Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

Brexit Süreci Korona Salgınından Nasıl Etkilenecek?

20 Mart 2020
Brexit Süreci Korona Salgınından Nasıl Etkilenecek?

Birleşik Krallık 31 Ocak 2020 tarihinde Avrupa Birliği’nden çekildi. Bu tarih Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma-Brexit sürecinde bir dönemin sonlandığı ve yeni bir dönemin başlamış olduğu tarihtir. Yani 31 Ocak tarihinde Brexit hikâyesi bitmemiştir. Sonlanan dönem Birleşik Krallık’ın Birlik’ten çekilme müzakerelerini içeren ve çekilme anlaşmasının akdedilmiş olduğu dönemdir. Başlayan dönemin ise iki özelliği vardır; birincisi 11 ay olarak öngörülen bu dönem Birleşik Krallık’ın Gümrük Birliği ve İç Pazar içinde kaldığı, Birlik kurallarına uymakla yükümlü olduğu, Avrupa Birliği kurumlarında temsil edilmiyor olması dışında bir şeyin değişmediği, tabir yerindeyse Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkmış gibi yaptığı bir dönemdir. Kısaca geçiş süreci olarak adlandırılmaktadır. İkincisi 31 Ocak tarihinde başlayan bu dönem Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasında gelecekteki ilişkileri belirlemeye yönelik müzakerelerin sürdürüleceği dönemdir.

Birlik'ten çekilen Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği arasında ilişkileri belirleyecek müzakerelerin Mart 2020 tarihinde başlaması öngörülmüştür;[1] öngörüldüğü üzere de mal ve hizmet ticareti, balıkçılık, tarım, eğitim, bilim, güvenlik alanında işbirliği konularını kapsayan ilk müzakere turu Mart ayı başında gerçekleştirilmiştir. Brüksel’de gerçekleştirilen ilk tur müzakereler 200 yetkilinin oluşturduğu 11 çalışma grubu tarafından yürütülmüştür.[2] Diğer turlar da aynı şekilde çalışma grupları üzerinden sürdürülecektir. Takvim uyarınca Haziran ayında Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasında bir zirve gerçekleştirilecek ve bu zirvede müzakerelerde gelinen nokta değerlendirilecektir. Haziran ayında gerçekleştirilmesi planlanan bu zirve, Birleşik Krallık’ın geçiş sürecini uzatmak için talepte bulunabilmesi için son şansı olacaktır; yani bu tarihten sonra, teorik olarak,  geçiş sürecinin Aralık 2020 sonrasına ertelenmesi mümkün olmayacaktır.  Kasım ayına kadar taraflar arasındaki ilişkileri şekillendirecek anlaşmanın tamamlanması ve Avrupa Parlamentosu’na sunulması planlanmaktadır. 31 Aralık tarihine kadar anlaşmanın imzalanmış ve onaylanmış olmaması halinde, Birleşik Krallık Avrupa Birliği açısından ilişkilerin anlaşmalar ile düzenlenmemiş olduğu, ticari ilişkilerin DTÖ kuralları kapsamında sürdürüldüğü herhangi bir üçüncü devlet pozisyonuna geçecektir.

Ancak korona salgını nedeniyle öngörülen takvime uyulabilecek midir?

Bu hafta Londra’da gerçekleştirilmesi planlanan müzakere turu korona salgını nedeniyle iptal edilmiştir.[3] Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson müzakere turunun iptal edilmiş olmasına rağmen geçiş sürecinin bu yıl sonunda kesinlikle sona ereceğini ifade etmiştir. Dolayısıyla gerçekleşen bu iptal müzakerelerin devamının riske girmiş olduğunu gösterse de, Avrupa Birliği tarafı takvime uymanın artık imkânsız olduğunu düşünse de, Birleşik Krallık’ın geçiş sürecini Aralık 2020 tarihinden sonrasına ertelememe kararlılığı müzakerelerin bir şekilde sürdürülmesi ısrarına dönüşmüştür.

