Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Yabancı Ajan Yasası/Dış Etkinin Şeffaflaşması

21 Mart 2023
“ KKTC, Gürcistan'ın yaptığı gibi Yabancı Etkinin Şeffaflaşması Yasası çıkarmalıdır. "Türkiye-KKTC düşmanlığı nereden çıktı, gençliğimize ne oldu" demek istemiyorsak acilen yurt dışından yapılan bağışların bildiriminin denetim altına alınması gereklidir. „

Gürcistan'da bir hafta süren sokak ayaklanması ve nedenleri KKTC’de takip edilmedi. Oysa bizi de çok yakından ilgilendiren bir konu ile ilgiliydi. 
Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra 1992-2003 yılları arasında Gürcistan’ı Rusya yanlısı Eduard Sevardnadze yönetti. AB/ABD bu süre içinde milyonlarca dolar akıtarak 5.kol görevi görecek yüzlerce sivil toplum örgütü oluşturdu, binlerce kişiyi eğitti.
2003 yılında yapılan seçimleri Sevardnadze kazanınca AB/ABD düğmeye bastı, devşirdikleri 5.Kol “seçim hilesi yapıldı” diyerek, AB/ABD bayrakları ile sokağa döküldü. Parlamento ve hükümet binaları basıldı. İç savaş çıkartmak istemeyen Sevardnadze istifa etti. 
Uzun yıllar ABD’de yaşayan, ABD’de iki üniversite bitiren ve ayaklanma liderliği için ABD’den getirilen sokak darbesinin lideri Mikhail Saakaşvili Cumhurbaşkanı yapıldı. 
Bu sivil darbeye GÜL DEVRİMİ adını verdiler. 
AB/ABD ona tam destek verdi. Amaçları Gürcistan’ı NATO’ya almak, Rusya’yı Karadeniz ve Kafkasya’dan da kuşatmaktı.
Rusya, buna izin vermeyerek savaş ilan etti. Ordusu Başkent Tiflis‘e dayandı. Gürcistan toprağı olan Abhazya ve Osetya’yı kopararak bağımsız devletler haline getirdi. 
Saakaşvili birkaç dönem ülkeyi yönettikten sonra, yolsuzluklar nedeniyle hapse atıldı, çıkınca ülkeyi terk etti. Yıllar sonra döndü, şimdi yine hapiste. Olan Gürcistan’a oldu. 
Gürcistan’ın şimdiki Başbakanı İrakli Garibaşvili Rusya ile dengeli ilişkiler kurdu. AB/ABD ise, Ukrayna’da yaptıkları gibi Gürcistan’a yandaş bir yönetim getirmek, Gürcistan’ı NATO’ya almak, Rusya Gürcistan savaşını kışkırtmak ve Rusya’ya karşı ikinci bir cephe açmak istiyor 
Bu amaçla 5.kol olarak kullandıkları sivil toplum örgütlerine para akıtmaya ve sokak eylemleri için hazırlıklara hız verdiler.

Şeffaflık Yasası

Gürcistan hükümeti 5. KOL ‘u kontrol altına almak için “DIŞ ETKİNİN ŞEFFAFLAŞMASI YASASI” (yabancı ajan yasası) adlı bir yasa tasarısı hazırladı. Buna göre bütçesinin yüzde 20’sinden fazlasını yabancı devletlerden veya yabancı vakıflardan sağlayanlar ajan sayılacaktı. 
Bunlara, her yıl hangi devletten para aldıklarını ve aldıkları parayı nereye, niçin harcadıklarını devlete bildirme zorunluluğu getirilmekteydi. Buna uymayanlara hapis ve para cezası öngörülmüştü. 
AB/ABD, çevirdikleri dolaplar ve devşirdikleri 5. kol teşhir olacağı için, tasarıya büyük tepki gösterdi. Tepkileri dikkate alınmayınca düğmeye bastılar. GÜL DEVRİMİ’nde yaptıkları gibi 5.kol'u AB/ABD bayrakları ile sokağa döktüler. Devşirmeler, yakıp yıktılar, Polis ve askerle çatıştılar. İç savaştan korkan hükümet yeniden düzenlemek üzere tasarıyı geri çekti. 
Benzer bir tasarıyı 2012'de “YABANCI AJAN YASASI” adı ile Rusya da yaptı. Yabancı devletlerden para alan örgütler, kişiler, gazeteler ve gazeteciler AJAN olarak tanımlandı. Dıştan para almak izne bağlandı. Yasayı çiğneyenlere hapis ve para cezaları getirildi. 
Rusya’nın AB ve ABD baskısına karşın geçirdiği bu yasa ile her gün sokaklarda eylem yapanlar ortadan kayboldu, 5. kol kontrol altına alındı. Dolar ve euro ile devşirilen Ajanlar hapsi ve para cezasını göze alamadı

