İbrahim Rüstemi İbrahim Rüstemi

TÜrkiye'nin Belgrad Büyükelçisi'ne "AÇIK MEKTUP"

13 Aralık 2016
“ Belgrad'daki Türk Büyükelçisi'ne Cahit Ramadani'den açık mektup: "Bilaç unutuluyor" „
TÜrkiyenin Belgrad Büyükelçisine AÇIK MEKTUP

Buyanovçalı entelektüel Cahit Ramadani, Belgradaki Türk Büyükelçiliği'ne  açık mektup gönderdi.  Mehmet Kemal Bozay’dan Türk firmaların Sırbistan'a olan yatırımlarını Bilaç başta olmak üzere Preşova Vadisi’ne yönlendirilmesini istedi.

Ramadani bu mektupla Preşova Vadisi’nin üç Arnavut belediyesinin yatırım olanaklarını ve bölgenin strateji konumunu anlattı.

Cahit Ramadani’nin mektubu:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BELGRAD BÜYÜKELÇİLİĞİNE

                  AÇIK MEKTUP

Sayın Büyükelçi,

Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğini başta sizin olmanızla birlikte, biz Bilaç Türkleri ve Buyanovaç, Preşeva ve Medvece Belediyeleri Arnavutları, yurttaşlık  temel hakları olan eğitim , sağlık ve Milli  haklar yanı sıra  ekonomik alanda da özellikle devlette  kalkınma ve gelişmede ki haklarıımızın eşit haklılık kazanımları için TC büyükelçiliğini ümit , güvenlik  ve teminat  olarak görmekteyiz.

Cahit Ramadani, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Alireza Çolak’ı Bujanovça Belediyesi önünde karşılıyor. 18.03.2011

Son zamanlarda Türk Şirketleri Sırbistan’da yeni fabrikaların açılması için geliyorlar. Dünyaca ad yapmış firmaların gelişi iyidir, sevindiricidir. Onlar Sırbistan’da işletmelerini başarılı bir şekilde yürütmektedirler. İşçi sayısını iki hatta üç kat artırmaktadırlar. Bununla Türk milletinin ve Türk işadamlarının şereflendiriyor ( yüzünü aklandırıyor). Birkaç şirket parlıyor. Tibet Moda şirketi Çuprija (Köprü) şehrinde ilk etapta 250 kişiye istihdam sağlaymış, ikinci yılında da da 600 kişi ve üçüncü yılında da daha 1000 kişiye istihdam sağlayacağını planlamış. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen bazı çeteciler-holiganlar her işe alınan için devletten 10.000 Euro alıpkısa bir süre zarfında paraları harcayıp ortalıktan yok oluyorlar güya işletme iyi gitmiyor. Bu da Türk şirketlerinin ileriye yönelik çalışmalarını ne kadar ciddiye aldığını göstermektedir.

Türk şirketlerinin buraya gelmelerini buranın basınında da genişçe yer vermektedir.  Öyleki önde gelen bazı gazetelerde : 29.01.2016 tarihli Blic gazetesi- İşletmelere /Saldırı/ işgal - Türkler Sırbistanı işgal (istila) ediyor, Krupanj İNOV Tekstil Fabrikası Laminat parke üretiyor, 200 Kişi-İşçi Aranıyor-Türkler Smederovo’da tekstil sanayii canlandırıyor, Türkiye’nin en büyük tekstil üreticisi Aster Tekstil Niş’te Fabrika açtı, Vuçiç Türkiye’ye müteşekkir ve diyor Köprü- Ćuprija’da de “biće jo ” – Tibet Moda daha da çok olacak. Türkler :Vladičin Han, Leskovac, Gadžin Han, Kragujevac, Šabac ve diğer  şehirlerde de fabrikalar açmıştır.

Türk Şirketlerinnin gelişini basın yanı sıra hükümet ve halk da  memnuniyetle karşılamışlardır. Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç hükümetin ilk yüz 100 gününü anlatırken  ülkedeki durum değerlendirmesini yaparken : “ Sırbistan bugün istikrarlı bir ülkedir,  iyi bir yoldadır, ekonomik olarak gelişmektedir. Güvenlik açısından da istikrarlıdır, bölgede barışı tesis eden bir dayanaktır / ülkeler arasında yer almaktadır. Avrupa yoluna doğru kararlıyız.  Rusya, ABD Türkiye Çin ve diğer dünya ülkeleriyle iyi ilişkilerdeyiz, bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi korumaktayız” Novosti, 20.11.2016.

