu eksiksiz oynadılar.
Teşekkür ederiz Sayın Anastasiadis, biz almayalım.