ABD’de “Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu” (USCIRF) adlı bir kuruluş var. Bu komisyon her sene dünyada din özgürlüğü ile ilgili bir rapor hazırlıyor ve ABD Hükümeti’ne sunuyor. Aslında bu raporun uluslararası diplomaside hiçbir bağlayıcılığı yok çünkü rapor sadece tavsiye niteliğinde ancak ABD tarafından “Algı Yönetimi” olarak kullanılan önemli bir argüman!
USCIRF’nin 2018 raporunda; 28 ülkede 2017 yılı içindeki din özgürlüğü ihlallerini kendilerince belgelemişler. Ve bu ülkeler arasında Türkiye de var!
Amerikan Kongresi tarafından kurulmuş olan bu komisyonun kendi ağızlarından tanıtımı şöyle: “Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrı ve bağımsızdır. Tüm Dünya’da din özgürlüğünü gözlemleyen ve Devlet Başkanına, Dışişleri Bakanına ve Kongre'ye siyasi önerilerde bulunan bağımsız, çift partili bir ABD hükümeti danışma konseyidir. USCIRF, yurtdışındaki dini özgürlük ihlallerini, bu ihlallerin gerçeklerini ve koşullarını gözden geçirmekte ve Başkan, Dışişleri Bakanı ve Kongre'ye politika tavsiyeleri vermektedir. USCIRF Komiserleri, her iki siyasi partinin Başkanı ve Kongre liderleri tarafından atanırlar.”
ABD Kongresi tarafından kurulmuş ve ABD maliyesi tarafından finanse edilen bir komisyonun ne kadar “bağımsız” olduğu şüphesiz tartışılır. Bu komisyonun her sene yayınladığı raporlarda, bazı ülkelerdeki din özgürlüğü ihlalleri gözler önüne serilse de raporda yer alan bazı ülkeler, ABD çıkarları açısından özellikle yerden yere vurulmaktadır.
Açıkçası USCIRF’nin bağımsızlığı iddia edilse de bu masum görüntü kisvesi altında ABD politikalarını “Algı Yönetimi” olarak dünyaya empoze eden bir kurumdur.
2018 raporunun önemli bir kısmında özellikle endişe duyulan ülkeler (Countries of Particular Concern) veya IRFA (International Religious Freedom Act) olarak tanımlanan ülkelere yönelik tavsiyeler yer alıyor.
Raporda geçtiğimiz 2017 yılında dini özgürlüğü sistematik ve aleni olarak uygulayan veya bunlara yapanlara ses çıkarmayan hükümetler olarak şunlar gösterilmiş: Burma, Çin, Eritre, İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Sudan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan -ve diğer altı ülke- Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijerya, Pakistan, Rusya, Suriye ve Vietnam.
Raporda dini ihlallere sistematik olarak devam eden ve bu husustaki test unsurlarının bir ya da ikisini karşılayan ülkeler için ikinci bir kategoride ise şu ülkeler yer alıyor: Afganistan, Azerbaycan, Bahreyn, Küba, Mısır, Hindistan, Endonezya, Irak, Kazakistan, Laos, Malezya ve Türkiye…
Raporda ayrıca dini ihlallere sistematik olarak devam eden devlet dışı aktörler de şu üç grupta yer alıyor: Irak ve Suriye'deki DAEŞ, Afganistan'daki Taliban ve Somali'deki El-Şabab.
http://www.uscirf.gov/sites/default/files/USCIRFAnnualReport2018_wlinks.pdf
ABD’ye göre “bağımsız” olan USCIRF Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun 228 sayfalık 25 Nisan 2018 Raporu yukarıdaki linkten indirilebilir.
Raporda Türkiye açısından tuhaf olan bir durum var! Türkiye’ye 7 sayfa ayrılmış ama bu 7 sayfada ağırlıklı olarak “Rum Patrikhanesi” ve vakıfları yer almakta…
ABD’nin Rum Patrikhanesi’ne olan desteğini biliyoruz. Patrikhane’ye “Ekümenik” sanının verilmesi, Patrikhane’ye “tüzel kişilik” verilmesi ve “Heybeliada Ruhban Okulu”nun açılması; bunlar ABD’nin yıllardır Türkiye’den talepleridir…
Helenizm emellerine ulaşmak için ABD’de 1966 yılında kurulan “Order of Saint Andrew The Apostle Archon of The Ecumenical Patriarchate” adlı inanılmaz siyasi ve ekonomik güce sahip bir dernek var. (Kısaca Archonlar diye adlandırılan bu dernekle ilgili önceki birçok makalemizde bilgi bulabilirsiniz)
Sözde bağımsız bir ABD kuruluşu olan USCIRF ile sözde değil özde Helenizm neferi Archonlar el ele açıkça aleyhimize faaliyetteler.
