Türkiye’nin Priştine Büyükelçiliği, Türkiye’de 15 Temmuz 2016 hain darbenin çökertilmesinin birinci yıldönümü nedeniyle Priştine’de bugün (15.07.2017) bir anma töreni düzenledi.
Vekaleten Kamu Yönetim Bakanı ve KDTP Başkanı Mahir Yağcılar, milletvekilleri Fikrim Damka ve Müfera Şinik, bazı eski milletvekilleri, Mamuşa Belediye Başkanı ve KTAP Başkanı Arif Bütüç, Priştine Belediye Başkanı Shpend Ahmeti, KİB Başkanı Müftü Naim Ternava, bazı siyasi partilerin başkanları ve bazı ülkelerin büyükelçileri ile Prizren’de konuşlandırılmış KFOR bünyesindeki Türk Temsil Heyeti Başkanlığı temsilcilerinin de katıldığı bu anma töreni hain darbede şehit düşenler için bir dakikalık saygı duruşu ve Türkiye ve Kosova milli marşların okunmasıyla başladı.
Törende yaptığı konuşmada Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen hain darbe teşebbüsünde şehit düşen vatandaşlar ile gazilerin anıldığı bu günde, Türkiye ile dayanışmada olduklarını göstermek için anma törenine katılanlara teşekkür etti.
“Bildiğiniz gibi geçen sene bugün, ülkemiz haince planlanmış bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya bırakıldı. Devletimize, demokratik yollarla seçilmiş hükümetimize ve kurumlarımıza ve anayasal düzene karşı yapılan bu darbe teşebbüsü, FETÖ terör örgütünün içinde bulunduğu gafleti ve hıyaneti tüm boyutlarıyla ortaya koydu.” şeklinde konuşan Büyükelçi Kılıç, o menfur darbe teşebbüsüne kalkışıldığı gece neler olduğunu, neler yaşandığını, Türk halkının o gece bu hainliği yapanlara karşı ne büyük bir cesaretle karşı koyduğunu hatırlamak için o geceye dair bir videoyu izlemeyi teklif etti.
Videonun izlenmesinden sonra konuşmasına devam eden Büyükelçi Kıvilcım Kılıç “Tarihimizde tanık olduğumuz bu en hain saldırı ve terör eyleminin o vahim görüntülerinin ardından konuşmak aslında hiç de kolay değil. İnsanın nutku tutuluyor. Bir anda o meş’um geceye döndük. Ben de o gece Ankara’daydım. Neyse ki o gece, halkımızın dirayeti sayesinde atlatıldı. Ancak, bu vahim terör saldırısının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, bugün hala ülkemizin varlığına yönelik bu tehdidin yarattığı travmanın üstesinden gelmeye çalışıyoruz.” dedi
O gece darbecilerin gösterdiği vahşet ve hıyaneti tanımlayacak uygun kelimeleri bulmanın imkansız olduğunu belirten Kılıç, sözkonusu teşebbüsün Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde en kanlı terör eylemi teşkil ettiğini ifade etti.
Büyükelçi Kılıç o gece darbecilerin 250 kişiyi öldürdüklerini ve 2000’den fazla insanı yaraladığını hatırlatarak şöyle dedi:
. “Ülkenin demokratik kurumlarını savunmak için sokağa çıkan masum sivillere karşı ölümcül silahlar kullandılar.
Kendilerini silah arkadaşı olarak gören ve girişime katılmayı reddeden masum askeri personeli ve komutanları öldürdüler.
Darbeciler, kendilerine karşı direnişi bastırmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, Milli İstihbarat Teşkilatı karargâhını ve Özel Harekât Merkezi’ni bombaladılar. Sayın Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulundular.”
Darbe teşebbüsü gecesi her kesimden ve siyasi görüşten Türk halkının, özveriyle tankların önüne çıkarak ve demokratik haklarını talep ederek direndiğini ve tarihi bir dayanışma örneği gösterdiğini kaydeden Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi, 15 Temmuz’un Türk demokrasisinin zaferi olduğunu söyledi.
15 Temmuz akşamında dahi, Fetullah Gülen ve müritlerinin bu kanlı teşebbüsün arkasında olduğunun çok net farkına varıldığını ifade eden Kılıç, Gülen’in Türk Devletinin kontrolünü ele geçirme ve rejimi, kendi sapkın inançlarına göre yeniden tesis etmeyi arzulamasının Türkiye’de bir sır olmadığını ileri sürdü.
Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç konuşmasının sonunda sözlerine daha şunları ekledi:
“Gülen, onlarca yıldır müritlerini emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler gibi devletin tüm kritik organlarına nüfuz etmeleri için yönlendirdi. Bu sözde “Gülenciler”, “kişi kültü”nü esas alan radikalleşmenin tipik bir örneğini oluşturmaktadır. Bu kişiler, Gülen’in Mesih, kendilerinin de “altın nesil” olduğuna inanmaktadırlar. Müritlerinin sadece Gülen’e sadık olmaları, örgüt çıkarları için her türlü hukuki, dini veya ahlaki kuralı çiğnemelerine de yol açmaktadır. Sözkonusu şahıslar, şüphe uyandırmadan tüm çevrelere nüfuz edebilmek için Gülen’le olan bağlantılarını gizlemekte de ustadırlar. Başka bir deyişle, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü), riyakârlık, gizlilik ve ketumiyet üzerine kurulu yeni nesil bir terör örgütüdür.”
Büyükelçi Kılıç’ın Kosova’ya da mesajı oldu:
“Bir yıl önce, 15 Temmuz gecesi, Gülen’in ordu içine sızmış müritleri tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi ve bu örgütün dünya çapında, diğer ülkelerde de neler yapabileceğinin göstergesidir.
Bu süreçte dost ve kardeş ülkelerden beklentimiz, ülkemizle dayanışma içerisinde olmaları ve bu yönde somut adımlar atmalarıdır. Ülkemize gösterilecek en faydalı ve samimi destek, sözde eğitim kuruluşları başta olmak üzere, adeta FETÖ mümessili olarak faaliyet gösteren kuruluşlarla mücadele etmek ve ülkemize yönelik suiniyetli girişimleri engellemek olacaktır.
Dost ve kardeş ülke olarak bildiğimiz Kosova’yı da, tüm bu çabalarımızı destekler bir tutum içerisinde görmek bizlere memnuniyet verecektir.”
Kaynak:Kosovahaber