Kosova Meclisi, Kosova’da FETÖ mensubu 6 Türkiye vatandaşının tutuklanıp sınır dışı edilmesi gündemiyle acil olarak bugün toplandı. Kosova’da FETÖ mensubu 6 Türkiye vatandaşının tutuklanıp sınır dışı edilmesinin görüşüldüğü olağanüstü Meclis oturumunda, FETÖ mensubu 6 Türkiye vatandaşının tutuklanıp sınırdışı edilmesi tartışıldı. Olağanüstü Meclis oturumunda konuşan Arnavut vekiller, sorumluların hesap vermesi çağrısında bulundular. Meclisin 40 milletvekilinin olağanüsütü oturum talebiyle toplanan olağanüstü Meclis toplantısında konuşan Kosova Demokratik Türk Partisi – KDTP Milletvekili Fikrim Damka: ‘Geçtiğimiz Perşembe günü gelişen ve FETÖ terör örgütünün üst düzey 6 sorumlusunun sınırdışı edilmesiyle sonuçlanan gelişmelerin ardından en büyük dostlarımızdan biri Türkiye Cumhuriyeti ile gelinen noktadan, Kosova’da yaşayan Türk Toplumunun seçilmiş temsilcileri olarak endişe duyuyoruz’ dedi. Kosova hükümetinde koalisyon ortağı olan Kosova Demokratik Türk Partisi – KDTP; 2 Türk milletvekili ve 1 Bakan ile hükümette yer alıyor. Kosova Başbakanı Ramuş Haradinay’ın yakalanan 6 FETÖ mensubunu savunması ve yaşanan olayların ardından Kosova İstihbarat Şefi ile İçişleri Bakanını görevden alması, başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yanı sıra Kosovalı siyasilerden de büyük tepki aldı. Bugün gerçekleşen olağanüstü Meclis oturumunda konuşan Damka, FETÖ hareketini ve amaçlarını anlattı.
Türk vekil Damka: FETÖ bir terör örgütüdür
Konuşmasının devamında Damka şunları söyledi: ‘Kosova devletinin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için daima yapıcı çalışmalar içerisinde olduğumuz tüm kamuoyunun malumudur. Devletimizin inşa sürecinin aynı istikamette ve kararlılıkta devam edebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti ile olan heryönlü, güçlü işbirliğimizin devam etmesi hayati önem taşımaktadır. Ancak, Türkiye tarafından terör örgütü olarak ilan edilen bir yapı ile bağlantılı olduğu aşikar olan kişilerin öğretmen ve bunların çalıştıkları kurumları da eğitim kurumu olarak lanse etmek, bu kurumları korumak bu işbirliğine ciddi şekilde zarar vermektedir. Bu olaylardan sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne ve cumhurbaşkanına karşı medyamızda yürütülen linç kampanyasına değinmeden önce, kamuoyunda “gülenistler” diye tabir edilen bu suç şebekesinin gerçek yüzüyle ilgili birkaç bilgi sunmak istiyorum. Kosova medyasında “Hizmet hareketi” diye isimlendirilerek masum bir hareket olarak lanse edilmeye çalışılan bu terör örgütü, 1990 yılların başında bir imam tarafından kurulmuş, Türkiye’nin laik ve demokratik devlet sistemini yıkarak devlete yasadışı yollarla el koymak üzerine çalışmalar yürütmüş bir yapıdır. Yıllardır Türkiye’nin idari, yargı, akamedik, güvenlik kurumlarına yasadışı yollarla sızmış bir yapıdan bahsediyoruz. Değerli milletvekilleri bu suç örgütü Türkiye’de sınav sorularını çalarak bu yapıya menssup binlerce kişiyi yasadışı bir şeekilde devletin kritik noktalarına yerleştirmiş, devleti ele geçirmeye çalışmıştır. Bu durum bu suç örgütü ne mensup kişilerin itirflarıyla da kanıtlanmıştır. 