Metin Edirneli Metin Edirneli @edirneli_metin

Yücel Teşkilatı ve Zorunlu Göç

28 Şubat 2019
Yücel Teşkilatı ve Zorunlu Göç

Yaklaşan II. Dünya Savaşı ve yaratacağı tehlikeye karşı önlem alma girişimleri... Müslümanlar da bu süreçte, kendilerince çare üretmeye çalışırlar. Bu konuda önceliği toplumu korumak ve destek olmak için örgütlenmeye verirler. Bu amaçla Sırpça adı Humanno-Kulturno-Prosvestno Druşstvo yani İnsaniyetperver Kültür ve Eğitim Cemaati “Yardım”ı kurarlar. Fakat 1941’de teşkilat içinde Türklerle Arnavutlar arasında çıkan anlaşmazlık sonucu “Yardım” ikiye ayrılır. Bir tarafta Türklerin kurduğu Yücel, diğer tarafta ise Arnavutların kurduğu Milli Arnavut Teşkilatı-NDSH…

Merkez komitesini Şuayip Aziz, Ali Abdurrahman Ali, Ferit Süleyman’ın oluşturduğu Yucel Teşkilatı çalışmalarına hızla başlar. Faaliyetlerinin ağırlığını Türk basın ve yayınının geliştirilmesi ile Türk okullarının açılması ve öğretmenlerinin yetiştirilmesine verir. Yazımında ve içeriğinin oluşturulmasında Üsküp Konsolosu Emin Gerçek ile Belgrad Büyükelçisi Dr. Kamil Koperler’in yer aldığı teşkilatın kuruluş amacı “Yugoslavya’daki Türklerin komünist olmalarını önlemeye ve milli şuuru ayakta tutmaya” çalışmaktır.

Teşkilat üyeliğine kabul, ancak Kur’an, bayrak ve tapanca üzerine “Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti menfaatleri için gerekirse kanımın son damlasına kadar çarpışıp canım vereceğim” şeklinde yemin ettikten sonra gerçekleşir. Teşkilatın kurucuları ve yönetimi arasında yer alan Şuayip Aziz, Ali Abdurrahman Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Âdem Ali Âdem ile aktif üyelerden 11 kişi 1947 yılının Ağustos, Eylül aylarında tutuklanır. Bu tutuklamalarda, büyük bir olasılıkla, Enver Hoca yanlısı milliyetçi grupların ihbar etmelerinin bir payı bulunmaktadır. Bundan sonraki aşama, yani mahkeme sureci, kanunun suç saydığı eylemlerin yargılanmasından çok, azınlık sorunun çözümüne bir bahane olarak kullanılmak üzere, Türk toplumunun yargılanmasına dönüşür.

Mahkeme sureci, hoparlörle tüm Üsküp’e dinletilir. Aynı zamanda Yücelciler aleyhine toplantılar düzenlenir. Katılmayanlar ise işbirlikçi ve hain olarak damgalanır. Bu arada sanıklara, kendilerini yeterince savunma hakkı verilmez. O kadar ki, bir dönemi ve büyük bir siyasi provokasyona aydınlatma iddiasındaki mahkeme, tüm bunları yaklaşık 5 gün süren yargılama sonucunda ortaya koyar. Teşkilatın kurucuları alelacele idama mahkûm edilir. İnfazlar ancak 4 ay kadar sonra, uluslararası kamuoyundan bir tepki gelmeyince, 27 Şubat 1948’de gerçekleştirilir. Yakalanan diğer 59 kişi ise 1 ile 20 yıl arasında hapse mahkûm edilir.

Bu yargılama bicimi ve sonuçları, Türk toplumunun oradaki varlığını ve geleceğini sorgulaması acısından önemli bir süreç olur.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, yargılamanın sadece Yücel ile sınırlı olmadığıdır. Belgrad, 1948’den sonra, Arnavutluk ve Yugoslavya arasındaki ilişkilerin bozulmaya başlaması ile birlikte Arnavut örgütler üzerinde de baskıyı yoğunlaştırmış ve aynı şekilde onları da mahkemelere çıkarıp yargılanmasını sağlamıştır. Belgrad yönetimi tarafından uygulanan baskı ve yıldırma politikaları aslında, belirli aralıklarla, dönemsel ve belirli bir konu etrafında ortaya çıkan ancak tek bir toplumu hedef almayan uygulamalardır. Bunlar, Sosyalist Yugoslavya’nın inşasını amaçlayan reformlar surecinde ara verilmeksizin sistematik olarak uygulanan ve tüm toplumu hedef alan baskı ve yıldırma politikalarıdır. Fakat bu süreçten en fazla etkilenen de Sırp milliyetçiliğinin hedefi olan ve daha önce ülkeyi yönetmiş bulunan Türkler olur.

1944’ten itibaren halkçı ve eşitlikçi söyleme rağmen gelişmelerden en olumsuz etkilenen toplumların başında Türkler gelir. O kadar ki, savaştan sonraki ilk 3-4 yıl boyunca Türkçe, eğitimden, kültürel faaliyetlerden ve edebiyattan çıkarılır. Dahası Türk öğretmenlere görev verilmemesi, Türkiye radyolarını dinleyenlerin gözaltına alınması gibi aşırılıklara gidilir.

Yaşanan tüm bu ve benzeri olaylardan sonra 1953-60 yılları arasında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan insanların sayısı, konunun uzmanlarından Cevat Geray’a göre 172 bin 571’dir. TC Köy İşleri Bakanlığı’nın kayıtları ise bu sayıyı 151 bin 889 olarak vermektedir. Yine Bakanlığın göçlerle ilgili kayıtlarına göre 1953-1967 yılları arasını kapsayan dönemde gelenlerin sayısı, 175 bin 392’dir. Aynı dönemle ilgili olarak Arnavut yazarlar ise 450 bin 821 rakamını vermektedir. Makedonyalı ünlü Türk araştırmacılardan Yusuf Hamzaoğlu’na göre 1952-1975 yılları arasında 296 bin kişi Türkiye’ye gitmek zorunda kalmıştır. 1997 ve sonrasında yaşanan yeni zorunlu göçlerle birlikte bu rakamın 350 bine ulaştığı tahmin edilmektedir.

27 Şubat 1948: Yugoslavya’da hukuk skandalı. “Yücelciler” Derneği’nin kurucuları ve yönetimi arasında yer alan Şuayip Aziz, Ali Abdurrahman Ali, Nazmi Ömer Yakup ve Adem Ali Adem adil olmayan bir yargılama sonucu kurşuna dizilerek idam edildi. Temelleri 1937 yılında atılan Yücelciler Derneği’nin amacı, Yugoslavya’daki Türklerin mevcudiyetlerini, kimliklerini ve inançlarını korumalarına yardımcı olmaktır.

Yorumlar