Hal böyle olunca, yani salgın nedeniyle müzakere heyetlerinin yüz-yüze görüşmesi söz konusu değilken, ancak Birleşik Krallık müzakerelerin sürdürülmesi konusunda ısrarlı iken, taraflara düşen alternatif müzakere yöntemleri arayışı olmuştur. Birleşik Krallık hükümet sözcüsü müzakerelere devam edebilmek için alternatif yollar bulmak amacıyla Avrupa Komisyonu ile düzenli temas halinde olduklarını açıklamıştır. Ancak 200 yetkilinin oluşturduğu 11 çalışma grubunun yüz-yüze müzakerelere alternatif olan telefon  ve video-konferans aracılığıyla görüşmesinin ne ölçüde verimli ve etkili olacağı tartışmaya açıktır; zira müzakerelerin kapsamı hem çok geniş hem de konular –mesela çok tartışmalı balıkçılık meselesi gibi- oldukça komplikedir. Birleşik Krallık’ta bu koşullarda müzakerelerin ertelenmesi kararının alınması gerektiği görüşünün yüksek sesle ifade edenler vardır ama hükümet bu görüşleri de Brexit-karşıtlığı olarak okumayı tercih etmektedir. Dolayısıyla Birleşik Krallık’ın müzakerelere devam konusunda gösterdiği “kararlılık”, korona salgını gölgesinde, “inatçılık” haline dönüşmüştür. Üstelik ülkesinde salgın karşısında gerekli ve yeterli önlemleri almamakla eleştirilen Boris Johnson hükümetinin Avrupa Birliği ile müzakerelerin sürdürülmesi konusundaki ısrarı, üstelik hükümet salgın ile mücadelenin en önemli öncelik olduğunu açıklamasına rağmen[4], hükümetin salgından çok Brexit’e önem verdiği yönünde eleştirilere de neden olmaktadır.  

Brexit’in sürecinin bu aşamasında;

*Korona salgını nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Avrupa Birliği’nde de öncelik salgınla mücadele iken

*Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin, salgın nedeniyle, yüz-yüze gerçekleştirilemeyeceği, müzakerelerin kapsamının geniş, konuların komplike olması nedeniyle video-konferans gibi alternatif yöntemlerin etkili olacağı hususunda şüpheler varken

*Birleşik Krallık hükümeti Brexit’e salgından daha fazla önem verdiği gerekçesi ile eleştirilerin hedefi olmuş iken.

Birleşik Krallık hükümeti müzakerelerin sürdürülmesinde neden ısrar etmektedir?

İç politika açısından Boris Johnson seçmenine kararlı-istikrarlı bir lider olduğu mesajını vermek istemektedir; zira siyasi sloganı “Get Brexit Done” olan Johnson, salgın karşısında bile, pes etmeyeceğini göstermeye çalışmaktadır. Ayrıca müzakerelerin iptal edilmesi gibi Brexit sürecinde atılacak her adımı, iç politikada Brexit yanlılığı ve karşıtlığı çerçevesinde okuma eğilimi kapsamında Johnson müzakerelerin iptal edilmesini Brexit karşıtlarına karşı pozisyonunun zayıflaması olarak okuyor olmalıdır.

Dış politika açısından ise Boris Johnson hükümetinin vermeye çalıştığı iki mesaj vardır; birincisi iç politikada vermeye çalıştığı mesajın, yani kararlılığın gösterilmesi ve bu kararlılık çerçevesinde geçiş sürecinin uzatılmayacağının dünyaya ilan edilmesidir. İkincisi ise, zımni olarak,  geçiş sürecini uzatmak istemeyen Birleşik Krallık hükümetinin, geçiş süreci sonrası Avrupa Birliği ile ilişkilerinin anlaşma ile düzenlenmemiş bir ilişki olmasından kaçınmak istediği mesajıdır.

 

 

 

 


 

[1] https://www.ft.com/content/64e7f218-4ad4-11e7-919a-1e14ce4af89b

 

[2] https://www.bbc.com/news/uk-politics-51935677

 

[3] https://www.theguardian.com/politics/2020/mar/19/pressure-to-delay-brexit-talks-as-coronavirus-crisis-grows

 

[4] https://www.theguardian.com/commentisfree/2020/mar/01/faced-with-coronavirus-covid-19-boris-johnston-must-stop-playing-invisible-man

Yorumlar