Ehtiram Aşırlı Ehtiram Aşırlı

Lübnan Ermeni Diasporasının Azerbaycan ve Türkiyeʼye Yönelik Faaliyetleri

11 Şubat 2018
Lübnan Ermeni Diasporasının Azerbaycan ve Türkiyeʼye Yönelik Faaliyetleri

Lübnan Ermeni diasporasının Türkiyeʼye verdiği en büyük zarar, geçen yüzyılın 70ʼli yıllarında Ermeni terör örgütlerinin Türk hedeflere, özellikle Türk diplomatlara olan saldırıları ile başladı.  1975-1989 yılları arasında süren iç savaş ve İsrailʼin askeri işgalleri Lübnanʼı istikrarsızlaştırdığı gibi terör örgütlerinin de barınma yeri haline getirdi. Özellikle PKK ve ASALA gibi terör örgütlerinin bu ülkedeki faaliyetleri Türkiyeʼnin ulusal güvenliğini ve çıkarlarını tehdit eder hale geldi. Bu güvenlik tehditleri, Lübnan içinde zaman zaman doğrudan terör eylemlerine de dönüştü.[1]  1980ʼli yıllarda İsrailʼin saldırıları, Türkiyeʼnin teröre karşı başlattığı politika ve dünya kamuoyunun tepkileri karşısında etkinliğini yitiren ASALA, PKK ile işbirliğine gitti. 8 Nisan 1980ʼde Lübnanʼın Sidon kentinde yapılan toplantı sonucu PKK ve ASALA ortak bir bildirge yayınladılar. ASALA Türkiyeʼdeki terör faaliyetlerini Azerbaycanʼın Karabağ bölgesine kaydırmak, Türkiyeʼdeki yerini PKKʼya bırakmak kararı aldı. Bununla da PKKʼnın Türkiyeʼye karşı faaliyeti başlamıştır ve günümüzde de devam etmektedir.[2] 4 Haziran 1993 tarihinde Batı Beyrutʼta Hınçak Partisi, ASALA ve PKK üyelerinin katılımıyla ortak bir toplantı yapılmış, 6-9 Ocak 1993ʼte ise Beyrutʼta iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu ve Ermeni parti yetkililerinin de katıldığı toplantıda, PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek; Türkiyeʼde iç savaşın devam edeceği, Türk ekonomisinin sıfır noktasına geleceği ve nihayetinde vatandaşların baş kaldıracakları dile getirilmiştir. Buna bağlı olarak Türkiyeʼnin bölüneceği ve bir Kürt devleti kurulacağı, Ermenilerin Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeleri ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemeleri gerektiği konuları dile getirilmiştir.[3]

Ermenilerin Osmanlı Türklerinin zulmüne dair mağduriyet hafızası, Lübnanlı Hristiyanların pek çoğu tarafından da paylaşılıyor. Lübnan okullarında okutulan tarih kitaplarında 20. yüzyılın başındaki Ermeni katliamına denk düşen ve Lübnan Dağı’ndaki Hristiyanları açlığa mahkûm ederek yok etmeyi amaçlayan Osmanlı işgali anlatılıyor.  Beyrut’un merkezindeki Şehitler Meydanı’nda yer alan heybetli anıt da güya Türk işgaline karşı çıkıp bağımsız bir Lübnan istedikleri için 1915-1916 döneminde Osmanlı idaresince darağacına gönderilen farklı kesimlerden onlarca gazeteci, siyasetçi ve militanın anısına dikildi.[4] 

3 Nisan 1997 tarihinde Ermeni milletvekillerinin girişimleriyle Lübnan Parlamentosu’nda kabul edilen “Remembrance Day of the Armenian Genocide” Yasası Lübnan’daki Ermenilerin siyasal etkilerini göstermektedir.  1997 ve 2000 yıllarında olmak üzere Lübnan Parlamentosu, Ermeni meselesini “Soykırım” olarak tanımıştır. Fakat Lübnan’daki devlet kurumları Ermeni meselesinde farklı tutumlara sahiptir. Nitekim Parlamentodaki Hristiyanlar, söz konusu tarihsel olaylar ve bunların uluslararası yansımaları konusunda Ermeni görüşünü desteklerken Sünni vekiller başta olmak üzere Müslümanlar siyasi ve ekonomik nedenlerle Ankara’dan yana tavır almaktadır.[5] 

Haziran 2005ʼte Beyrutʼta baş tutan 11. Arap Ekonomik Forumuʼna katılan dönemin Türkiye Başbakanı Erdoğanʼa karşı Ermenilerin düzenlediği gösteriler, gösterilerde kullanılan şiddet ve hakaret içeren pankartlar ve Türk bayrağının yakılması hadiseleri, Lübnanʼdaki Ermeni azınlığın içindeki Türk düşmanlığının hala aynı sıcaklığını koruduğunu gösterdi.[6]  Aynı olaylar 2006 yılı İsrail-Lübnan savaşı sonrasında BM Barış Gücü kapsamında 261 kişilik Türk bölüğünün göreve başlaması zamanı tekrar yaşandı. Türk barış güçlerinin Lübnanʼa girmesi, Ermeniler tarafından sert tepkilerle karşılandı.