Başbakan A.Vuçiç, Ćuprija tekstil fabrikası"Tibet moda"açılış töreninde konuşuyor.

Köprü’ de (Ćuprija’da) ki fabrika açılışında başbakan  Vuçiç diğerleri arasında : “ belki de bu proje Sırbistan’da T. C. Büyükelçisi sn. Mehmet Kemal Bozay’ın ve bu iyi ortamı tanıyan ve iki ülke arasında iyi ilişkilerin sonucu olarak buraya yatırım kararı alan Türkiye’de ki dostlarımızın üstün çaba ve gayretleri ile gerçekleştirlmiştir. “Bizim isteğimiz Türkiye ile iyi ilişkilerimizin olmasıdır. Bu yüzden beni bir çoğu beni azarladı,bazıları da bana kırıldı, niye Müslümanlar ile çatışmalar olmasın, çatışmalara son verilsin istediğimden bana kızdı, iyi ilişkilerin kurulmasından, barıştan yanaydım ve bu iyi ilişkiler sonucu biz onları dost olarak karşılıyoruzPolitika (01.10.2016.)  26.10.2016 Tarihinde bu aynı gazete Sizin için “Türkiye Büyükelçisi Sırbistana yenit yatırımların geleceğini ve ülkemizle ekonomik alanda daha büyük işbirliği bildiriyor” yazıyor. Sırbistan’a yeni yatırımların olacağını bildiridiğinize göre hangi yöne yönlendireceksiniz?  Preşevo, Buyanovac ve ya Medevece’ye her hangibir fabrikanın inşatı sözkonusu olabilir mi? Bu belediyeler Sırbistan’ın en gelişmemiş belediyelerindendir. Işsizlik sayısı burada en yüksektir.

Bilaç’a Türkiye’den herhangi bir şirketi getirmeyi planlıyor musunuz , fabrika açacak olan şirket ilk etapta 100-250 işçiye istihdam sağlayacak mı? Planlıyorsanız ne zaman? Bununla Bilaçlıların üzerinden büyük bir yükünü /derdini çekeçektiniz, bu derdin adı da FAKİRLİK VE YOKSULLUKTUR!. Onların bir an önce sizlerden beklentisidir ve bekliyorlar çünkü siz onların ana vatanlarının büyükelçisisiniz siz aynı millettensizniz. Onlara sahip çıkıp önem vermelisiniz, Bunu siz yapabilirsiniz, yapmanız da gerekir.  Bir an önce yapmanız gerekir eğer ki onları  orada kalmaları, onları Bilaç'ta görmek istiyorsanız, birkaç / bir avuç Türk ailesinin orada yaşamlarını sürdürebilmelerini , Türkçe’nin orada konuşulmasını, gelenek, göreneklerini  kültür ve medeniyetlerini sürdürebilmeleri istiyorsanız…  Geç olmadan Bilaç son Türk ailelerin kalmaları için bunu da acilen yapmalısınız.

Hatırlatmak isterdim Sırbistan’da 30 Türk ailesinin yaşadığı Bilaç tek köydür. Bugün de çarşıda, dükkanda,  kahvede, camide ve evlerde Bilaç’ta Türkçe kelime işitilmektedir Türkçe hala konuşulmaktadır. Onlar kendilerini gerçek , hakiki Anadolu Türkü olarak görmektedirle. Onların kökleri Küçük Asya’dan, Konya’dan gelmektedir. Onlar kendi kökeni ile gurur duymaktadırlar. Onların burya gelişleri bu yerlerin istilası ile gerçekleştirişmişleridr-onların ihtiyarları bu köyü Sultanın Delikanlıları gibi kurduklarını bilirler Jovan Hadzi-Vasiljevic“Južna stara Serbia – Preševska oblast“, Beograd,1913,s, 147).> Sn. Büyükelçi Sırbistan’da herkesten çok Bilaçlılar Türkiye’yi en çok sevenledir. Ne derece sevdiklerini de ölçme imkanı yok. Ama onlarla temas etmekte bunu hissetmek  ve Türkiye’yi ne denli sevdiklerini parlaya gözlerinden okuyabilir ve  görebilirsiniz. Bunu ancak onlarla aynı duygulara, aynı ruha sahip olanlar hissederler. Siz onları seviyor musunuz, onlara ne kadar değer veriyorsunuz, onlar için hiç endişe ediyor musnuz? Bunları  ancak onlar için yaptıklarınız ya da yapmadıklaınız ile görünebilir.

