İbrahim Rüstemi İbrahim Rüstemi

Fadıl PUSHKOLLİ; Müslüman Türk Kardeşlerimize Özel ve Arbana Xharra’ya Birkaç Cümle...

25 Ağustos 2016
“ Fadıl PUSHKOLLİ yazdı... „
Fadıl PUSHKOLLİ; Müslüman Türk Kardeşlerimize Özel ve Arbana Xharraya Birkaç Cümle...

Müslüman Türk Kardeşlerimize Özel ve Arbana Xharra’ya Birkaç Cümle…

Kosovalılar savaştan kaçarken, biz savaşanlar (savaş gazisiyim) çoluk çocuk, aile, dost, akraba dağılıp perişan halde yerimizden, yurdumuzdan olduk. Savaşta Fransızlar Sırbistan yerine Adriyatik denizini bombalarken, savaşın 33. gününde Türkler bombalamaya başladıklarında Sırplar adeta yıkılıp, toz duman oldular

Türkler, bizi evlerine aldılar, yedirdiler, içirdiler, kimilerinin yanlarına evlerinden alıp ellerinde ne varsa götürdüler. Hem Türkiye’de karşıladılar, Hem Kosova’ya, Makedonya’ya, Arnavutluk’a kadar gelerek yine bize hizmet ettiler. Yaramız yaraları oldu. Derdimiz dertleri, usancımız usançları, canımız canları oldu.

İş verdiler, aş verdiler, çocuklarımızı parasız pulsuz okuttular, okutmaya devam ediyorlar, milletimizi gezilere götürüp, yediriyorlar, içiriyorlar, hediye vermeden göndermiyorlar.

UÇK’ya dünyanın gözleri önünde yardım ettiler, hastanelerde yaralılarımızı, gazilerimizi tedavi ettiler, Adem Yaşari’yi kendi kahramanlarıymış gibi Milli Kahraman ilan ederek, İstanbul’un ortasında törenle açılış yaptıkları Park’a Adem Yaşari ismini verdiler. 

Bugün Türkiye’de, Kosovalı Arnavutların birçoğu hastanelerde karşılıksız ameliyat ve tedavi edilmişlerdir, hiçbir dünya ülkesinin yapmadığını, Türkiye bu iyiliği yapmaya devam etmektedir. 

Türk Devleti olarak tanıyan ilk devletler arasında çekinmeden Kosova’yı tanıdılar, dünyada Kosova’yı tanımayan devletleri tanımaya davet ettiler, uluslar arası camiada Kosova’ya hizmet etmeye devam ediyorlar. 

Türk Devlet büyükleri buralara kadar gelerek hiçbir ülkede kimseye demedikleri halde devlet büyüklerimize “kardeş” dediler…

Kosova’da yüzde 90’dan fazla Müslüman ahali yaşadığı için ahalinin kimin yanında saf tuttuğu da bellidir. Özel eğitilmiş ve ücretlendirilmiş bazı köşe yazarları ya da gazete veya medya silahşorları patronlarıyla birlikte aynı anda hareket ederek, sanki Kosova halkı kendileri gibi düşünüyormuş algısını yaratmaya çalışmaktadırlar. Konuşma kılavuzu kadar İngilizce öğrenip İngilizce’yi bildiklerini zanneden silahşorlar Batı'nın kendilerine değer biçecekleri hayaliyle yaşamaktadırlar. Maşa veya farklı bir deyimle “milleti çakal - yalaka” yönlendirip yapmaya çalışanları hem batı, hem de kendileri biliyor. Kosovalı Arnavutların esnaf, ticaretçi, dost, akraba ilişkilerine önem vermeden bu tür silahşorlar kendi provokasyon görevlerini güzelce yaparak, Türkiye’de ve Kosova’yı takip eden diğer ülkelerde (bu Arnavutlar böyle miydi?! dedirterek) kendi kardeşlerinin yani Kosovalı Arnavutların işlerini zora sokup, zarar veriyorlar. Ülkemizde “demarkacion” Karadağ ile sınır meselesinde, Mitroviça’nın elden gittiğine inanıp üç beş kelimeyle hizmet ettiğini sanan “modern çokyüzlüler” kendi derdiyle uğraşmaz, Türkiye’de milletin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Müslümanlığa taş atmakla uğraşmaktadırlar. Bir örnek vermek gerekirse, Gürcistan sınırına yakın Erzurum kasabasında Atatürk’ün adını taşıyan üniversitenin bütçesi 1 buçuk milyar Euro yani Kosova’nın bütçesi kadardır. Türkiye deniz gibidir. Bu silahşorlar taş atsa ne olur, atmasa ne olur?! Medya ve gazetecilerimizden bazıları akıllı olsalardı, dünya üzerine dağılıp her ülkeyle işbirliklerini “taş atmadan” en iyi şekilde nasıl kuracaklarını, ticaret yapacaklarını, ülkemizi kalkındıracaklarını düşünmeleri gerekirdi.