USCIRF’nin 25 Nisan’da yayınladığı rapordan hemen sonra 5 Mayıs’ta; Archonlar da her yıl yaptıkları gibi Türkiye’yi hedef alan kararların alındığı “Din Özgürlüğü Zirvesi” yaptılar. Zirvenin ardından Archonlarının Başkanı Dr. Anthony Limberakis bazı açıklamalarda bulundu. (http://soyledik.com/tr/makale/7367/abd-patrikhane-ve-helenizm-trafigi-ii--bojidar-cipof.html)
Archonların Başkanı Dr. Anthony J. Limberakis 11 Mayıs’ta, USCIRF raporunu mesnet alarak Türkiye aleyhine (Özeti aşağıda bulunan) bir başka açık mektup yayınladı.
“ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF), Bir Kez Daha Türkiye'yi, Dünya’nın Her Yerindeki Dini Özgürlük İhlalcileri Arasında Tanımlamaktadır.
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF) dünyadaki din özgürlüğünün ihlallerini belgeleyen 2018 Yıllık Raporunu yayınladı ve Türkiye'yi 2. seviye ihlal edenler arasında yan, dini özgürlük ihlallerine sistematik, devam eden ülkelere dâhil etti.
USCIRF'in Türkiye hakkındaki 2018 Yıllık Raporuna göre; 2017'de Türkiye'de din özgürlüğü durumu daha da kötüye gitti. Rum metropolitlerine çifte vatandaşlık verilmesindeki gecikmeler gibi hususlar da raporda yer aldı.
Bazı olumlu işaretler de var! Son yıllarda hükümet bazı azınlık mülklerini dini azınlık topluluklarına iade etme yönünde adımlar attı. Hükümet iki tarihi dini azınlık mülkünü, Rum Ortodoks Sümela Manastırı'nı ve Bulgar Ortodoks Kilisesi'ni restorasyon çabalarını destekledi.
Ancak, Ekim 2016'dan bu yana Protestan Papaz Andrew Brunson'un haksız bir şekilde gözaltında olmasının ülkede yaşayan diğer Hıristiyanlar üzerinde ürpertici bir etkisi oldu.
Erdoğan Hükümeti, Ekümenik Patrikhane’ye haksız baskı yapmaya da devam ediyor: Türk Hükümeti, Sen Sinod’a yalnızca Türk vatandaşı olanların seçilebileceğini dikte etmeye de devam ediyor. 2010'dan bu yana, sadece 30 yabancı metropolit Türk vatandaşlığına alındı
1971'den bu yana Heybeliada Rum Ortodoks İlahiyat Okulu kapatılmıştır. Oysaki o zamandan bu yana binlerce imam-hatip okulu açılmıştır.
Bu arada, tüm dini gruplar gibi Patrikhanenin hukuki statüsünün olmaması, tüzel kişiliğinin tescil edilmesi yasaklanmaktadır. Bunun yerine, Patriğin kendi kişisel adıyla mülk kaydettirmesi gerekiyor.
Ekümenik Patrikhanenin Archonları; ABD'li milletvekillerine Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına izin vermek için Türkiye'ye baskı yapmalarını ve Konstantinopolis Ekümenik Patrikhanesi'ni desteklemelerini ve şu dört ana konuyu ele almaları için çağrıda bulunuyor.
1-Türk hükümeti Ekümenik Patriğin seçimini onaylamakta ve Patriğin bir Türk vatandaşı olması gerektiğinde ısrar etmemelidir.
2-Ekümenik Patrik Bartholomeos'un Ortodoksların dünya çapında ruhani lideri olarak tanınması ve sadece yerel bir rahip olarak muamele görmemesi.
3-Ekümenik Patrikhaneye tüzel kişilik! Patrikhane Türkiye'de herhangi bir resmi işlemi kendi adı ile yapmasının engellenmemesi ve Patrikhanenin mülk almasını ve diğer idari işlere sahip olması için aracı kullanmasına gerek kalmaması.
4-Mülkiyetin Müsaderesinin önlenmesi: Tüzel bir kimlik olmadığı için Türk Hükümeti Patrikhane'nin yüzlerce yıldır sahip olduğu mülklere el koydu.
USCIRF yıllık raporunda listelenen din özgürlüğünün ihlalcileri arasında ABD'nin NATO müttefiki Türkiye de başlardadır. Buna göre, ABD Hükümeti’ni; Türkiye'nin dini azınlıkların haklarının iyileştirilmesi ve özellikle de Ekümenik Patrikhane’ye karşı devam eden ayrımcılığa ve tacize son verilmesi ile Türkiye'nin NATO'daki durumunu irdelemeye çağırıyoruz.”
Tekrar gibi olmakla birlikte, anlıyoruz ki ABD tarafından “bağımsız” lanse edilen “USCIRF” bağımsız değildir.
USCIRF Archonlarla birlikte omuz omuz Helenizm için çalışıyor ve anlıyoruz ki hem USCIRF hem de Archonlar aslında ABD’nin Türkiye aleyhindeki düşüncelerini dile getiren uzantılar…