Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Dendias- Mitsotakis Şova Aldanmamak Gerek

21 Şubat 2023

Truva savaşına atfen tarihe geçen bir deyiş vardır.

-Beware of Greeks bearing gifts”

Publius Vergilius Maro tarafından yazılan Aeneis adlı eserde geçen ve orijinali Latince olan bu deyiş, “Hediye ile gelen Yunanlıdan sakın” anlamındadır.

Hikayeyi biliyorsunuz.

Bir türlü Truva’yı alamayan Yunanlılar, sonuçta bir savaş hilesine baş vururlar. Dev bir tahta atı Truva önüne bırakarak gemilerine binerler ve güya geri ülkelerine dönerler. Ancak geri dönmemişlerdir. Yakındaki bir koya saklanırlar. Truvalılar ise savaşın sona ermesinin sevinci ile “hediye” tahta atı şehre alırlar. O gece yeyip içerek kutlama yaparlar. Herkesin uyumasından sonra tahta atın içine gizlenmiş olan Yunanlılar çıkarak nöbetçileri öldürürler ve kale kapılarını açarlar. Saklandığı yerden geri dönen Yunan donanmasından karaya çıkan askerler açılan kapılardan şehre girerek Truvalıları katleder, şehri yağmalar yakıp yıkarlar.

İşte Aeneis adlı eserde geçen, “elinde hediyesi ile gelen Yunanlıdan sakın” deyişi bu hikayeye atıf yapmaktadır....

Deprem Diplomasisi mi, Tuzak mı?

Maraş depreminden sonra Türkiye’ye 106 ülkeden yardım ekibi ve yardım geldi.

Halklar arasında kalıcı düşmanlıklar olmaz.

Birçok ülkenin halkı kendiliğinden yardım kampanyaları düzenledi... Binlerce ton yardım Türkiye’ye gönderildi

Türkiye tarafından tanınmayan Rum yönetimi de 20 kişilik bir kurtarma ekibi göndermek istedi. Amacı, Türkiye’den tanınma sağlamaktı.. Türkiye bunu gördüğü için kabul etmedi. Buna karşın basına “Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yardımını kabul etti” şeklinde yalan haber sızdırdılar. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bu yalanı teşhir etmek için “doğru değil, Türkiye Rum yönetiminin teklifini kabul etmedi” diye açıklama yapmak zorunda kaldı.

Rum muhipleri sanki teklifi reddeden Tahsin Ertuğruloğlu imiş gibi bir linç kampanyası başlattılar. Hiçbiri Rum yönetiminin esas amacının 1963’den beri  işgallerinde olan gayrı meşru yapıyı Türkiye’ye tanıtmak olduğu gerçeği üzerinde durmadı. Çünkü misyonları Rumun propagandasını yapmak ve Türkiye ile KKTC’ye karşı menfi bir algı yaratmak...

Diğer taraftan Türkiye düşmanlığı ile nam salan provokatör Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, alel acele deprem bölgesine gitti. Dostluk, kardeşlik edebiyatı yaptı.

Her fırsatta Türkiye aleyhine açıklamalar yapan Yunan Başbakanı Mitsodakis de dayanışma görünümü altında Türk kamuoyuna yönelik büyük bir algı operasyonu başlattı.

Emekli bir Yunan generalinin yaptığı fotomontaj, gerçekmiş gibi bu algı operasyonunu desteklemek için medyada yayıldı.

“DEPREM DİPLOMASİSİ” denerek Türk-Yunan dostluğu propagandası yapılıyor.

Amaç Kamuoyunu Köreltmek

Oysa asıl amacın Türk kamuoyunun Yunan yayılmacılığı konusundaki hassasiyetini köreltmek olduğu çok açık..

Sormak gerek:

Madem artık dost olduk, tam da deprem olduğu gün, silahsızlandırılmış olması gereken adalarda 3 günlük navtex ilan edip askeri tatbikatı niye yaptı?

Kara sularını 6 milin üzerine çıkarma hazırlıklarına niye son vermedi?

Ege’de Türk hava sahasını ihlal etmeye ve provokasyona niye devam ediyor?

Hiçbir hakkı olmayan Doğu Akdeniz’de, Türkiye’ye karşı gasp ve düşmanlık politikası gütmeye niye devam ediyor?

Batı Trakya Türklerine karşı niye düşmanlık ve yok etme politikası uyguluyor? AİHM kararlarını niye uygulamıyor?

KKTC ‘ye karşı niye düşmanlık ve izolasyon politikası uyguluyor?

Özetle Yunan değişmiş değil.

DEPREM DİPLOMASİSİ denen bu algı operasyonunun ardından, AB’nin de desteği ile Türkiye’den Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta tavizler isteyeceğini ve aynı anda provokasyonları da tırmandıracağını hep birlikte göreceğiz.

Aldanmayalım, oyuna gelmeyelim!

Yorumlar