Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Birleşik Krallık'ta Hangi Lider Siyasetin Merkezine Monarşi Karşıtlığını Alabilir?

06 Ekim 2022
Birleşik Krallıkta Hangi Lider Siyasetin Merkezine Monarşi Karşıtlığını Alabilir?

Birleşik Krallık’ta monarşi karşıtlığı ve cumhuriyetçilik toplumda  güçlü karşılığı olan kavramlar değildir; bu durum ülkede monarşi karşıtlığının hiç dile getirilmediği anlamına gelmese de, monarşinin toplumun her kesiminden ve her siyasi görüşten destek gördüğüne işaret eder. Monarşiye yönelik desteğin aslında monarşi kurumuna değil, bizzat Kraliçe II. Elizabeth’e yönelik olduğuna dair varsayımlar da,  Kraliçenin vefatı sonrası, yani içinde bulunduğumuz dönemde sınanabilecektir. Şahsen monarşi karşıtlığının Britanya toplumunda güçlü bir karşılığının olmamasının toplumsal hafızaya da bağlanabileceğini düşünmekteyim; zira Britanya toplumunda nesilden nesile aktarılan ortak bir “cumhuriyet” anısı vardır; bu devlet tarihin bir kesitinde “cumhuriyeti” tecrübe etmiştir.  I. Charles’ın 1649 yılında idam edilmesinden monarşinin restore edildiği 1660 yıllları arasındaki  cumhuriyet dönemi “cumhuriyet” kavramından daha çok “iki kral arası dönem” anlamına gelen “interregnum” kavramıyla adlandırılır ki, bu kavram  doğal olarak monarşi yanlısı bir bakış açısıyla bu zaman diliminde Birleşik Krallık’ın cumhuriyet ile yönetilmiş olmasına değil kralsız kalmasına atıf yapar. İç Savaş’tan yeni çıkmış ülkede Ocak 1649’da Parlamento kendisini  ülkedeki en üst otorite ilan etmiştir; kralın idamından hemen sonra da resmen monarşiyi lağveden Parlamento Lordlar Kamarası’nı da feshetmiştir; ayrıca yürütme organı olarak Devlet Konseyi adında bir organ oluşturulmuştur. 1653 yılına gelindiğinde Devlet Konseyi’nin lideri Oliver Cromwell  “Koruyucu Lord” unvanıyla tüm yetkileri kendi elinde toplayınca bir bir nevi kral olmuştur zaten, Oliver Cromwell’in vefatından sonra  görevini oğlu Richard  Cromwell üstlenmiştir; tahtın babadan oğula geçmesi gibi “Koruyucu Lord” görevi de babadan oğula geçmiştir adeta. “İki kral arası dönemin” sonunu getirenin Richard Cromwell’in yönetimdeki “basiretsizliği” olduğu gösterilir ama  sorun Oliver Cromwell’in Noel’de tart ve puding yenmesinin yasaklanması gibi aşırı baskıcı olan politikalarıdır; Cromwell’in yönetimine karşı toplumda oluşan tepki I. Charles’ın oğlunun tahtına çıkmaya çağrılmasına, kısaca monarşinin restorasyonuna kaynaklık etmiştir. Kısaca, Britanya toplumunda ister “cumhuriyet” denilsin, ister “iki kral arası dönem”, monarksız kalınan dönemin hiç de hoş olmayan anıları vardır. Kanımca toplumsal hafızada yer eden hoş olmayan anılar yüzyıllar sonra bile monarşiye desteğin arka planında yatmaktadır.

Britanya toplumunda monarşiye destek güçlü iken, Britanya’da ana akım siyasi partilerin monarşi karşıtı söylem üzerinden siyaset yapmalarını beklemek de, mevcut koşullarda, pek de akla yatkın görünmemektedir; sevilen bir Kraliçenin vefatından ve selefi kadar destek görmediği bilinen yeni Kralın tahta çıkmasından sonra bile.

