Dr.  Kader Özlem Dr. Kader Özlem

Erdoğan-Borisov "Mülteciler" başlıklı görüşmesine ilişkin notlar

03 Mart 2020
Erdoğan-Borisov Mülteciler başlıklı görüşmesine ilişkin notlar

1- Borisov diplomasiden faydalanmakta ısrarlı ve bunu kendi becerisiyle yapıyor. Sorunun ne olduğunun, Bulgaristan ve kendisi açısından nasıl bir sonuç doğuracağının farkında.
2- Batı Avrupa'daki liderler "Mülteciler" Paris'e veya Berlin'e dayanmadan meseleyi anlayacağa benzemiyorlar.
3- Borisov Erdoğan'ın konuya ilişkin kararlılığını birinci elden gördü. Avrupa'ya akını durduramasa da Mülteciler'in Bulgaristan'ın kapısına henüz dayanmaması sebebiyle göreli ve kısa süreli rahatlık içerisinde.
4- Bulgarlar hala Borisov'un Erdoğan ile olan şahsi diyaloğunun ve muhabbetinin faydasını görüyorlar. Ancak Bulgar kamuoyunun ve medyasının konunun hassasiyetini kavradığını söylemek güç.
5- Erdoğan'ın bu Cuma günü Sofya'da Mitsotakis'le görüşmeyi kabul etmemesi Borisov'u mahcup etmişe benziyor. Brüksel nezdinde elde edeceği prestij de suya düştü.
6- Anlaşılan o ki Mitsotakis de AB liderleri ve yetkilileriyle sahada gözlem yapıp onlardan teyit almadan Erdoğan ile görüşmeye yanaşmayacak. Ancak saha gözlemleri sonrası mesele yeniden Ankara-Brüksel hattına oturacaktır. Mitsotakis akına maruz kalan ülkenin Başbakanı olarak konuyu Atina-Ankara ekseninde görme eğiliminde ve Erdoğan tarafından cezalandırıldığını düşünüyor. Esasen o da bir an önce Brüksel'in devreye girmesi isteğinde.
7- Akının devamı halinde, Mitsotakis'in olası görünen başarısızlığı Çipras'ı ve Yunan aşırı milliyetçilerini (Altın Şafak, LAOS, ANEL vb.) sevindireceğe benzemekte. Bulgaristan'da da Borisov'un olası bir başarısızlığı BSP ve türevleri ile aşırı Bulgar milliyetçilerinin eline müthiş bir koz verecektir.
8- Bugün Yunan kolluk güçlerinin 2 mülteciyi öldürmesi ve Ege Denizi'ndeki mülteci botunu batırmak için saldırısı Yunanistan'ın uluslararası alanda imajına büyük zarar verdi. Ancak bunun mülteciler üzerinde caydırıcı olduğunu söylemek güç.
9- Kadınların ve çocukların üzerine sıkılan gazlar, coplanan insanlar, soğukta geçen geceler Avrupalıların hiç de umurunda olmadığı açık.
10- Erdoğan AB'nin 18 Mart Mutabakatı'na uymadığını söylerken, AB ise Türkiye'yi anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor. 100 bin mülteciyle feryat figan eden Yunanistan ve AB, Türkiye'nin güneyine abanan 1,5 milyonluk yeni akını ise anlamamakta ısrar ediyor.
11- AB'nin Türkiye'yi ikna edememesi ve buna mukabil Mülteci akınını önleyememesi halinde, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya'da mültecilerin kamplarda tutulması ve Batı Avrupa'ya gönderilmemesi hususu yeni kaynak aktarımlarıyla birlikte gündeme gelebilir. Olasıdır.
12- Bunun dışında, Koronavirüse karşı Bulgaristan'ın Türkiye'den destek aldığı hususu bizzat Borisov tarafından dile getirildi. Vaktiyle Türkiye'den "Türkler bizi kısırlaştıracak" diyerek aşı almamak için ülkeyi birbirine katan grupların bu küresel tehdide karşı Türk desteğine ses çıkarmadıkları görülüyor.
13- "Türkiye" başlığı Bulgaristan'da öyle bir konudur ki, çok işlenirse Türkiye'den tepki görülür, az işlenirse Bulgar kamuoyundan... Borisov'un başarısı da işte burada.
14- Hatta daha genel olarak Borisov III hükümetini dış politikada başarılı buluyorum. Hem de vasat çalışan Hariciye teşkilatına rağmen... Borisov bunu kendisi çözüyor. Dörtlü Zirveler, K. Makedonya konusu, Türkiye'yle ilişkiler bunun göstergesi.
15- TİKA, YEE ve TMV'nin Bulgaristan'da ofislerinin açılışı konusu lider zirvelerinde nihai olarak karara bağlanması için konjonktür elverişli gibi görünüyor. Bir fikir sadece...
16- Bu mülteci akını, tekil olarak AB üyesi ülkeleri değil; doğrudan AB sistemini tehdit eden bir boyuta dönüşecek gibi.
17- 09.08.378 tarihli Edirne'de yaşanan savaşın bir nevi o dönemin Mülteci (Gotlar) krizi sonucunda meydana geldiğini ve bu sürecin Roma'nın ikiye bölünmesiyle sonuçlandığı hatırlatmasında bulunalım.
18. Edirne sadece emeklilik günlerinin geçirileceği yer değil; bilakis tarihte en fazla savaşın yaşandığı ve pek çok düğümün çözümlendiği kenttir. Bugün orada olmadığıma hayıflandım.

Yorumlar