Boşnak lider İzetbegovic’in, Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasına ilişkin açıklamasının, Kosova’yı hala kendi toprağı olarak gören Sırbistan’da tepkiye neden olması, yapay bir kriz çıkarma girişimi olarak değerlendiriliyor.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Bakir İzetbegovic’in, Kosova’nın bağımsızlığının tanınmasına ilişkin açıklaması, Kosova’yı hala kendi toprağı olarak görmeye devam eden Sırbistan’da tepkiye neden oldu.
2008 yılında tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova, Sırbistan tarafından hala ülkenin bir parçası olarak görülürken, bu meselenin tartışılması dahi Sırbistan’da mevzubahis edilmiyor.
Öte yandan, AB’nin arabuluculuğundaki Belgrad-Priştine diyalog süreci sürüyor. Sırbistan tarafı, diyalog sürecindeki toplantılara kimi zaman cumhurbaşkanı düzeyinde katılarak “tanımadığı” Kosovalılarla aynı masaya oturuyor. “Kosovalıların muhatap alınması”, bugüne kadar 100’den fazla ülkenin “bağımsız” devlet olarak tanıdığı Kosova’nın, Sırbistan tarafından da aslında “de facto” olarak tanındığı şeklinde yorumlanıyor. Kosova ile Sırbistan arasındaki sınır kapıları da aslında bunu doğruluyor. Tüm bunlara rağmen, Sırbistan tarafı diyalog sürecine Priştine ile ilişkilerin normalleştirilmesi için katıldığını öne sürüyor.
Bosna Hersek ile Sırbistan arasında “Kosova” gerilimi
Geçen hafta başında Alman basın organı Deutsche Welle’de yayınlanan Bakir İzetbegovic röportajında, muhabirin “Bosna Hersek bir gün Kosova’yı tanıyacak mı” sorusuna Boşnak liderin “Umarım, evet” cevabını vermesi, iki ülke arasında “Kosova” gerilimi yaşanmasına neden oldu.
Özellikle Sırp medyasının İzetbegovic’in açıklamasını “yanlış” yorumlamasıyla ateşlenen fitil, karşılıklı demeç savaşlarının başlamasına neden oldu. Başta Sırbistan’ın resmi haber ajansı olmak üzere İzetbegovic’in açıklamaları ülke kamuoyuna “Bosna Hersek Kosova’yı tanıyacak” olarak aktarıldı. Oysaki Bakir İzetbegovic’in “yanlış aktarılan” açıklaması, devletin bu konudaki tavrı değil, sadece Boşnak liderin şahsi temennisiydi. Zira, Bosna Hersek Anayasası’na göre dış politikada karar verici mekanizma olan Devlet Başkanlığı Konseyi, kararlarını üç üyenin de uzlaşmasıyla alabiliyor. Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerden oluşan Konseyin Kosova hakkında bir karar alabilmesi için Sırp üyenin de onayı gerekiyor. Bosna Hersekli Sırp liderlerin Belgrad’a danışmadan ya da Sırbistan’ın da Kosova’yı tanımasından önce böyle bir adım atması ise en azından şimdilik mümkün görünmüyor. Nitekim, Konseyin Sırp üyesi Mladen İvanic, yine aynı Alman basın organına verdiği röportajda, “Ben burada olduğum müddetçe, Kosova tanınmayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Büyük oranda iktidarın kontrolünde olan Sırp medyasının, özellikle Boşnak liderin açıklamasını “yanlış yorumlaması” ve Sırp kamuoyunu “yanlış yönlendirmesi” kasıtlı bir hamle ve yapay bir kriz çıkarma girişimi olarak değerlendiriliyor. Hem 2018’de Bosna Hersek’te genel seçim ve devlet başkanlığı seçimi yapılacak olması, hem de Sırbistan’da erken seçim çanlarının çalması bu krizin dengelerle oynamak adına kasıtlı çıkarılmış olacağını doğrular nitelikte.
Neden Covic değil de İzetbegovic?