 Eski Bilaç binası. Kahve ve okul görevi görmüştür. Anıt öğretmen Ali Efendi, öğrencilere Elif suparadan ilk harflerı, matematik ve Kuran duaları öğretmiştir.  İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Preşova'nın ünlü ustaları Usta İdris ve  Nazmi Çakır doğramacılık zanatını işlemiştir. 80 yıllarında yıkılmıştır.

                      

  Bir zamanlar Bilaç’ta güzel ve keyif ile yaşanırdı, Moravica nehri kıyısında en gelişmiş köylerden biriydi. Bilaç kasaba özelliğini taşıyan bir köydü. Kasabalı gibi orada yaşanırdı. Onların çoğu ticaret ve çeşitli sanatkarlardı /zanat/, zengin beyleri vardı, Osmanlı dönemi esnasında , 1307 hicri ve ya 1886 miladi yıllarında 2 tabur asker için mükemel bir kışla ve bir hastane sağlam (kuvvetli) malzemeden inşaa edildi.1314 /1896/ yıllarına Kosova Vilayeti salnamesinin 125. Sayfasında.  aO zamnlarda Bilaç’ta 120 Türk ailesi yaşamaktaydı, Kışla ve çarşı civarında,kahvehane mağaza, han ve çeşitli dükkanlar açılırdı bunlar için çeşitli literatürde de bahsedilmektedir. Vranyalı yazar Bora Stankoviç Koştan adlı tiyatro oyununda Bilaç’ın  hanından da söz etmektedir. Salı günler pazar kurulurdu. Yılda bir fuar da düzenlenirdi. O dönemde Bilaç’ın 120 dükkanı vardı. Her şey çabuk gelişridi, Bilaç gülistandı, İki cihan harbi arasında Bilaç belediyeydi. Bilaç camii bölgede en eski camilerden sayılır. Jovan Hadzi-Vasiljevic’e gör Türk okulu, Bilaç’ta eski tarihlere dayanmaktadır.  İkinci Dünya savaşından sonra da Bilaç’ta Türkçe ilköğretim okulu 1953 yıllarına kadar vardı.

Türk okulunu kapatmak için öğretmeni Seyfettin Bey’i asker aldılar. Öğretmen bulunamadı bahanesiyle Türk sınıfı kapatıldı. Türk öğrenciler de Sırpça eğitimlerine devam etme mecburiyetinde kaldılar. Sınıf öğretmenlerinin askerden dönmesinden sonra da açılmadı. Türk okulunun kapanması Türk nüfusunu Bilaç’tan Türkiye’ye yoğun bir şekilde göç etmelerine neden oldu. Bu hüzünlü ve acı olay 1970'li yıllara kadar devam eder. Bilaç şanlı tarihinde ad yapmış paşalar, eğitimciler, bilim doktorları  yetiştirmiş, Bilim doktorları arasında Faruk ve Enis Preşeva’yı yetiştirmiş, Deli Aguş gibi kahramanlar da bu halktan yetiştirmiş. Preşeva kazasında ad yapmış beyler Bilaç Beyleridir. Esat bey’in Bilaç dışında da Bojinyevace köyünde çiftliği vardı . (J.Trifunovski, Vranjska Kotlina birinci kitap s.7 ve 241). Muharrem Bey, Vacit Bey, Hilmi Bey, ve diğer beylerde bugün dahi anılmaktadırlar. Bu isimler hiç unutulur mu? Türkülerde söylenen Deli Aguş unuttulur mu? Bilaç’ın bu kaynaklarından bal gibi akan içme suları hiç kurur mu. Dünyada Duniça kaynağı gibi benzeri bir kaynak var mı? Türklerin bu yuvasının sönmesi içinbir özürleyici neden var mı? Bunun sorumlusu kim olacak, kabahat yetim ve öksüzdür, kimse üstlenmer,ama tarih her nasılsa kaydeder, suçluyu ve kabahatılıy ortaya çıkaracaktır...

