Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Rum'a Yama Olarak Dünya ile Bütünleşme İstemiyoruz

01 Şubat 2017
Ruma Yama Olarak Dünya ile Bütünleşme İstemiyoruz

"Kendi kendimizi dünyadan izole ederek yaşayamayız, dünya ile bütünleşeceğiz” diyorlar… Sanki kendi kendimizi dünyadan izole eden bizmişiz gibi…
Evet, kendimizi dünyadan izole eden biz değiliz… Sırf Rum-Yunan işgaline, ENOSİS’e direndik diye Bize insanlık dışı, utanç verici bir izolasyon ve ambargo uygulayan Rum tarafı ve AB'dir, BM'dir…
Bundan kurtulmanın yolu da gidip Rum hegemonyasına girmek değildir...
Eşit-egemenlikten ve devletimizden vazgeçmek ve eyalet statüsünü kabul etmek değildir...
Ülke topraklarının beşte birini, onlarca köy ve kentimizi Rum’a vererek İnsanlarımızı 4. kez göçmen yapmak değildir...
Rumlar maddi-manevi tazminat ister ve alırken, 1963'den gelen tazminat haklarımızdan vazgeçmek değildir…
Vakıf ve Sultan mallarını Rum'a terk etmek değildir.
Veto hakkımızdan, ayrı oy çoğunluğu hakkımızdan vazgeçmek değildir...
"Duygusal bağı var" diyerek, KKTC tapulu mülkleri Rum’a vermek KKTC tapularını sıfırlamak ve 43 yıl sonra insanlarımızı evlerinden atmak değildir…
Yunanlılar adaya serbestçe gelirken Rum nüfus yapısı tartışılmazken, nüfusumuzu 220 binde dondurmak değildir...
İçimize 50-60 bin Rum almak değildir, çalışma izinli kardeşlerimizi adadan atmak değildir...
Daha örnek çok…
Haksız izolasyondan kurtulacağız diye Rum'un yaması olmak çıkış yolu değildir...
9 yaşında ölümü gördüm ben, ölümü acıyı sefaleti gördü bizim kuşak... Küçük Kaymaklı'dan kurşun yağmuru içinde Hamitköy'e çekilirken, Şehit Hüseyin Ruso'yu gördüm, vurulmuş yatıyordu yol içinde, vurulmuş kan içinde mücahitleri gördüm, evlerinden alınıp katledilen komşularımızın acısını yaşadım, halâ kör kuyulardan çıkıyor insanlarımızın kemikleri...
Barış Harekatında, Yenişehir, Kızılbaş, Küçük Kaymaklı taarruzlarında Rum uçaksavarlarının ateşiyle yanımda arkadaşlarım vuruldu, kaç kez ölümden döndüm...


Evet, korkuyu, acıyı gördüm ben, aynı korkuları, aynı acıları bir daha çocuklarımız yaşamasın, çocuklarımız, gençlerimiz, insanlarımız yeniden öldürülmesin, sağlam, güvenceli, meşru hak ve çıkarlarımızın korunacağı bir anlaşma için çırpınıyoruz.. .Akıncıya tepkimiz bundandır...
Ne yazık ki Akıncı'nın şu ana kadar verdiği korkunç tavizler bize bu güvenceyi sağlamaktan çok uzaktır. Tam aksi, Halktan, Meclisten ve hükümetten habersiz olarak, o acıları yeniden yaşatacak korkunç tavizler vermiştir... Bunlara göz yumma hakkımız yok...yummayacağız.

Yorumlar