Sırbistan ile Bosna Hersek arasında yaşanan yapay gerginlikte neden Konseyin Hırvat üyesi Dragan Covic’in değil de Boşnak üye Bakir İzetbegovic’in hedef alındığı da bir diğer önemli nokta. Zira, yine aynı Alman basın organına röportaj veren Bosnalı Hırvat lider Covic de Kosova’nın bağımsızlığının Bosna Hersek tarafından tanınmasına sıcak baktığını daha net bir şekilde ifade etti.
Zagreb odaklı bir politika takip eden Bosnalı Hırvat lider, Hırvatistan Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanıdığı için Bosna Hersek’in de tanıyabileceği görüşünde. Nitekim Covic, röportajında da Kosova’nın Bosna Hersek tarafından tanınmasının önündeki engelin Konseyin Sırp üyesi olduğunu söyledi.
Covic’in değil de İzetbegovic’in Sırp medyasınca hedefe konulması ise Hırvat siyasetçinin iç politikada Bosnalı Sırplarla yaptığı bazı anlaşmalardan kaynaklanabilir. Öte yandan özellikle Konsey başkanlığı sırasında Covic’in Belgrad’a yaptığı ziyaretlerde de karşılıklı bazı sözler verildiği biliniyor.
İzetbegovic’in Kosova ile ilgili açıklamasının ardından önce Sırbistan İçişleri Bakanı Nebojsa Stefanovic, Milli Güvenlik Konseyinin toplanacağını ve İzetbegovic’in açıklamalarının ana gündem maddesi olacağını duyurdu. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de İzetbegovic’in açıklamalarının “uzun vadeli siyasi ve hukuki sonuçları olduğunu” belirtirken, benzer şekilde kendisinin Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyetinin (RS) bağımsız olması gerektiğini dile getirmesi durumunda muhtemelen 15 gün içinde (yargılanmak üzere) Lahey’de soluğu alacağını savundu.
Öte yandan, birçok kez bölücü söylemlerle gündeme gelen Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti’nin Başkanı Milorad Dodik de İzetbegovic’in açıklamalarına beklendiği üzere en sert tepkiyi verenlerden oldu. Dodik, İzetbegovic’in “1 numaralı Sırp düşmanı” olduğunu ileri sürdü. İzetbegovic’in Sırbistan’da “istenmeyen kişi” ilan edilmesini talep eden Dodik, Boşnak liderin Kosova ile ilgili açıklamasının “Sırbistan’a karşı bir darbe” olduğunu savundu. Dodik, “Eğer Kosova’yı tanıyorsanız, Sırp Cumhuriyeti’ni de (devlet olarak) tanımalısınız. Bakir İzetbegovic bunu yapmalıydı. Doğrusu bu.” değerlendirmesinde bulundu.
Savaş söylemleri?
İzetbegovic’in yine aynı röportajda, kendisine yöneltilen “Sırp Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan ederse ne olacak?” sorusuna verdiği cevap da gündemi uzun süre meşgul etti. İzetbegovic cevabında, “tüm vatanseverler gibi, 1992-1995 arasında mücadeleyle elde edileni savunacağını” ifade etti. Savaş söylemleriyle konuşmakla itham edilen Boşnak siyasi, gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada ise “paralel devlet”, “ülkenin bölünmesi”, “referandumlar”, “savaş suçlularının ödüllendirilmesi” gibi konularda susmayacağını vurguladı. İzetbegovic, sessiz kalarak ya da düşük dozlu tepkiler vererek gelecekteki olası referandumlar için ortam hazırlanacağını kaydederek bölücü söylemlere karşı “sadece sert yanıtlar” verileceğinin altını çizdi. İzetbegovic, “Ülkenizi savunacağınızı söylemek değil, onu dağıtacağınızı söylemek tehdittir. Benim daha önceki açıklamam bir tehdit olarak yorumlanamaz. Asıl tehdit, referandumdan bahsedenler, okullara savaş suçlularının adını verip onları ödüllendirenlerdir.” ifadelerini kullandı.