Bilaç’ta orta lise eğitimini pek iyi (5) başarı ile bitiren öğrenciler ve Türkiye’de eğitimlerini sürdürmek istiyenler için şartsız koşulsuz devlet bursu verilmeli. Bu Bilaçlı öğrenciler T.C. ‘de eğitimlerini tamaladıktan sonra memleketlerine dönüp mesleki bilgileri yanı sıra Bilaç’a Çağdaş Türkçeyi de getirecekler. Böylece Bilaç’ta Türkçe’nin ömrü uzatılmış olup hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Belgrat’ta ki TİKA -Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Bilaçlılar için Merhametsiz!...

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı kuruluşundan 1992 yılından 2010 yıllarına kadar 10 proje hayata geçirmiştir.  Oysa Bilaç unutulmuştur! Bundan sonra 2010-2013 yılları arasında da bi sürü proje gerçekleştirmiş. Sözkonusu projeler eğitim, sağlık ve tarım alanındadır. Novi Pazar Tutin ve Buyanovac’ta ilköğretim okullarının inşaatı finansmanlığını yapmıştır. Bundan başka Nova Varoş’ta teknik lisesinin rekonstruksiyonunu, Sremski Karlovc, Priyepolye ve Syenica’da kültür evleriinin onarımını yapmış, bundan başka Kralyevo’da çocuk yuvasını, Syenica’da r özel ihtiyacı olanözürlü çocukların   binasını. Arancelovac, Sent, Subotica ve  Belgrat KBC Dragisa Mitoviç merkezine tıbbi donatım ve diğer sağlık malzemeleri verilmiş, Sancak bölgesinin 6 belediyesine son model 7 ambulans aracı bağış edilmiş. Sleep mikroskop ve Apne teşhis cihazları Subotica hastanesine bağışlandı, Varvarin Sağlık Ocağına diş hekimi sandalye ünitesi bağış edildi. Syenica’da Kültür evi yenilenmiş. Güney Sırbistan’da gelişmemiş belediyelere sera bağışı, bu kapsamda Novi Pazar, Priboy, Kurşumlu, Priepole ve  Raşka’ya 20 bağışlanmıştı.

          TİKA Sancak tarımcılarına Tutin Belediyesine bağlı Sebeçevo köyü -Modernii Sancak tarım koopertivine 300m2 lik iki sera için  ısıtma, damla damla sulama ve ilaçlama sistemlerini bağışladı. Bilaç tekrar unutuldu. Ümit ediyoruz ki TÜRKİYE BİLAÇ’I ARTIK UNUTMAYACAK!

Hiç şüphesiz ki TİKA’nın Sırbistan’da bu zengin etkinliği sözkonusu bu çok önemli ve değerli projelerin gerçekleştirilmesinde Sırbistan devlet organlarında ve yetkilileri arasında en yüksek seviyede ve  birnci derece bağışçılar / donörler arasında TİKA’yı gösterecktir. Ama Bilaç yine ihmal edilmiş oldu. Bilaç ad yapmış meşhur tarihi ile bağışlardan yalnız bir fabrikanın kurulmasından ziyade namıyle ve şanı ile ad yapmış bu köy bir kültür merkezini de hak etmektedir. Bilaç’ta kurulacak olan  kültür Merkezi de Sirbistan’in Türk Kültü Merkezi de Bilaç’ta olmalıdır.

 

TİKA 2013 yılı zarfında 32 proje gerçekleştirmiştir. Gerçekleştrilen projeler Sancak’tan Pirot’a kadar : Belgrat, Varvarin, Sremski Karlovci, Subotica, Pojega, Kurşumlu, ve Arile’de bu projeler gerçekleşti. Ne yazık yine bir tek Bilaç Türk halkını yaşadığı biricik köy bu projeler kapsamı dışında kaldı. Ya beyler, bey efendiler ,ya Sayın Büyükelçi bi kez olsun Bilaçlıları anlayın, onların sesini de duyun, onlara da biraz da olsun merhamet gösterin, inanın ki onları hiç kimse umursamıyor! Onlara kimse acımıyor…! TİKA temsilcileri tarafından, yardımda bulunacağız yardım etmeyi hedefliyoruz  devamlı vaadler olmalarına reğmen bugüne kadar maalesef henüz bir yardım almadılar Bizim meşhur bir atasözüm var: “Kuri gayret, safi sıtma”. Der

