Özdemir Akbal Özdemir Akbal @ozdemirakbal

İTT Manifestosu Uygulanabilir Değil

22 Mayıs 2018
“ İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 30 maddelik manifestosunu uzmanlar, Sputnik'e değerlendirdi. Dış politika uzmanı Akbal "Maddelerin çoğu uygulanabilir değil" dedi. Gazeteci Bursa ise "ABD, Doğu Kudüs'ü İsrail'e bırakıp, Ebudis köyünü de Filistin'in başkenti olarak ilan etmeyi planlıyor. Asıl kriz o zaman çıkacak" diye konuştu. „
İTT Manifestosu Uygulanabilir Değil

Elif Sudagezer'in uzmanlarla görüşerek Sputnik Türkiye için hazırladığı ‘ABD, Doğu Kudüs'ü İsrail'e bırakıp Ebudis köyünü Filistin'in başkenti ilan etmeye hazırlanıyor' başlıklı haberin bir kısmıdır, diğer uzman görüşleri için linki kullanarak habere gidebilirsiniz.

ABD Başkanı Donald Trump'ın, ülkesinin büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıması ve İsrail güçlerinin protesto gösterileri sırasında onlarca Filistinliyi öldürmesinin ardından Cuma günü İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla olağanüstü toplandı. İİT, zirvenin ardından 30 maddelik bir sonuç bildirgesi yayınladı. Yayınlanan bildiride 7 madde öne çıktı. Bu maddelerden ilk ikisi, Gazze Şeridi'ndeki "İsrail saldırganlığının" tespit edilmesi için uluslararası bağımsız bir uzmanlar komitesinin kurulmasını öngören 5. madde ve devamı niteliğindeki 6. madde oldu. Bildirinin çarpıcı bir diğer maddesi de İİT ülkelerinin "Kudüs'ün tamamının işgal altında olduğuna" işaret eden 12. maddesi oldu. ABD ve büyükelçiliklerini Kudüs'e taşımak konusunda ABD'yi takip eden ülkeler hakkında özellikle siyasi ve ekonomik alanlarda tedbirler alınması için tavsiyeler hazırlanmasını kapsayan 15'inci madde de önem arz eden maddeler arasında. Bunların yanı sıra, İİT üyesi ülkelerinin ABD ve İsrail'in Kudüs'teki eylemlerini onaylayan ülke, makam, parlamento, şirket ve bireylere ekonomik kısıtlamalar uygulanması amacıyla gerekli önlemleri almaya çağıran 19'uncu madde de somut adım atılması kararı içeren maddelerden biri. Son olarak da bildirinin 20'inci maddesi önem arz ediyor ki bu maddede İİT ülkeleri ve uluslararası topluma, yasadışı İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünlerin piyasaya girmesini engellemeleri, işgalin ve yerleşim rejiminin daimi kılınmasında dahli bulunan veya bundan yarar sağlayan birey ve oluşumlara karşı önlem almaları çağrısında bulunuluyor. Peki bu maddeler uygulanabilir mi? Uygulanabilirse nasıl uygulamaya geçer? 

Akbal’a göre İİT'nin önde gelen ülkeleri olan Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır'ın ABD ile ilişkileri dolayısıyla 15. Maddenin hayata geçirilmesi kolay değil:

"Bu noktada İİT üye ülkeleri arasında yer alan uluslararası politik sistemde diğer üyelere nazaran çok daha etkin faaliyet gösteren Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır'a bakıldığında aslında hem ABD ile hem de İsrail ile önemli ekonomik ve politik ilişkilerinin olduğu açıktır. Katar Emiri Sani kısa bir süre önce ABD ziyareti gerçekleştirerek Suudi Arabistan ile olan krizin hafifletilmesi ve Suriye'de ortak hareket edilmesi konularını görüşmüştür. Suudi Arabistan ile İsrail'in 2012 yılından itibaren giderek artan bir güvenlik ve istihbarat işbirliği söz konusudur. Mısır, bölgenin en önemli askeri güçlerinden biri olarak aynı zamanda da ABD ile önemli ilişkilere sahiptir. Bu ilişki yapısına sahip söz konusu devletlerin nasıl bir yaptırım uygulayacakları konusu da akıllarda istifham uyandırmaktadır."

