İşler şimdilik Suriye’de iyi gidiyor gibi görünüyor –aslında söylemeye belki gerek yok ama- birçok şey böyle devam etmeyebilir ve kötüleşebilir:
- IŞİD büyük ölçüde savaşmadan çekiliyor, yeraltına inyor, birden dönüp çıkıp sürpriz vurkaç saldırılar yapabilir, intihar saldırıları düzenleyebilir, gerilla yöntemlerine başvurabilir ve ÖSO, Türk birlikleri, insani yardım ve hizmet birimlerine ve sivil halka önemli kayıplar verdirebilir.
- Bölgede güvenlik sağlandıktan sonra temel hizmetler ve yönetim birimleri kurmak kolay olmayacak. (Maliyet, sorumluluk, güvenlik, işbölümü, yetki, güç paylaşımı, hukuki meşruiyet, lojistik vs)
- Muhalifler hala birbirine düşebilir.
- Şimdilik cılız tepkiler veren İran, Suriye ve Rusya ileride Türkiye’ye sert mesajlar verebilir.
- ABD Ankara’ya, “senin duygusal ve benim de biraz suçlu hissettiğim bir anda operasyonuna destek verdim ama bu sınırsız, karşılıksız ve ucu açık değil. Mesela PKK kardeşlerime fazla ilişme” diyebilir. Hatta daha önce dillendirilen, “sen sınır boyunca bir hattı kontrol et, PKK senin altından gitsin” önerisi tekrar gündeme getirilebilir. Gerçi bu ihtimal biraz azalmış gibi.
- Türk güvenlik güçleri ne kadar, hangi sayıda bölgede kalacak? Hep (ucu açık olarak) orada kalınması kalınması düşünülmüyor değil mi? Ne olursa çekileceğiz? Ama güvenliği sağladığımızdan emin olduk diyelim o zaman bile bunun korunması için orda olmak gerekecek ve bu Türkiye için bir risk olmaya devam edecek?
- Türkiye bir yandan PKK ile bir yandan Suriye’de bu operasyonla, Türkiye içinde ve dışında IŞİD’le ve FETÖ’ye karşı mücadeleyi sürdürebilir mi? Ne kadar? Hangi maliyet ve zorlukla? Özellikle birden fazla cephede kayıplar yaşandıkça da kamuoyu, siyasi ve uluslararası destek devam eder mi?
Bu saydığımız ve düşünülürse daha fazlası da bulunabilecek soru ve endişeler operasyonun yanlış olduğu anlamında değil onda nelerin kötü gidebileceği, nelere hazırlıklı olmamız gerektiği düşünülerek sorulmuştur.
Türk ordusunun içinden geçtiği bu zorlu dönemde bu operasyonun ekstra zorlukları olacaktır. Ama bunun yanında başarı halinde Türk ordusuna moral getireceği de açıktır. Dış politikada ve güvenlik politikasında beklemek gereken zamanlar ve inisiyatif alıp cesaret göstermek gereken dönemler vardır.
Bugünkü durumun ikinciye daha yakın olduğu açıktır. Ama bu hazırlıklı ve tetikte olmanın önemini azaltmaz. Hatta arttırır. Savaş doğası gereği sisli ve sürprizlere açık bir şeydir.