Prof. Dr.  Aygun Attar Prof. Dr. Aygun Attar

Bir Önderin Ardından

10 Mayıs 2020
“ Bugün Azerbaycan’ın dünya siyasetinde söz sahibi olabilmesinin mimarı Haydar Aliyev takdirle anılıyor. Türk halkının önemli liderleri arasına adını yazdıran Aliyev’in politikalarının sadece Azerbaycan’ın değil aynı zaman da Türkiye’nin de önceliklerinin dünya gündeminde tutulmasındaki katkısı unutulamaz. „
Bir Önderin Ardından

Önder, güçlü ve ünlü oluşu, yeteneği ya da toplum içindeki yeri dolayısıyla, ilişkili bulunduğu toplumsal kümenin ya da toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini, belli zaman ve koşullar içinde değiştirip yöneltme yeteneğini gösteren, topluluğa, topluma kılavuzluk eden, toplumu örgütleyen kimsedir.

Önder, inandırıcı yetenekleri ve küme üyelerinin gönüllü benimsemeleriyle, topluma öncülük eden kişidir.

97 yıl önce, 10 Mayıs günü doğan  ve Azerbaycan’ın adını tüm dünyaya tanıtan rahmetli Haydar Aliyev yukarıda belirttiğim tüm vasıflara haiz bir kişiliğe sahipti…

Peki, dünyaca ünlü Türk lider Soyyetler Birliğinde Politbüro üyeliğine kadar yükselebilmiş tek Müslüman, Rusya’da etkin olan Ermeni lobisinin engellemelerine rağmen siyasi hayatta silinmez izler bırakan Haydar Aliyev nasıl bir ömür yaşamıştır?

Onun şerefli, onurlu fakat zor hayat basamaklarını hızla tırmanmasına vesile olan kişiliğini anlayabilmek için özgeçmişine göz atmamız gerekiyor…

Haydar Ali Rızaoğlu Aliyev, 10 Mayıs 1923‘te Azerbaycan’ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde doğdu. Bir işçi ailesinin çocuğu idi. 1939 yılında Nahçıvan Pedagoji Teknik Okulu’nu bitirdikten sonra şimdiki adı Azerbaycan Devlet Petrol Akademisi olan Azerbaycan Sanayi Enstitüsü’nde eğitimine devam etti. Ancak ülkenin içinde bulunduğu savaş dolayısıyla eğitimine devam edemedi.

1941 yılından itibaren Haydar Aliyev, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Halk İçişleri Komiserliği’nde ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Halk Komiserleri Meclisi’nde Şube Müdürü olarak görev yaptı. Ardından 1944 yılında çalışmak için devlet güvenlik teşkilatlarına gönderildi. Bu dönemden itibaren devlet güvenlik teşkilatlarında çalışan Haydar Aliyev, 1964‘ten Azerbaycan SSCB Bakanlar Kurulu yanında devlet güvenlik komitesinde başkan yardımcısı, 1967 yılından itibaren ise başkan olarak görev yaptı ve Tuğgeneral rütbesine kadar yükseldi. Daha sonra şimdiki adı Saint Patersburg olan Leningrat’ta özel yüksek öğrenim gördü. 1957 yılında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Tarih bölümünü bitirdi.

1969 yılında Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin toplantısında, Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri seçildi ve böylece partinin en yüksek konumlarından birine getirilmiş oldu. Ardından 1982 yılının Aralık ayında Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyeliğine seçilerek SSCB Bakanlar Kurulu Başkanı Birinci Yardımcısı görevine getirildi. Buradaki milletvekilliği görevini yaklaşık 20 yıl sürdüren Haydar Aliyev, 5 yıl da SSCB Yüksek Sovyeti Başkanı Yardımcısı olarak çalıştı.

1987 yılının Ekim ayında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro’nun Genel Sekreteri olan Mihail Gorbaçov‘un  Perestroyka ve Glasnost politikalarını fırsat bilerek  yürüttüğü Ermeniperest tutumunu protesto ederek görevinden ayrıldı.

20 Ocak 1990‘da Kızıl Ordu’nun Bakü’de gerçekleştirdiği katliamdan  dolayı Moskovo’daki Azerbaycan temsilciliğine gelerek burada bir bildiri yayımladı. Bildiride Sovyet Rusya’nın bu yaptığı kanlı olayı protesto etti ve olayla ilgili kişilerin cezalandırılmasını talep etti.

