Sabahattin İsmail Sabahattin İsmail

Akıncı ve Nami'nin Türkiye'ye kurduğu tuzak

19 Aralık 2016
Akıncı ve Naminin Türkiyeye kurduğu tuzak

Akıncı'nın müzakerecisi CTP'li Özdil Nami, Güvenlik ve Garantörlük dışında tüm konularda uzlaştık diye açıklama yaptı. Oysa Rum basını, Rum yetkililere atfen yaptığı yayınlarda, 103 önemli konuda henüz anlaşma olmadığını söyledi... Ne ilginçtir ki, Akıncı da şu ana kadar, garantörlük dışındaki 5 başlıkta vardığı anlaşmaları da Kıbrıs Türk Halkına açıklamadı, Hükümetin tüm ısrarlı taleplerine karşın onlara bilgi vermedi, Mecliste yapılan oturumda hiçbir detay belirtmeden konuşması biter bitmez, soruları yanıtlamadan "işim var" diyerek Meclisi terk etti. Oysa garantörlük dışında 5 başlıkta tümüyle anlaşmaya varmışsa bu artık planın tamamlandığı ve halkla, Meclisle, hükümetle paylaşılması gerektiği anlamına gelmektedir...

Akıncı hala niye sadece "one man show" oynamaktadır... Akıncı ve Nami'nin "garantörlük dışında tüm başlıklarda anlaştık" demesi,  Anavatan Türkiye'ye kurulan bir tuzaktır… Bu tuzak, Akıncı, Nami, Anastasiadis, Yunanistan, ABD ve AB tarafından birlikte kurulmuştur... Esas amacı da Anavatan Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, garantörlük konusunda taviz vermesini sağlamak ve olası bir anlaşmazlık halinde dünyaya "bakın biz Kıbrıslılar her konuda anlaştık ancak Türkiye garantörlük konusunda taviz vermediği için bu anlaşmayı hayata geçiremedik, Türkiye anlaşmayı torpilledi, çünkü çözüm istemiyor" mesajı vermektir...

Nitekim Akıncı da bir süre önce Rum ERT TV'sine verdiği demeçte, Rumların talebi olan süreli garantörlüğü kabul etttiğini belirtmiş ve bunun için 15 yıllık bir süre önermiştir... Bu da Türkiye'ye kurulan bir başka tuzaktı... Çünkü Türkiye süreli garantörlüğe karşı çıkarsa, etkin ve fiili garantörlüğün aynen devamını isterse, Akıncı dünyaya dönüp "Bakın ben Rumlarla süreli garantörlük konusunda anlaştım ancak Türkiye buna karşı çıktı" diyecektir...

Akıncıya sormak gerek: Hani Garantörlük konusu Türkiye’ye ait bir konuydu ve 5'li konferansta görüşülecekti? Daha masaya oturmadan, Türkiye masada yokken, Rum TV'sine 15 yıllık süreli garantörlük önermek, Türkiye’nin elini zayıflatmak, görüşme olmadan elini açmak, üstelik bunu Kıbrıs Türk Halkının bu konuda taviz vermeyeceğini bile bile ve KKTC-TBMM Meclis kararlarını çiğneyerek yapmak hangi aklın ürünüdür? Anavatan Türkiye yetkililerinin emperyalist güçlerle Rum-Yunan-Akıncı-Nami tarafından kurulan bu tuzağı görüp gerekli stratejiyi belirleyeceğini umut ediyoruz…

Yorumlar