Sırbistan’ın Bosna Hersek politikası ikiyüzlü mü?
Sırbistan’ın Bosna Hersek politikası da son gerilimin ardından bir kez daha tartışılmaya başlandı. Başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde Bosna Hersek ve Boşnaklara karşı ılımlı bir politika izlediğini göstermeye çalışan Aleksandar Vucic, geçmişteki söylem ve eylemleri nedeniyle özellikle Boşnak halkını ikna etme konusunda başarısız oldu.
“Huylu huyundan vazgeçmez” görüşünün hakim olduğu Boşnaklarda, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’in Bosna Hersek’e karşı ikiyüzlü bir tavır sergilediği hakim bir görüş. Zira, her fırsatta Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne ve Bosna’daki savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması’na saygı gösterdiğini dile getiren Vucic’in, dilinden bölücü söylemler eksik olmayan Sırp Cumhuriyeti Başkanı Dodik’e tepki göstermemesi ya da uyarılarda bulunmaması, bu yaygın görüşü doğruluyor.
Öte yandan, 1995 yılında Sırp güçlerin gerçekleştirdiği ve 8 binden fazla Boşnak erkeğin öldürüldüğü Srebrenitsa’daki soykırımın, Sırbistan tarafından “soykırım” olarak kabul edilmemesi de Sırbistan’ın Bosna Hersek politikasında ikiyüzlü hareket ettiği görüşünü güçlendiren önemli etkenlerden biri.
Kriz kime yaradı?
Sırp medyasının ateşlediği Kosova krizinin birkaç gün içinde halının altına itilmesi, krizin ne kadar yapay olduğunun da kanıtı niteliğinde. Özellikle perşembe günü yapılan Sırbistan Milli Güvenlik Konseyi toplantısının ardından Vucic’in gerginliği uzatmama yönünde tavır takınması ortamı yumuşattı. Peki bu “Kosova krizi” kime yaradı.
Krizin muhtemelen en büyük kazananı Vucic ve iktidarı oldu. Zira, hiç kriz çıkarılmayacak bir açıklamaya sert tepki göstererek Vucic ve iktidardaki Sırp İlerleme Partisi (SNS), böyle bir çıkışla hem içerde gücünü artırdı, hem de Kosova konusunda üzerlerinde kurulan baskıyı hafifletti. Sırbistan’daki iktidar, “kutsal” olarak görülen Kosova’yı savunmaya devam edeceklerini göstererek erken seçim durumunda milliyetçi kesimin kendilerine sırt çevirmesini de engelledi.
Öte yandan kriz boyunca Sırp kamuoyu tarafından adeta “linç edilen” İzetbegovic’e, ülkesindeki Boşnakların büyük kısmı destek oldu. İzetbegovic’in genel başkanı olduğu Demokratik Eylem Partisi (SDA) yanlısı olsun ya da olmasın birçok Boşnak, sosyal medya üzerinden İzetbegovic’e destek mesajları paylaştı, hatta profil fotoğraflarını İzetbegovic’in fotoğrafı ile değiştirdi.
Bu “yapay” krizin uzun vadede nasıl sonuçlar doğuracağı merak konusu. Ancak gelecek yılki seçimlerde dengeleri değiştirebileceği ve özellikle milliyetçi politikalar izleyen partiler yararına olabileceği yüksek ihtimal olarak görülüyor.
Yakın gelecekte Sırbistan’a ziyaret olacak
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, 7-8 Eylül’de Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ya resmi ziyarette bulunmuş ve Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi üyelerini de Belgrad’a davet etmişti. Bu iadeiziyaretin aralık başında gerçekleşmesi planlanıyor. Özellikle son gerginliğin ardından Bakir İzetbegovic’in ziyarete katılıp katılmayacağı merakla beklenirken, ziyaretin son derece ilgi çekici olacağını tahmin etmek zor değil.
Kaynak:AA