Dağlık Karadağ sorununun baş göstermesi ile başlayan süreçte SSCB’nin politikalarını eleştirdi. İstediği sonuçları alamaması üzerine 1991 yılının Haziran ayında Sovyetler Birliği Komünist Parti üyeliğinden istifa etti.

Hayatının geri kalanını geçirmek üzere Azerbaycan’a dönen Haydar Aliyev, bir süre Nahçıvan’da kaldı. Burada Azerbaycan Yüksek Sovyeti milletvekili olarak görev yaptı. 1991 ile 1993 yılları arasında Nahçıvan Otonom Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. Ayrıca 1992 yılında Nahçıvan’da düzenlenen parti kongresinde, Yeni Azerbaycan Partisi’nin parti başkanı seçildi.

1993 yılına ülkede kriz sinyalleri verilmeye başlanmıştı. İç savaşın eşiğine gelinmesi ve bağımsızlığın tehlikeye düşmesi sebebiyle halk Haydar Aliyev’in başa geçmesini istemekteydi. Bu gelişmeler üzerine hükümet Haydar Aliyev’i Bakü’ye davet ederek 15 Haziran‘da göreve çağırdı. 24 Temmuz 1993 tarihinde Haydar Aliyev, Milli Meclis’in kararı doğrultusunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak göreve getirildi. Kısa bir süre sonra gerçekleşen 3 Ekim 1993 seçimlerinde de halk bir kez daha Haydar Aliyev’i cumhurbaşkanı seçti.

11 Ekim 1998 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde de sonuç değişmedi ve Haydar Aliyev, oyların %76’sını alarak bir kez daha Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçildi. 15 Ekim 2003 tarihinde yapılacak olan bir sonraki genel seçimlerde de halk Haydar Aliyev’in aday olmasını istese de sağlık durumunun kötüye gitmesi sebebiyle bunu kabul etmedi.

Halk tarafından iktidarda olması istenen Haydar Aliyev, yaklaşık 30 sene kadar politikanın içinde aktif rol oynadı. İktidarda olduğu dönem boyunca ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik sıkıntıya  girdiği en zor durumlarda halkın Haydar Aliyev’i iktidarda istemesi onun Azerbaycan tarafından ne kadar çok sevildiğinin göstergesidir.

Haydar Aliyev, sağlık problemlerinin artması nedeniyle seçimlere katılamamış olsa da, seçimlerde oğlu İlham Aliyev‘e desteğini sürdürdü. Babasından aldığı mirası en iyi şekilde koruyacağına inanan halk oğlu İlham Aliyev’i 2003 seçimlerinde cumhurbaşkanı olarak seçti. Seçimlerden kısa bir süre sonra Haydar Aliyev’in rahatsızlığı ciddi boyutlara ulaştı ve tedavi için gittiği ABD’de 12 Aralık 2003 tarihinde vefat etti.

Haydar Aliyev birçok ödül, nişan ve yine birçok ülkenin fahri doktora ünvanına sahip oldu. Dört kez Sovyetlerin Lenin Nişanı’nı alan Aliyev, Kırmızı Nişan gibi Sovyetlere ait birçok nişan daha kazandı ve iki defa Sosyalist Kahraman ilan edildi. 13 Nisan 1999‘da Türkiye Cumhuriyeti’nin o zamanki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine “Atatürk Barış Nişanı” layık görüldü. Bunlar dışında 1997‘de Ukrayna’da “Yaroslav Nişanı”, 2001’de Moskova Devlet Üniversitesi tarafından “Fahri Profesörlüğü” ve 2003 yılında Rusya’nın en büyük ödüllerinden olan “Mukaddes Apostol Andrey Pervozvannı Nişanı”nı aldı.

Tüm bu satırlar Azerbaycan’ın medarı iftiharı ve çok önemli tarihi şahsiyeti olan Haydar Aliyev’in biyografik bilgileridir.

Onun hayatını taçlandıran en önemli etken “ Men fexr edirem ki Azerbaycanlıyam” dediği ülkenin, onun halkının Haydar Aliyev’e duyduğu derin saygı, güven ve tükenmez sevgidir.