“Modern Çokyüzlüler” dememin sebebine gelince.

Arbana Xharra’ya: Birkaç gün önce dünyayı utandıran Suriye’nin Halep Şehrinden olan kız çocuğu 5 yaşında Ümran Dakniş’i (facebook’ta paylaşan silahşorlar “Ümran senin gözlerinde oğlumu gördüm, kalbimi heyecanlandırdın, küçük yavrum benim, seni kucaklayıp sarmak isterdim benim Art ismindeki oğlumu sardığım gibi! yazmaktadırlar”) bu hale getirenlerin kim olduklarını, yapanları, yaptıranları bilmiyorlar mı? Ümranların sadece bir tanesi bu. Daha önce deniz sahilinde bedeni bulunan erkek çocuğu Alan da dünyayı susturup, utandırmıştı. Ne oldu, değişen ne var? 5 milyon yetim Irak’ta, 400 bin ölü ve 4 milyonun üzerinde yetim ve öksüz Suriye’de. Srebrenitsa’daki katliamı yaptıran kimler? Bunları kim yapıyor, yaptırıyor acaba haberiniz yok mu? Türkiye mi, Türkler mi, Erdoğan mı? Yoksa isimlerini yazamadığınız, birileri mi?! Kendi savundukları fikirlerine bile ters karakterlerden bu ülkeyi nasıl savunurlar gelin siz düşünün!

Türkiye’de bugün “Kosova’nın 2 buçuk katı kadar” 5 milyon (büyük – küçük Ümran ) mülteci bulunmaktadır. Bu mülteciler hiçbir haktan maruz kalmamışlardır. Türk vatandaşının ne hakkı varsa tüm mültecilerin aynı hakkı vardır. AB (Avrupa Birliği) veya ABD (Amerika Birleşik Devletleri) bu mültecilerden kaçını aldı? Alabilir mi? Alabilselerdi ülkenin ekonomisi çöker mi? Paraları mı yok, insanlıkları mı yok bunların? Hiç kendinize sordunuz mu? Türkiye, Erdoğan, TİKA ve bunlara benzer kurumlar 5 milyon mülteciye yardım etmekle mi suçlu oluyorlar bugün?

Ama bu 5 milyon mülteci AB’ye gönderilse dünyada görülmeyen kriz yaşanır. Çünkü Batılıların geleneğinde ceplerinden ikram ve yardım etmek yoktur!

15 Temmuz FETÖ terör örgütünün darbe girişiminde bulunduğu geceden itibaren kadınların evlerde, erkeklerin sokaklarda tankların altına girdiğini ve tankların arkasından koştuklarını gıpta ile izledim. Millet buna denir işte. Benim böyle bir milletim var mıdır diye kendi kendime soruyordum. Müslüman Türk olmak böyle bir şey olsa gerek. Çünkü çokluk ile karar verenler, oy çokluğuna bakanlar ve kazananlar unutmasınlar ki, Allah çokluğa değil, hakikate bakar. Tek Peygamber hatırı için o Yüce Allah tüm insanlığın nefes almasından tutun zevk almasına kadar tüm dünya insanlığını ve hayvanlığını yaşatmaya devam ediyor! 

Unutma kızım ve senin gibilere selamımı söyle. Kendinize her zaman bir Türk kapısı saklayın, en sonunda o Türk kapısı size açık olacaktır. Dilerim kız ve erkek çocuklarınızı gördükçe Ümran ve Alan gibi çocukları hatırlayıp, “size bunları kim yaptı, yaptırdı?!” düşüncesiyle kendinize soru sorasınız! 

Değerli Müslüman Türk kardeşlerim her nerede yaşıyorsanız, her ne kadar aramızdan bazı provokatörler çıkmış olsa da bilin ki Kosovalılar sizlerle beraberdir. Konuşamayabilirler, yazamayabilirler ama gönülleri İslam ve Müslümanlarla beraberdir. 

Provokatörlerin Kosovalıları lekelemesinden dolayı sizlerden UTANIYORUZ…

Çünkü her zaman yanımızdaydınız…

Et tırnaktan ayrılmaz…

ŞÜPHESİZ KOSOVALILAR DAİMA SİZLERLE BERABER OLACAKTIR…

Fadıl PUSHKOLLİ 

Yorumlar