KKTC'nin İhtiyacı Var

Annan Planı günlerinde biz de bunları yaşadık. Dönemin ABD Büyükelçisi içimizdeki eğitim çalışmaları ve eylemler için 60 milyon dolar harcadıklarını açıklamıştı. Ağızlarına AB düdükleri, ellerine AB bayrakları verilenler sokağa dökülmüştü. 
Bugün de iki toplumlu derneklere, gruplara, görsel, yazılı ve sosyal medyaya milyonlarca dolar akıtmaya devam ediyorlar. 5. kol faaliyetleri dorukta. 
Eğer bizde de DIŞ ETKİNİN ŞEFFAFLAŞMASI YASASI çıkarılmazsa gerektiğinde 5.kol’u yeniden sokaklara dökeceklerinden emin olabilirsiniz. 

Büyük Atatürk şöyle demiştir :

- “Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün milletin oluşturduğu cephedir. Dış cephe, ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe mağlup olabilir; fakat hiçbir zaman bir memleketi yok edemez. Memleketi temelinden yıkan iç cephenin çökmesidir.”

KKTC devletini “gayrı meşru” sayan, muhatap almayan, itibarsızlaştırmayı ve çökertmeyi hedef olarak belirleyen Rum, Yunan, AB, ABD, İsrail şer ittifakı bunu çok iyi bildiği içindir ki, iç cephemizi çökertmeyi birinci amaç olarak belirlemiştir. 

İç Cephemiz Hedefte

Bir devleti kurşun atmadan içten çökertmek için yapılan faaliyete,  PSİKOLOJİK SAVAŞ VE 5. KOL FAALİYETİ denmektedir. Bir başka deyişle bu faaliyetler silahsız savaştır.

Askeri yönden sonuç alamayacaklarını bildikleri için, 5.Kol’u kullanarak, psikolojik savaşla iç cephemizi çökertmeye yoğunlaşmışlardır.

Rum yönetimi ve AB/ABD bu amaçla milyonlarca dolarlık dev fonlar ayırmışlardır. 

1990 yılından itibaren iki toplumlu gruplar, “conflict resolution” eğitimleri, bazı Radyo ve TV’lerin kurulması, gazete çıkarılması, gazeteci, sendikacı, öğretmen, öğretim üyesi başta olmak üzere her meslekten insan devşirilmesi için milyonlarca dolar harcamaktadır. 

Annan Planı günlerinde, oluşturup finanse ettikleri örgütlerin listesini ve örgütlenme ağlarını (ÖRÜMCEK AĞI ÖRGÜTLENME ŞEMASI) kendi İnternet sitelerinden alarak yayınladım. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında hangi örgüte ne kadar para verdiklerini de kendi İnternet sitelerinde bulup yayınladım. Bazı örgütlere yılda 1 milyon euro para verilmekteydi.. 

Ne acıdır ki KKTC Devletinin bunlardan hiç haberi yoktu. Olmadığı gibi, yayınlarımıza karşın bu milli güvenlik sorunu, hükümetlerin hiç umurunda ve ilgi alanında da değildi. Devlet, gafil siyasilerin vurdumduymazlığı sonucu devletliğini unutmuştu. Ne yazık ki bugün de böyledir. 

Akamete Uğrayan Girişim

2016’da Maliye Bakanı olan Serdar Denktaş, dış güçlerden para alan örgütlerin devlete bildirimde bulunmasını ve alınan paradan vergi ödenmesini zorunlu hale getirecek bir yasal düzenlemeden söz etmişti. Ayrıca AB'nin direk para vermesine karşı çıkmış ve AB’ye parayı devlet üzerinden vermesi çağrısı yapmıştı. Durumun vahametini göstermek için de 2016 yılında hangi örgüte, ne kadar para verildiğini liste halinde açıklamıştı. 

Liste gazetelerin manşetlerinde yayınlanınca kıyameti kopardılar

Emperyalist ülkelerden aldıkları paranın bilinmesini ve KKTC Devletine hesap vermeyi reddedenler, yaptıklarından utanacağına, kuyruğuna basılmış kedi gibi büyük yaygara kopardı. AB/ABD  bunlara sahip çıktı. Koalisyon ortakları da destek vermeyince o doğru girişim akamete uğradı. 

Yasa ve Denetim Şart

KKTC, egemen bir devlet ise, bu rezilliğe artık DUR demek zorundadır. Yapılan, egemenliğimizin ihlalidir. 

KKTC’yi “gayrı meşru” sayan dış güçlerin, devleti dışlamalarına, para ile gizlice adam, gazete, gazeteci, örgüt devşirmelerine, iç cephemizi çökertmek için 5. kol faaliyeti ve psikolojik savaş yürütmelerine göz yumulamaz. 

