Doç. Dr.  Dilek Yiğit Doç. Dr. Dilek Yiğit

BREXIT: Kara delik mi? Cehennem mi?

08 Şubat 2019
BREXIT: Kara delik mi? Cehennem mi?

Brexit meselesi uluslararası ilişkiler uzmanları için sıkıcı hale gelmeye başlamış olabilir; ancak  çalışma alanları özellikle  Avrupa Birliği olan uzmanlar için sıkıcı hale gelmeyi bırakın daha da ilgi çekici hale gelmektedir. Zira Birleşik Krallık siyasilerinin enine boyuna düşünmeden Avrupa Birliği referandumu ile açtıkları bu yol, geçtiğimiz Ocak ayında Birleşik Krallık Parlamentosunun çekilme anlaşmasını onaylamaması ile çıkmaz sokak haline gelmiştir; ancak Lizbon Antlaşması’nın çekilmeyi düzenleyen hükmü kapsamında yol ya açılacaktır ya da Birleşik Krallık bu yoldan geri dönecektir. Yani mevcut durum kesinlikle sürdürülemez, içinde bulunulan çıkmaz hasır altı edilip bir süre bekletilemez. Bu açıdan Brexit’e dair mevcut ihtimaller, atılacak adımlar, görüş ve öneriler, yansımaları ve sonuçlarının entegrasyon hareketine etkileri bağlamında Avrupa Birliği uzmanları için oldukça önemli.

Hâlihazırda Brüksel çekilme anlaşmasını yeniden müzakereye açmama konusunda kararlı tutumunu değiştirmediğine göre içinde bulunulan koşulların Londra için zor olduğu aşikar.

Peki tıkanan Brexit yolu nasıl açılacaktır? Londra için iki seçenek var;

Birincisi anlaşmasız (No Deal) çekilme; yani 29 Mart 2019 tarihi itibarıyla Birleşik Krallık’ın, Avrupa Birliği’nden çekilmenin koşullarının ve çekilme sonrası ilişkilerinin düzenlenmemiş olmasına rağmen çekilmesi. Böyle bir çekilme gerçekleştiği an Birleşik Krallık Avrupa Birliği nazarında herhangi bir üçüncü devletten farksız hale gelecek.

İkincisi çekilme tarihinin ötelenmesi; Lizbon Antlaşması’nın ilgili maddesi buna imkân tanıyor. Londra ve Brüksel’in bu konu üzerinde anlaşması tarihin ötelenmesi açısından yeterli. Çekilme tarihi ne kadar ötelenebilir sorusuna ise Lizbon Antlaşması yanıt vermiyor. Britanya basınında  Birleşik Krallık hükümetinin   çekilme tarihinin ertelenmesini talep etmediği yönünde haberler yer alıyor. Bu haberler anlaşmasız çekilme ihtimalinin yüksekliğine işaret ediyor doğal olarak.

Brexit yolundan geri dönülmesi de mümkün tabi.  Birleşik Krallık’ın –teorik olarak-çekilme kararından vazgeçmesi mümkün.  Avrupa Birliği Adalet Divanı Birleşik Krallık’ın,  gerçekleştirilen müzakerelere, çekilme anlaşmasının hazırlanmasına rağmen, isterse, diğer üye devletlerin onayına gerek duymaksızın çekilme kararından vazgeçebileceğini açıkladı. Zaten kararından vazgeçmek isteyen bir devletin vazgeçmek için diğer devletlerin rızasını istemesi pek tuhaf olurdu. Birleşik Krallık’ın çekilme kararından vazgeçmesi için yeni bir referandum yapıp yapmaması kendisine kalmış ama olası bir çekilmeden vazgeçme  kararının meşrulaştırılması da şart.

Brexit’in Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği açısından muhtemel olumsuz sonuçlarını bir tarafa koyun, bizzat süreç içinde yaşanan sıkıntılar,  Birlik’ten çekilmek isteyen ama çekilme sonrası Birlik ile ilişkilerini nasıl şekillendireceği üzerinde pek de fikir sahibiymiş gibi görünmeyen Birleşik Krallık’ın dağınık görüntüsü, üstelik bu çekilmenin entegrasyon hareketi üzerine hiç de ışık saçmayan bir hamle olması –Frexit, Dexit gibi kavramların da gösterdiği gibi-, Brexit’i uzaydaki kara deliklere benzetmeme imkan tanıyor.  Uzayda bir yıldız nasıl patlayıp içe çöküyorsa, Brexit de  Avrupa Birliği bayrağındaki yıldızlardan birinin çöküp gitmesi demek. Kara delikler ve Brexit arasından yaptığım analoji, kara deliklerin bir özelliği nedeniyle daha da güçleniyor. Kara deliklerden çıkış olmadığı yönündeki görüşlerin aksine  Hawkins’in dediği gibi, “kara deliğe kapılırsanız pes etmeyin, bir çıkış yolu mümkün!”  Brexit kara deliğinden de çıkış mümkün, yeter ki Londra istesin!

Avrupa Birliği’ndeki bir yıldızın çökmekte olduğu süreçte hem Londra hem de Brüksel tarafından kışkırtıcı söylemler gelmemişti, bu hafta Konsey Başkanı Tusk’un yaptığı açıklamaya kadar! Tusk anlaşmasız Brexit yanlılarının cehennemde özel yerleri olduğunu açıkladı. Tusk’un kullandığı “cehennem” kavramı Birleşik Krallık’ta, özellikle Birlik’ten ayrılma yanlılarının tepkisini çekti. Tusk’un çalışma arkadaşı Tusk’un aslında Brexit konusundaki derin hayal kırıklığını ve  içinde bulunulan  karmaşayı  ifade etmeye çalıştığını belirtti ama Brüksel’de Tusk’un haklı,  Brexit’in de bir cehennem olduğu düşünülüyor.[1] Tusk’ın yarattığı kızgınlık üzerine, Avrupa parlamenteri ve Avrupa Parlamentosu Brexit İzleme Komitesi üyesi Guy Verhofstadt, adeta yangına körükle gitti ve Brexit yanlılarının Birleşik Krallık’a yaptıkları gibi cehennemi bile bölmeyi başaracaklarını belirtti. [2]

Brexit üzerine tartışmaların geldiği nokta ve kullanılan kavramlar, Brexit’in  Avrupa’da sinirleri bozmuş olduğunun göstergesi. Bu durumu en iyi, siyaset ötesi kavramlar kullanmayarak açıklayan da Finlandiya Başbakanı Juha Sibila oldu; Sibila onca önemli mesele varken Avrupa Birliği’nin tüm enerjisini Brexit’in çektiğini, bir an önce bu meselenin masadan kalkması gerektiğini belirtti.

Tusk’ın Brexit’e dair kullandığı cehennem kavramı kolay unutulacak bir kavram değil ve bir süre daha da üzerine tepki yorumları gelecek gibi.

Sonuçta,  Avrupa Birliği bayrağı üzerindeki yıldızlardan birinin çökmekte olduğu günümüz koşullarında  altını çizelim; Kara delikler tamamen kara değildir… kara deliklerden bir şeyler kaçabilir… eğer bir kara deliğin içindeyseniz umutsuzluğa kapılmayın, dışarı çıkış olanaklıdır.

 


[1] https://www.politico.eu/article/brussels-says-european-council-donald-tusk-wasnt-joking-brexit-really-is-hell/,  6 February 2019

[2] https://www.theguardian.com/world/2019/feb/06/donald-tusk-special-place-in-hell-for-those-who-backed-brexit-without-plan, 6 February 2019

Yorumlar