Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

İngiliz Hakimiyetinin Sınırı

21 Haziran 2019
İngiliz Hakimiyetinin Sınırı

“İngiltere” kavramı sıklıkla ve hatalı olarak “Birleşik Krallık” kavramının yerine kullanılır;  oysa İngiltere Birleşik Krallık’ın sadece bir parçasıdır. Birleşik Krallık İngiltere’nin yanı sıra İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’yı da içermektedir ve bu nedenle İngiltere kavramını Birleşik Krallık’ın tümünü içerecek şekilde kullanmak yanlıştır.

Dünya çapında gözlenen bu hatalı kullanım nedensiz değildir; neden İngiltere’nin hem coğrafi olarak hem de nüfus bakımından Birleşik Krallık’ın en büyük ve ayrıca en zengin parçası olmasıdır; İskoçya’da İskoç Gal dili, Kuzey İrlanda’da İrlanda Gal dili, Galler’de Welsh dili kullanılıyor olsa da ülkenin “de facto” resmi dilinin İngilizce olmasıdır ve zamanla bu ulusal dillerin kullanımı azalmıştır. Üstelik monarşi ve Birleşik Krallık parlamentosu İngiltere’de Londra’da yerleşiktir.

Ayrıca İskoçya’nın, Kuzey İrlanda ve Galler’in kendi meclisleri varken; İngiltere’nin yoktur. Birleşik Krallık parlamentosu bu meclislere eğitim, çevre, turizm gibi çeşitli konularda yetki devrinde bulunmuştur; dış ve güvenlik politikası, mali politikalar, göç ve vatandaşlık işleri konusunda yetki devri söz konusu değildir, bu alanlar Londra’da düzenlenmektedir. İngiltere’nin kendi meclisinin olmaması İngiltere’ye Birleşik Krallık kimliğini temsil etme hususunda da avantaj sağlamaktadır.

Neticede coğrafi alan, nüfus, zenginlik, parlamento ve monarşinin Londra’da ikameti, İskoç, Galler ve Kuzey İrlanda meclislerine Londra’dan yetki devri nedeniyle İngiltere’nin Birleşik Krallık içindeki rolü, İngiltere’nin Birleşik Krallık’a hükmetmekte olduğu/ ülkeyi domine ettiği şeklinde yorumlara neden olmaktadır.

Hatta Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı da İngiltere’nin, İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda üzerindeki hâkimiyetinin bir ürünü olarak görülmektedir ki; 2016 yılında gerçekleştirilen Avrupa Birliği referandumunda çıkan sonuçların uluslara göre tasnifi bu yönde bir okumayı haklı göstermektedir. Kuzey İrlanda’nın % 55.8’i, İskoçya’nın % 62’si referandumda Avrupa Birliği’nde kalma yönünde oy kullanırken, Birleşik Krallık genelinde çıkan sonuç %51.8 ile Avrupa Birliği’nden ayrılma yönünde olmuştur, çünkü İngiltere’de çoğunluk Avrupa Birliği’nden ayrılmak istemiştir. McGill Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hudson Meadwell referandum kararının “İngiliz-merkezli” parti tarafından alındığına, Brexit’i destekleyen UKIP ile Brexit Partisinin İngiliz fenomeni olduğuna, referanduma katılma oranının en yüksek olduğu yerin İngiltere olduğuna da dikkat çekerek Brexit’i Birleşik Krallık sorunu olarak değil İngiliz sorunu olarak tanımlamaktadır.[1] Meadweel’in yorumu, Avrupa Birliği karşıtlarının büyük çoğunluğunun kendini Britanyalı değil de İngiliz olarak tanımlıyor olmasıyla[2] desteklenmektedir.

Brexit’i “İngiliz sorunu” olarak tanımlamak Brexit’in İngilizlerin eseri olması açısından doğru olsa da, Birleşik Krallık Birlik’ten ayrıldığında İskoçya ve Kuzey İrlanda’nın kendi iradeleri dışında Birlik dışında kalmış olacağı gerçeği ışığında Brexit’in hem “İskoç sorunu”, hem de “Kuzey İrlanda sorunu” olduğunu  kabul etmek gerekir. Yani sorun “İngiliz sorunu” olmayı aşacak ölçüde büyüktür.

İngiltere’yi aşan bu sorun, İngiliz eseri olmakla birlikte İngiltere’nin Birleşik Krallık içindeki hâkimiyetine de sınır getirme potansiyeli taşıyan bir sorundur. İskoçya’da  bağımsızlık talepleri Brexit ile tekrar nüksetmiş, Brexit’in  Kuzey İrlanda barışını  bozma riski nedeniyle Birleşik İrlanda söylemleri tekrar gündeme gelmiştir.  “Bağımsız İskoçya” ve “Birleşik İrlanda”nın gerçekleşmesi demek, Birleşik Krallık’ın bugünkü haliyle mevcut olmaması, İngiltere’nin hâkimiyetinin sadece Galler üzerinde kalması demektir.  Üstelik “Bağımsız İskoçya” ve “Birleşik İrlanda” gerçekleşmese bile, Brexit nedeniyle İskoçya ve Kuzey İrlanda yetki devrinin tekrar düzenlenmesini talep edebilirler ki, bu durumda yetki devri talepleri  halihazırda  sahip olduklarını aşacaktır; bunun anlamı yine İngiltere’nin  Birleşik Krallık üzerindeki hakimiyetinin zayıflaması demektir.

Sonuçta Brexit, “Birleşik Krallık” yerine “İngiltere” kavramının kullanılması gibi hatalı bir durumu düzeltme potansiyeli taşımaktadır.

 

[1] https://blogs.lse.ac.uk/brexit/2019/06/19/long-read-brexit-is-an-english-problem/,

[2]https://ukandeu.ac.uk/brexit-and-english-identity/,  https://www.thebritishacademy.ac.uk/news/england-and-britain-further-apart-post-brexit-new-book-english-identity-institutions

 

Yorumlar