Buna göz yumanlar, KKTC'yi savunma görevlerini yapmıyorlar ve gaflet içindedirler.. 

DIŞ ETKİNİN ŞEFFAFLAŞMASI YASASI’nı çıkarmak şarttır 

Korkacakları gizli kapaklı işleri yoksa, aldıkları paraların miktarını, nereye, niçin harcadıklarını devlete bildirmekten, yani şeffaflıktan niye korkuyorlar? 

Dönemin Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın 6 Eylül 2016’da yaptığı konu ile ilgili açıklamayı ( 6 Eylül 2016 detaykibris.com ) aktarmak istiyorum. Haber şöyle:

“ Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, KKTC’nin AB ile ilişkilerini sürdürülebilir kurumsal bir yapıya dönüştürmek amacında olduklarını belirterek şöyle dedi: 
“Bugüne kadar dağıtılan fonlar ne amaçla kullanılmış, bunların sonuçları ne olmuş, bu fonlar hangi etkinlik ve aktivitelerde kullanılmış, yapılan araştırmaların sonuçları ne olmuş, Kıbrıs Türk halkı bu araştırmalardan ne şekilde yararlanmış, yazılan raporların sonuçları ne olmuştur?
Bunları bilmek KKTC vatandaşlarının hakkıdır. Çünkü AB bu fonları ‘Kıbrıslı Türklere yardım’ adı altında dağıtmakla, yardımların ana hedefi ekonomik ve sosyal kalkınmamıza destek olmak, bir kısmı ise iki toplum arasında yakınlaşma sağlamak için harcanmaktadır.
Bugüne kadar sivil toplum aktivitelerine destek adı altında dağıtılan miktar 7,434,075.48 (yedi milyon dört yüz otuz dört bin yetmiş beş) eurodur. Bu yardımların listesini ekte bulabilirsiniz. AB’ye sorduğumuz ve cevaplanmasını istediğimiz sorular meşrudur ve KKTC halkının bilmesi gereken cevaplardır. Eğer AB sadece bir sivil toplum örgütüne 300.000 euro veriyorsa ve eğer AB verdiği paranın çeşitli eylem ve etkinlikleri desteklemek için kullanılmasını şart koşuyorsa ve bu sivil toplum örgütü ‘REDDEDİYORUZ’ (TC-KKTC GENÇLİK-SPOR KOORDİNASYON OFİSİNİ REDDEDİYORUZ KAMPANYASI... S. İ. ) siyaseti yapıyorsa, bu paraların ne amaçla kimlere verildiğini bilmek hakkımızdır.”
Serdar Denktaş, “Kıbrıs Sosyoloji Derneği’nin” aldığı 94.000 euro ile, 
“AB Derneği”nin aldığı 214.000 euro ile,
“ICTJ” isimli grubun almış olduğu 142.000 euro ile,
“CMIRS” in aldığı 83.000 euro ile ne yaptıklarını bilmek Kıbrıs Türk Halkının ve KKTC Devletinin bilmesi hakkımızdır.
AB’den talebimiz ekteki listede yazılı tüm projeler hakkında detaylı bilgi vermeleridir. 
Tabii AB’yi beklemeden bu gruplar ŞEFFAFLIK göstererek fonların nerelere harcandığını ve bu harcamalar neticesinde elde edilen toplumsal yararı da halkımıza paylaşabilirler. Bunları sadece örnekler olarak verdim. Ekteki listede yazılı finansman alanların tümü hakkında bilgi talep ediyoruz.
Şu an AB’den üst düzey yetkililer adamızda bulunmaktadırlar. Umarım mesajımızı olumlu değerlendirip, en yakın bir zamanda sorularımızı yanıtlarlar. AB yetkililerinden beklentimiz budur”

Ayaklandılar

Ne mi oldu?
Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın, Devlet olmanın ve Halka karşı sorumluluk hisseden bir Bakan olmanın gereği olan bu çok haklı açıklaması karşısında kıyamet koptu.
Başta KKTC’yi tanımayan ve muhatap almayan, egemenliğimizi her fırsatta çiğneyen AB olmak üzere dış güçlerden para alanlar ayağa kalktı.
AB yetkilileri KKTC diye bir devlet tanımadığını ve KKTC Devletine hesap vermeyeceğini belirtirken, milyonlarca euro’yu CEPLEYENLER ve AB parası ile yaşamayı meslek edinenler, “devlete hesap vermek zorunda olmadıklarını, hiçbir bildirimde bulunmayacaklarını, konunun KKTC ‘yi ilgilendirmediğini” açıkladılar. O günden bugüne devlet de konunun üzerine gitmedi!
O nedenle bugün kimse çıkıp da “Bunca Rum sevici, bunca AB/ABD muhibbi, bunca Türkiye – KKTC düşmanı, bunca federasyoncu nerden çıktı, gençliğimize ne oldu?“ diye sormasın!
Nedeni işte bu vurdumduymazlıktır! 