İktidardaki Muhafazakar Parti lideri ve Başbakan Liz Truss II. Elizabeth’in vefatı üzerine yaptığı açıklamada, II. Elizabeth’in modern Britanya'nın üzerine inşa edildiği bir kaya olduğunu, üllkenin Kraliçenin saltanatı altında büyüyüp, geliştiğini söylemiştir. Ayrıca  Liz Truss Kraliçenin hem kendisi hem de pek çok Britanyalı  için kişisel bir ilham kaynağı olduğuna ve  görevine  olan bağlılığının herkes için örnek teşkil ettiğine işaret etmiştir.  Liz Truss’ın merhum Kraliçeye yönelik övgülerini yeni Kral III. Charles’a yönelik destek mesajları izlemiş; Truss yeni monarka sadakat ve bağlılığını sunmuştur. Truss açıklamasını “Tanrı Kralı korusun” cümlesiyle tamamlamıştır.[1]  Zaten Muhafazakar Parti’nin liderinden, kişisel olarak monarşi karşıtı olduğunu geçmişte açıklamış olsa bile, monarşiyi hedef alması, Partinin monarşi yanlısı ideolojik pozisyonu açısından mümkün değildir. Belki geçmişte bazı İşçi Partililerin monarşi karşıtı olduğu yönündeki söylemler ve yarattıkları izlenimlerin etkisiyle, İşçi Partisi’nin önceki lideri Jeremy Corbyn’in monarşiyi hedef alan açıklamaları ışığında Kraliçenin vefatından sonra İşçi Partisi’nden “monarşi-karşıtı” bir çıkış beklenmiş olabilir ama İşçi Partisi’nin lideri Keir Starmer Kraliçenin vefatından sonra yaptığı açıklamada “Kraliçe II. Elizabeth bu büyük ülkenin en büyük hükümdarıydı ve çoğumuz için onsuz bir Britanya hayal etmek imkansız “, “bir çağ biter, diğeri başlar; Kral III. Charles hayatı boyunca bu ülkenin sadık bir hizmetkarı olmuştur” ve nihayetinde “Tanrı Kralı korusun” sözleriyle bu beklentileri karşılıksız burakmıştır.[2] Birleşik Krallık Parlamentosu’nun en güçlü üçüncü partisi İskoç Ulusal Partisi’nin (SNP) ise Parti içinde monarşi karşıtlarının bulunduğu tahmin edilse bile parti tutumu olarak monarşi yanlısı olduğu bilinmektedir; öyle ki İskoçya’nın bağımsızlığını amaçlayan SNP, İskoçya’nın Birleşik Krallık’tan ayrılması durumunda bile monarşiye bağlı kalacağı yönünde bir tavır takınmaktadır; SNP’nin bu tavrının gerçekten ideolojik mi  yoksa İskoçların monarşiye bağlılığının güçlü olması nedeniyle koşulların gerektirdiği bir zorunluluk mu olduğu tartışılabilir; ancak bu tartışma SNP’in monarşi yanlısı mevcut tutumunu gölgeleyememektedir. Liberal Demokratlardan monarşiye karşı zamanında güçlü itirazlar gelmiştir[3] ama bu itirazlar da partiyi ilke olarak monarşi karşıtı pozisyonda tutmamaktadır. Demokratik Birlik Partisi (DUP) ise zaten monarşiye güçlü bir şekilde bağlılığı ile bilinmektedir. [4]

Karşımızda iki boyutlu bir gerçek  vardır.  Birincisi,  Britanya ulusu genel anlamda monarşi yanlısıdır. İkincisi,  en güçlü siyasi partiler de, içlerinde monarşi karşıtları olsa bile, birinci boyutla da ilintili olarak monarşi yanlısıdır. 17. yüzyılda “cumhuriyeti” başarısızca tecrübe eden Britanya toplumu günümüzde de cumhuriyeti tecrübe etmeye hiç niyetli görünmemektedir.

Bu koşullarda hangi lider siyasetinin merkezine monarşi karşıtlığını alabilir ki?

 


 

[1] http://politikaakademisi.org/2022/09/26/basbakan-liz-truss-ve-monarsi/

[2] https://www.heraldscotland.com/news/national/uk-today/21252384.keir-starmer-pays-tribute-queen-elizabeth-ii-commons-speech/

[3] https://www.independent.co.uk/news/uk/the-liberal-democrat-conference-monarchy-survives-but-party-wants-pounds-10m-civil-list-cut-1450093.html

[4] https://edition.cnn.com/2017/06/13/europe/who-are-the-dup/index.html

Yorumlar