Tarih bize öğretiyor ki halk kimseyi bedavadan sevmez ve  halka  kimseyi zoraki sevdiremezsiniz… 

Azerbaycan’ın yöneticisi olduğu yıllarda Sovyetlere rağmen, milli gayretiyle yürüttüğü faaliyetleri; Pantürkizmle yargılanarak Sibirya’ya sürülen Hüseyin Cavid Turan’ın kemiklerini ana vatana getirerek onun ruhunu şad etmesi, Moskova‘nın siyah listesindeki milli şairimiz Bahtiyar Vahabzadeye sahip çıkarak onun yazıp yaratmasına fırsat sunması, Azerbaycan’ın milli kadrolarına kol kanat geren siyaseti, Rusya’da etkili olan ve her fırsatta Türk düşmanlığı yapan Taşnak zihniyetine karşı akıllıca tutumuyla o dönemin realitesine göre önlem alarak Türklüğe yaptığı hizmetleri nedeniyle Azerbaycan halkı Haydar Aliyev’i sevdi…

Politbüro üyesi ve Sovyetler Birliği Başbakan Yardımcılığı gibi önemli bir görevde bulunmasına rağmen halkının isteği doğrultusunda tüm bunları elinin tersiyle iten Haydar Aliyev, Anavatana Sovyet rejimi tarafından yapılan haksızlıkları protesto eden soydaşlarla saf tuttuğu için Azerbaycan halkının kalbinde zaten var olan sevgisini hayranlığa dönüştürmüştür. 

1990 yılların evvelinde ikinci kere özgürlüğüne kavuşan Azerbaycan Devlet’inin başında büyük Türk milliyetçisi Elçibey bulunuyordu. Bir taraftan Ermenistan’ın Karabağ başta olmakla Azerbaycan topraklarını işgal etmesi, diğer taraftan albay Suret Hüseynov ayaklanması ile Halk Cephesi Partisi iktidar olmasına rağmen ülke genelinde muktedir olamadığı ve ülke iki başlı yönetim ile parçalanmanın eşiğine geldiği için Azerbaycan Parlamentosunun ve sayıları milyonları bulan vatandaşların  ülkedeki kaosa son verecek tek lider olarak gördükleri ve ismini meydanları doldurarak bıkmadan bağırdıkları Haydar Aliyev milletinin çağrısına ses vererek büyük risk alarak vatana, Nahçıvan’a  döndüğü için  milleti onu seviyor...

Millet Meclisinin, tüm Azerbaycan’ın talebi ve rahmetlik Elçibey’in bizatihi teklifi ve daveti doğrultusunda rahmetlik Haydar Aliyev’in çok kısa zaman zarfında deneyimli bir devlet başkanı olarak Azerbaycan ‘ı sabitleştirdiğini gayet iyi hatırlayan millet tüm bu nedenlerden dolayı onu seviyor…

Tüm bunlara dair arşivlerde çok sayıda belge, başta Azerbaycan televizyonu olmakla onlarca video görüntüleri ve gazete yayınları var… Hoş, millet sevgisine halk saygısına belge de gerekmez...

Önder insanların bıraktıkları en güzel miras kendilerinden sonra kendi toplumlarına emanet ettikleri değerlerdir…

Haydar Aliyev, milli köklere sağlıklı şekilde bağlı, modern dünyayla entegre olmuş, bölge siyasetinde barışı esas alan ve Türkiye ile bir Millet iki Devlet olan Azerbaycan’ı emanet bıraktı, Azerbaycan onun emanetine göz bebeği gibi sahip çıkmaktadır…

Haydar Aliyev’in politikalarının başarıya ulaşması, Azerbaycan’ın Ermenistan işgali altındaki toprakları başta olmak üzere pek çok sorununun Batı basınında Azerbaycan’ın bakış açısıyla, hakça yer almasını sağladı. 

Büyük saygı, sonsuz minnetle andığımız ve büyük coşkuyla jübilesine hazırlandığımız , Şark dünyasında ilk laik demokratik Devlet  olarak 1918-1920 yılları arasında varlık gösteren Azerbaycan Xalg Cumhuriyetinin tüm geleneklerini idarecilik faaliyetinde davam ettiren Ulu Önder Haydar Aliyev‘i doğumunun 97 yılında hürmetle yad ediyoruz…

Allah rahmet eylesin, Önder Aliyev…

 

Prof.Dr.Aygün Attar 

Türkiye Azerbaycan Dostluk, İşbirliği ve Dayanışma Vakfı Başkanı 

Yorumlar