Akbal, "Anılan bildirgedeki 19 madde, 15. maddeyle hayli derin benzerlikler içermektedir ancak ekonomik ilişkileri daha öne çıkaran ifadeleri barındırmaktadır. Bu maddeye istinaden de İİT üyelerinin hem ABD hem de İsrail ve ek olarak ABD'nin aldığı kararı onaylayan diğer ülkeler ile ekonomik ilişkilerini bitirmesi ve yaptırımlar uygulaması beyanını içermektedir. Bunun nasıl gerçekleştirileceği ve hangi kalemleri kapsadığı belirtilmediği gibi gerçekleştirilme ihtimali de hayli uzak görünmektedir" ifadelerini kullandı.

İİT ülkeleri ve uluslararası topluma, yasadışı İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünlerin piyasaya girmesini engellemeleri, işgalin ve yerleşim rejiminin daimi kılınmasında dahli bulunan veya bundan yarar sağlayan birey ve oluşumlara karşı önlem almaları çağrısında bulunulan 20. maddenin uygulanabilirliğini değerlendiren Akbal'a göre bu maddenin hayata geçirilmesi zor. Zira "Bir ülkenin bir diğer ülkenin uluslararası piyasalara mal ve hizmet arz etmesini engelleyebilmesi için, engelleme isteğinde olan ülkenin uluslararası piyasalar ile ilgili olarak düzenleyici, yaptırım uygulayabilir konumda olması gerekmektedir ki maalesef İİT üyesi ülkeler içinde bu özelliği sahip bir ülke bulunmamaktadır.”

Peki İsrail'in bu tutumunun nasıl önüne geçilebilir? Dış Politika Uzmanı Akbal'a göre bölgeye barış gücü gönderilmesi seçenek olabilir:

"İsrail'in yasa dışı yerleşimlerinin engellenmesi ve buna yardım eden ülke, kurum ve kuruluşlara karşı tavır takınılması için ise iki seçenek mevcuttur. Bunlardan ilki İİT'nin bir askeri güç oluşturarak İsrail'in yasa dışı yerleşimlerini gerçekleştirdiği mevkilerden uzaklaştırılmasıdır ki İİT'nin bir askeri güç oluşturma kapasitesi kısa, orta ve uzun vadede mümkün görünmemektedir. İkinci yol ise Birleşmiş Milletler nezdinde bu hususun ele alınarak BM Barış Gücü'nün bölgeye sevk edilmesidir. Bu çağrı yapılmış durumdadır. Ayrıca İngiltere'nin talebi ile İsrail'in yapmış olduğu insanlık dışı faaliyetlerin soruşturulması yönünde bir adım atılmış durumdadır. Ancak bu girişimlerin nasıl bir sonuç doğuracağına dair herhangi bir politik emare bulunmamaktadır."

İngiltere ve Fransa'nın çözüme dahil edilmesinin olası bir çözüm yolunda adım olabileceğine işaret eden Akbal "İsrail'in belli bir seviyede engellenebilmesi için, ABD'nin bölgedeki politik ve askeri etkinliği karşısında tepki gösterebilecek İngiltere ve Fransa'nın ikna edilerek belli başlı bazı girişimlerin başlatılması söz konusu olabilecektir. Zira İngiltere de Fransa da son dönemde bölgeye dönük politikalarında özellikle Suriye hususunda daha etkin rol oynama isteğine sahiptir. ABD'nin 1956 Süveyş Krizi döneminden itibaren etkinliğini kırdığı bu iki ülke ile oluşturulabilecek bir inisiyatif ancak bir girişimin başlangıcını oluşturabilir. Bu girişim de uzun süreli diplomatik çabaları gerektirdiği gibi İsrail'in tıpkı İİT ülkeleri ile olan ilişkilerinde olduğu bu ülkelerle de olan ilişkileri göz ardı edilmemelidir" diye ekledi.

 

Yorumlar