Kıbrıs Postası yazarı Ulaş Barış'ın değerlendirmesi:
1- 11 Ocak gecesi Cenevre’de neler yaşandı? Neden aslında pek de iyi gitmeyen bir anda haritalar değiştirilip konferansın önü açıldı?
2- 11 Ocak sabah saatlerinde Cenevre’de durum ümitsizdi. Kimseler haritaların masaya gelebileceğine ihtimal vermiyordu. Peki ne oldu?
3- Haritalar değiştirildi, ertesi gün konferans başladı. Oradaydım. Milletler Sarayı’nda 4. kapıdan heyetlerin girişlerini izledim. Oscar töreni gibiydi dedim.
4- Aynı gün ilerleyen saatlerde BM Genel Sekreteri de açıklamalarında Oscar atfı yaptı. Kopya etti demiyorum ama bir intihal olabilir.
5- Heyetlerin girişini izlerken aklımdaki tek şey şu idi: Kıbrıs sorunu çözüldü. Çünkü bunca deliliği çözümsüzlük için yapmaz bu adamlar.
6- Ocak ayı başında peş peşe iki önemli makale yazan Yunanlı Gazeteci Dimitris Konstantakopoulos’un “12 Ocak günü CNN’de çözümü ilan edecekler” şeklindeki öngörüsü nereden geliyordu?
7- Dimitris’in yazdığı olmadı ama peki, bunu kim engelledi? Yunanistan mı? Yoksa Yunanistan üzerinden Rusya mı? Kim?
8- Bu konuda şüphelerimi basit bir gözlemle pekiştirmem lazım gerekirse, oradaydım, heyetlerin girişini izledim. Canlı yayındaydık.
9- Türkiye, İngiltere ve AB tam bir yıldızlar ekibi gibi geldiler. En iyi ekipler. Kıbrıslılar da öyle. Ellerinde olanla tabii…
10- Ama Yunanistan 5-6 kişi ile geldi. Diğer tüm heyetler merdivenlerden çıkarken Koças asansörden çıktı. Bilmem belki de kilo sorunundandır.
11- Onu bunu bilmem ama o görüntüler ister istemez içime kurt düşürmedi değil. Nitekim öyle de oldu. Zirve başladı, Koças harekete geçti.
12- Akşamüstü saatlerinde birden bire ‘erteleme’ haberi geldi. Toplantı salonundan çıkan Koças bunu Rum gazetecilere söyledi.
13- Haberi hemen aldık ve Türk basınına geçtik. Cumhurbaşkanı Akıncı da haberi oradan okudu. Hatta yanında oturan Guterres’e gösterdi.
14- Guterres çok sinirlendi. Çünkü öyle bir erteleme konusunda karar yoktu. Aslında ortada kötü bir durum da yoktu ama Koças havayı bozdu.
15- Dimitris’e göre hem Tsipras hem de Anastasiadis anlaşma konusunda Erdoğan ile hemfikirdiler. Nuland bu işi kotarmıştı.
16- Bu bağlamda Tsipras son derece zor bir durumdaydı ve topu Koças’a attı. O da görevini yaptı ve işi berbat etti.
17- Koças’ın bu hareketine sinirlenen bir tek Guterres değildi. Anastasiadis de çok sinirlendi. Bu konu zirve sonrası krize döndü.
18- Anastasiadis yönetimi Koças’a yani Yunanistan’a tepki gösterdi. Ama Yunanistan’ın başka pazarlıkları vardı.
19- Bunlardan biri AB ile arasında olan ekonomik sorunlardı. Bir fikre göre Yunanistan bu konuyu Kıbrıs üzerinden pazarlığa açtı.
20- İstenilen şey basitti; borçlarımızı bağışlayın, Kıbrıs’ın önünden çekilelim. AB bunu kabul etmedi. Ancak başka formül bulunabilirdi.
21- Bu formüllerden bir tanesi elbette ki Kıbrıs gazı idi. Hiçbir şey yapmadan uzaktan seyredecek olan Yunanistan gazdan pay istiyordu.
22- Bir teoriye göre ünlü simsar Soros bu işi 2009’da Davos’ta çözmüştü. Yunanistan gazdan %30 alacaktı. Bu aslında çok bir pay.
23- İşin ağırını yapacak olan, boruları döşeyecek olan Türkiye %40 alacaktı. Bütün gaz Türkiye üzerinden AB’ye gidecekti.
24- Kıbrıslılara %20, AB’ye ise %10 verilecekti. Gelinen son noktada bu formül hala daha en mantıklı formül olarak duruyor.
25- Kıbrıs sorununun çözümü elbette ekonomik olmak zorundadır. Uluslararası bir sorundur ve herkesi etkiler. Gelinen nokta budur.
26- Yani Kıbrıs sorunu 12 Ocak günü sabah itibarıyla Kıbrıslılardan çıkmış, dünya güçlerinin pazarlığı haline gelmiştir.
27- Bu çok açık ve net bir durumdur. Enosis krizi gibi şeyler bu oyunun bir parçasıdır. 4 Özgürlük isteği de öyle.
28- Bu yüzden de Kıbrıs sorunu Kıbrıslıların zivaniya içerek çözebileceği bir sorun değildir. Gerçek olan şey budur.
29- Yazdıklarıma katılırsınız katılmazsınız hiç sorun değil. Ama Kıbrıs sorunu hızla yeni bir ayarlamaya gitmektedir.
30- Müzakere masası kurulduğu anda, ki kurulacak, roket hızı ile gelişmeler yaşanacak. Eide’nin metodoloji vurgusundaki gizli özne bu.
31- Buna göre taraflar arasındaki pazarlık hemen al-ver noktasına geçecek ve ne olacaksa hemen olacak.
32- Defalarca yazdığım üzere, federasyon modeli can çekişmektedir. Ya son anda bu kotarılacak ya da başka bir modele geçeceğiz.
33- Öyle ya da böyle 1974’ten sonraki ayarlamanın zamanı gelmiştir bunu kimse engelleyemez. Çözüm mü? Göreceğiz.
34- Bana ‘Pollyanna’ gözüyle bakabilirsiniz ama daha delirmedim. Delirince size söylerim, hastaneye yatırırsınız.
35- Kıbrıs sorunu zor bir konu. Takibi de zor. İçinde yaşadığınız için bu zorluk derecesi artıyor, içselleştiriyorsunuz.
http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/227/art/30220/PageName/KIBRIS_POSTASI