Bujanovça’da  Türk yatırımcılar için çok cazip bir yer  olabilir.Iş yerleri, fabrikalar kurmak için çok elverişli bir coğrafi konumuna sahiptir. Balkan Yarım Adasının kavşağı kesiştiği kara yolları ve demir yolu buradan geçmektedir.Buyanovça bitişiğinde X. Pan Avrupa koridoru geçmektedir. Pan-Avrupa koridorlarından biridir. Avusturya'nın Salzburg kentinden başlayıp Yunanistan'ın Selanik kentinde sona eren yol kuzeyden güneye Avusturya, SlovenyaHırvatistanSırbistanMakedonya,  Yunanistan'dan Asya kapısı olan  İstanbul’a geçer. Konçul boğazı sayesinde de Kosova Düzlüğü Adriatik Denizinin iskelesi olan Dursa bağlar. Buyanovca’dan yalnız 100 km uzaklıkta üç uluslarası Priştine, Üsküp ve Niş hava limanı bulunmkatadır. Sırbistan’ın her yerinde aynı  yasalar geçerlidir. Gaci Han’da ve Cupriya /Köprü/ de olduğğu gibi Buyanovca , Medvece ve Preşeva da da aynı yasalar geçerlidir. Türk yatırımcılarının fabrika kurmalarında da aynı  imkan ve faydaları bu yerler sağlar, Buyanovca Gumoplastika fabrikasının boş olan iş sahaları Türk işadamları için çok cazip olabilir. Diğer şehirlere kıyasen başka bir avantajı da var, bir efsaneye göre “Buyanovca’da para, kabarır  kaynar”, Presova  için de güzel ve meşhur  bir Türk atasözü der : “Preşova Ovası, altın yuvası”!

Sayın Büyükelçi, Arnavutların ikamet ettiği Buyanovca, Preşevave Medvece belediyelerin iihmal ettiğinzden dolayı ve bu belediyelere Türk şirketlerini yönlendirmediğinzden dolayı çok üzgünüz /eksiniz var/. Müslümanların yaşadığı bu belediyeler tesadüfen mi yoksa bilerek mi haksız yere ihmal edildiler.Sancaktakiler de haksız ihmal edildiler. Halkımız neden ihmal edildiklerini bilmek istiyor. Türk şirketleri mi buralara gelmek istemiyor, ben buna katiyen inananamam. Çünkü bizlerin Türkiye ile tarihi ortak bağlarımız var. Dini bağlarımız yanı sıra adet kültür, tarih, akrabalık bağları dayılarımız, kız alıp verme gibi çok güçlü bağlarımız. Osmanlı İmeratorluğunun en şiddetli Yemen ve Çanakkale savaşlarında Arnavut askerler şehit oldu, Tırnovcadan gazi ve şehit askerler de vardı. Tırnovçalı Emdullah Lutfiu dedesinin Yemen’den döndüğüi pasaportunu daha da büyük bir özenle, bir dede yadigarı gibi korumaktadır.Buna benzer Bilaç, Samolica ve Preşeva vadisnin diğer köylerindennice daha vakalar vardır.

Öğrenmek istiyoruz acaba yerel yönetimlerin pasifliğinden ve ya ilgisizliğinden mi yoksa Sırbistan hükümetinin ilgisizlğinden mi kaynaklanıyor. Halk bunu öğrenmek istiyor Çünkü halkımızın bunu öğrenmesi en doğal hakıdır, ve öğrenmesi gerekir.

Bilaç, Preşeva,Buyanovac ve  Medvece  hala umutlular! Ruhen ve kalben hala umutluyuz, Kalben, ruhen canı gönülden Türk yatırımcılarının da buralara gelmelerini gençlerimize istihdam sağlamalarına,  fabrika açmalarında umutlarımız daha da var

 

Gelin : paranın kaynadığı  ve kabardığı yere gelin  kaynar” – “Buyanovca’da para, kabarır  kaynar”,Presova ‘ya gelin çünkü  “Preşova ovası, altın yuvası”!gelin inanın pişman olmayakasınız. Buralardan her yerden çok memnun olacaksınız.

 

Saygılarımla                                                            

Cahit RAMADANİ

e-mail :xhahitramadani@hotmail.com     

Tel.+381(0)63/460 099

Yorumlar