2016 yılında Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı olan Serdar Denktaş’ın açıkladığı ve KKTC'yi dışlayan AB’nin hangi örgüte ne kadar para verdiğini gösteren liste şöyledir:  

EMAA Derneği  :  164.002,57 Euro

GÜKAD Derneği : 108.981,88 Euro

KUŞKOR Derneği  : 136.947,39 Euro

Kıbrıs Politika Merkezi : 193.497,01 Euro

SID Lefkoşa Derneği : 183.306,33. Euro

Biologlar Derneği : 159.061,50. Euro

Kıbrıs AB Derneği :  214.403,00 Euro

Yöneticiler Derneği : 166.909,40 Euro

YCJ ( Gençlik Barış Projesi) : 196.401,71 Euro

 KTMMOB : 185.000,00 Euro

Kuzey Kıbrıs Hayvanları Koruma Derneği :  49.922,88  Euro

SOS Çocuk Köyü :  33.124,20 Euro

Kemal Çocuk Projesi :  42.684,82 Euro

Ticaret Odası :  32.712,28 Euro
KAYAD Kadın Derneği ( Başkanı Meral Akıncı) 259.550,24 Euro

KAYAD Kadın Derneği (Başkanı Meral Akıncı) : 50.000,00  Euro

Bemsa Kültür Sanat Derneği Yeni Erenköy :  49.559,21 Euro

Kanser Arastirma Vakfi(KAV) : 49.952,70 Euro

KTOEOS ( Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası) : 93.513,73 Euro

Mülteci Hakları Derneği :  83.746,59 Euro

HALK SANATLARI VAKFI (HASDER) :  69.120,00 Euro

İnsan Hakları Derneği :   91.753,78 Euro

CMIRS Merkezi ( Göç, kimlik çalışmaları ve siyasi anketler ) : 83.985,91 Euro

Nöroloji ve Genetik Enstitüsü :   210.971,95 Euro

Mağusa Kültür Derneği :  94.392,00 Euro. 
Kıbrıs Folklor Federasyonu :  71.177,80. Euro

Enerji Uzmanları Derneği :  80.468,34 Euro

Yöneticilik Merkezi Bağımsız Medya oluşumu:  87.046,20 Euro

CADER Derneği :  41.601,60 Euro

AKOVA Kadınlar Derneği :  96.931,80. Euro

Büyükkonuk Eko Turizm Derneği :  90.000,00 Euro

POST Barış Eğitimi :  89.310,00 euro

Mağusa Denizcilik Derneği :  74.280,89 Euro

YEMAD (Mağusa ilk-ortaokul öğrencilerinin eğitimi projesi) :  22.305,00 Euro

Üniversiteli Kadınlar Derneği :  100.000,00 Euro

Barış için bir katalizör olarak Tampon Bölge Projesi :  98.971,66 Euro

Yeniden Birleşme mi iki devlet mi? Anketi:  85.760,00 euro

TESEV Vakfı güven yaratma ve uzlaşma projesi :  75.619,64 Euro

Kıbrıs Sosyologlar Birliği güven yaratma projesi :  94.791,18. Euro

Kıbrıs’ta uzlaşma ve barış ekonomisi projesi :  212.997,08 Euro

INTRAC toplumlararası güven yaratma ve eğitim projesi :  213.047,06 Euro

PRIO Diyalog, güven yaratma ve uzlaşma merkezi :   147.304,34 Euro

AHDR. ( Tarihsel Diyalog Ve Araştırma Merkezi ) :  81.520,00 Euro

ICTJ. (gerçeği araştırma ve güven yaratma projesi) :  142.784,00 Euro

MRG. Azınlık Hakları Gurubu :  197.313,60  Euro

Akdeniz Köyü Natura 2000 sitesi projesi :   336.275,76 Euro

Kıbrıs Türk Diabet Derneği :  304.042.40  Euro

Avrupa Akdeniz Sanat Derneği :  275.400,98 Euro

Lefkoşa Folklor Derneği :  99.119,78. Euro

Ticaret Odası işadamları diyalog, işbirliği, uzlaşma projesi :  202.748,51 Euro

MAGEM. Mağusa Gençlik Merkezi :  302.212,71 Euro

MASDER Derneği :  144.000,00 Euro

POST-RI. uzlaşma için barış kültürü eğitimi projesi : 253.887,26 Euro

SOS Çocuk Köyü:  268.646,10. Euro

Anlamamız gerekeni Annan Planına EVET mitinglerinden anlamadık mı? 

Yorumlar