2007 yılında Türkiye’nin gündemini uzun süre meşgul etmiş “Ergenekon” davasında FETÖ terör örgütü, bu şekilde yargı organlarının kritik noktalarına yerleştirdiği hakim ve savcılar aracılığı ile, sahte evrak ve deliller kullanarak 732 masum akademisyen, üst düzey askeri yetkili, gazeteci, siyasetçiyi yargılamış, yüzlercesini mahkum etmiş, bu yargılama sürecinde onlarcasının ölümüne neden olmuştur. Bununla da kalmayan bu terör örgütü 15 Temmuz 2016 tarihinde devletin silahlarına, askeri uçaklarına, helikopterlerine el koyarak Türkiye’nin seçilmiş hükümtine darbe yapma girişiminde bulunmuş televziyonların canlı yayında olduğu anlarda milyonlarca insanın gözleri önünde masum sivilleri katletmişlerdir. Sayın milletvekilleri, 24 saat içerisinde 248 masum sivilin şehit olduğu, 2196 kişinin yaralandığı katliama canlı canlı tanıklık ettik. Ve bu katliamın FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği, darbeyi gerçekleştirenler tarafından itiraf edildi. Darbe ile ilgili talimatların terörist başı Fetullah Gülen tarafından bizzat verildiği itiraf edildi. Gelelim bu yapının Kosova’daki uzantılarına. Kosova Polisi tarafından yakalanıp sınırdışı edilen, öğretmen maskesi altında örgütün balkanlar ayağını organize eden bu şahısların, Türkiye yargısından kaçan FETÖ mensuplarının Avrupaya kaçışlarını organize ettikleri, Balkanlarda toplanan yardım paralarının Pensilvanya ya transfer edilmesinden sorumlu oldukları tepit edildi. Dün gazetelere yansııyan haberlerde bu kişilerin yıllık 60 milyon euro yu kontrol ettiği yazıldı. Eğer bu rakam doğru ise yakın zamanda bu 60 milyon eurodan kimlerin, hangi kurumların, hangi gazetelerin faydalandığı da yakın zamanda ortaya çıkacaktır. Tutuklanan kişilerin çalıştığı okulların Kosova yasalarına aykırı şekilde faaliyet göstermesi sizleri hiç mi rahatsız etmiyor. 2016 yılında Eğitim bakanlığı tarfından yapılan denetimle tespit edilerek 12.000 euro para cezasına çarptırılan bu kurumun uygunsuz yere kameralar yerleştirerek eğitim alan öğrencileri gözetlediği ortaya çıktı. Öğrencilerin özel hayatına müdahale ederek uygunsuz alanlara yerleştirdiği kameralarla çocuklarınızı gözetleyen bir kurumun daha neler yapabileceğini kestirmek zor değil. Bu tehlikeli yapıya karşı yapılan bir operasyonun bukadar yankı uyandırması ve bukadar acımasızca eleştirilmesine anlam vermek zor. Televziyonlarda ağlama numarası yaparak ajitasyon yapan gazeteciden, tutuklananlar masum öğretmenlerdi diye savunmaya geçen üst düzey yetkililerine kadar yapılan açıklamaları hayretle karşıladık. Bu insanlar masum öğretmenler değil, bu insanlar terör örgütü mensubu. Kosova devlet yetkilileri, siyastçileri ve gazeteleri daha ne kadar bu yapıyı masum göstermeye, savunmaya devam edecek. Avrupalı bir ülkenin terörö örgütü ilan ettiği bir yapıya yönelik bir operasyon yapılmış olsaydı eğer eminim ki bugün eleştiride bulunanların hepsi o operasyona alkış tutacaklardı. Biz bağımsız bir devletiz ve devletimizin tutumu her olay için aynı olmalıdır. Yapılan değerlendirmeler karşımızdaki aktörlere göre değil, tarafsızca, her devlete karşı aynı olmalıdır. Diğer taraftan bağımsız gözüken AKI raporuna göre ve cumhurbaşkanının açıklamalarına dayanarak FETO terör örgütü adece Türkiye için değil, Kosova’nın bütünlüğünü tehdit eden bir unsur olduğunu ortaya koymuştur’ dedi.
Türk Bakan Yağcılar, Türkiye Kosova’nın kardeş ülkesidir
Kosova Demokratik Türk Partisi – KDTP Genel Başkanı ve Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar da, Türkiye ile Kosova arasındaki sıkı işbirliğinin olduğunu hatırlatarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugüne kadar her türlü destekle Kosova halkının yanında olduğunu vurguladı. Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin Kosova’yı tanıyan ülkelerin başında olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kosova’nın bağımsız devlet olarak tanınması için yaptıüı girişmlerden bahsetti.
Kaynak:Kosovali.org