Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

BREXIT: "Ruminasyon"-Zihinsel Geviş Getirmeye Son Verilmeli!

20 Kasım 2019
BREXIT: Ruminasyon-Zihinsel Geviş Getirmeye Son Verilmeli!

Psikolojide “ruminasyon"-zihinsel geviş getirme   kavramı,  bir fikre,konuya,soruna “saplantılı” hale gelip,   bu fikir, konu, sorun etrafında sürekli aynı şeyleri düşünmek suretiyle kısır döngü içine girmeyi ifade eder.  Konunun uzmanlarına göre, zihinsel geviş getiren kişi içine girdiği kısır döngüden çıkmak ve sorunlara çözüm üretmek kapasitesini yitirir.

Birleşik Krallık’ta iktidardaki Muhafazakarların Brexit’in gerçekleştirilmesi konusundaki ısrarı, Brexit süreci bir çıkmaza dönüşmüşken, siyaset ve toplum Brexit üzerinden kutuplaşmakta iken,  siyaset sadece  Avrupa Birliği’nden çıkmak konusunda değil, nasıl çıkılacağı konusunda da net değilken, bir bakıma “ruminasyon"- zihinsel geviş getirme durumuna dönmüştür. Bu süreçte “Brexit Brexit’tir”, “Avrupa Birliği referandumu sonucu bellidir”, “seçmen kararını vermiştir”, “ikinci bir Avrupa Birliği referandumu yapılmamalıdır” gibi sürekli aynı ifadeler tekrarlanıp durmakta, Birleşik Krallık hala Avrupa Birliği’nden çıkamadığına göre tekrarlanıp duran bu söylemlerin sonuç üretmediği de görülmektedir.

Ülkenin içine düştüğü çıkmazda, ikinci referandum talepleri, Brexit yanlıları tarafından Avrupa Birliği referandumundan çıkan sonuca saygısızlık olarak nitelendirilmekte;  bu çıkmazı çözebilecek tek yol gibi görünen ikinci Avrupa Birliği referandum tercihi iktidar tarafından değerlendirilmemektedir. İktidar Brexit çıkmazında ikinci bir referandumu değil de genel seçimleri çözüm olarak görmektedir.  

Ancak ikinci referandum konusuna dar bir pencereden değil daha geniş bir pencereden bakabilir iktidar. İkinci referandum denilince akla ilk referandumun tekrarlanması, ilkinde olduğu gibi  seçmenden  “Avrupa Birliği üyeliğinin sürdürülmesi” ve “Avrupa Birliği’nden ayrılma” arasında tercih yapmasının istenmesi gelmektedir. İkinci Avrupa Birliği referandumu, aynen birinci referandumun tekrarlanması olursa, elbette ilk referandum sonucuna saygı duyulmadığı, referandumdan çıkan seçmen tercihinin ikinci referandum ile değiştirilmek istendiği sonucu çıkar.  Brexit yanlılarının ifadesiyle bu durum “anti-demokratiktir.”

İkinci Avrupa Birliği referandumunu  birincinin tekrarı olarak düşünmek referandum konusuna dar bir pencereden bakmaktır; oysa geniş bir pencereden bakmak ikinci referandumu birinci referandumdan çıkan sonucu saygı duyulması ve bu sonucun hayata geçirilmesi adına bir araç haline dönüştürebilir. İkinci referandumda oy pusulasında “Avrupa Birliği üyeliğinin sürdürülmesi” tercihi konulmayabilir; Avrupa Birliği’nden ne şekilde çekilebileceği konusundaki alternatifler seçmenin tercihine sunulur. Böylelikle seçmenin “anlaşmasız çekime”,  “anlaşmalı çekilme”, anlaşmalı çekilme halinde Birleşik Krallık’ın İç Pazar ya da Gümrük Birliği içinde kalıp kalmama konusunda seçim yapma hakkı ve imkanı  sağlanmış olur. Üstelik böylesine dizayn edilen ikinci bir referandum, Birleşik Krallık iktidarı ve tüm diğer siyasetçileri için de  Birlik’ten çekilme şeklinin yaratacağı sorumluluğu doğrudan  seçmen  ile  paylaşmak adına bir fırsattır.

Kısaca  birinci referanduma  “saplantılı”  hale gelen, adete zihinsel ruminasyon sürecindeki iktidar, ikinci referandum tercihini değerlendirmek suretiyle içine düştüğü kısır döngüden kurtulmalı ve ikinci referandumun birincisinin sonucunun hayata geçirilmesi için bir fırsat olabileceğinin farkına varmalıdır.

Yorumlar