2015 yılında sözde Ermeni Soykırımı’nın 100. yılı dolayısıyla Lübnanʼda binlerce insanın katılımıyla anma yürüyüşü gerçekleştirildi. Sünni Müslümanların karşı çıkmalarına rağmen Eğitim Bakanlığının kararı ile okullar tatil etti. Bu olaya karşı Lübnan Türk Derneğiʼnin çağrısı üzerine Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’ndan (TİKA) 10 bin adet Türk bayrağı Trablus cemaatine dağıtıldı ve 26 Nisan Trablus kentinin fethi gününde yürüyüş düzenlendi.[7]  Hükümetin bu olaylarda Ermenilerin yanında yer alması gelecek seçimlerde ülkede yeterince nüfuza sahip Ermeni diasporasının desteğini almak amacıyla verilmiş bir karar olduğu düşünülebilir.

Azerbaycanʼla Lünan arasında diplomatik ilişkiler 1992 yılında kurulmuşsa da ilişkiler geliştirilmemiş, resmi düzeyde kalmıştır. Lübnan Azerbaycanʼda konsolosluk düzeyinde temsil olunmaktadır. Azerbaycanʼın Suriye Büyükelçiliği, aynı zamanda Lübnanʼdaki Azerbaycan  Büyükelçiliği rolünü üstlenmiştir.

1998 yılında “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti”nin “başbakan”ı adlandırılan Leonard Petrosyanʼın Lübnanʼda cumhurbaşkanı, başbakan, başbakan yardımcısı ve parlamento sözcüsü tarafından resmi düzeyde ağırlanması, Lübnanʼın Karabağ sorununa ilişkin tutumunu göz önüne seren bir olaydır.

Nisan 2007ʼde Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarovʼla görüşen dönemin Lübnan cumhurbaşkanı Emil Lahoud, Lübnanʼın Dağlık Karabağʼı Azerbaycan arazisi olarak tanıdığını belirtmesine rağmen, 14 Mart 2008 tarihinde BM Baş Asamblesiʼnin 62. toplantısında “işgal altında olan Azerbaycan topraklarının durumu” adlı bildirge ile bağlı geçirilmiş oylamaya Lübnan Devleti iştirak etmemiştir.[8]  Bunu ise Lübnanʼın Ermenistan Devleti ve diasporası ile üst düzeyde olan ilişkilerini bozmak istememesi şeklinde anlamak gerekir.

Ekim 2015ʼte Ermenistan Parlamentosu Başkanı Galust Sahakyan ile Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, bir araya geldikleri zaman Berri’nin Ermenistan Meclis Başkanı’na “Emin olabilirsiniz ki, Lübnan Karabağ meselesinde Ermenistan'ı destekliyor.” demesi de Lübnan Ermeni diasporasının diplomatik başarısı sayılabilir.[9]

Son dönemde Ermenilerin diaspora ülkelerinden özellikle Suriye ve Lübnanʼdan kiralık asker getirdiği sık sık gündeme gelmektedir. Bu konuda açıklama yapan Azerbaycan Savunma bakanı Zakir Hesenov bu söylentileri doğruladı.[10] Fakat bu olay, Azerbaycan için yeni bir durum değildir. Birinci Karabağ Savaşı sırasında da kiralık askerlerin büyük bir kısmı Lübnanʼdan gelmiş Ermeniler olmuştur. Savaş sırasında Lübnan Ermenilerin ikinci karargahı rolünü üstlenmiş durumda idi.[11]

Sonuç olarak, resmi olarak bir tek Lübnanʼda sözde “Ermeni Soykırımı” parlamento tarafından tanınsa da, Ortadoğuʼda ahalinin görülür bir kısmı, özellikle de Hıristiyan toplumu, Ermenilerinin mağdurluğuna, Karabağın tarihi Ermeni toprakları olduğuna ve Birinci Karabağ Savaşı zamanı Ermenilerin Azerbaycanlılar tarafından zulme uğradığına fakat Ermenilerin kendi ata yurtlarını işgalden azat ettiği yalanlarına inanıyor. Üzülerek söylemeliyim ki, bu ise diasporanın durmadan çalışmasının sonucu ve diasporanın en büyük başarısıdır.

 

[1] Yasin Atlıoğlu.  “Türkiyeʼnin Lübnan Politikası” 24 Nisan 2009. http://www.bilgesam.org/incele/1323/-turkiye%E2%80%99nin-lubnan-politikasi/#.VuXV-32LTIU  (SET: 14.03.2016).

[2] Türkdoğan, “Yayınlanmamış Doktora Tezi”,  ss. 208.

[3] Yalçın Sarıkaya. “Geleneksel Ermeni Terör Politikası: Terörizmi Millileştirmek ve Hocalı Katliamı”. Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı (TASAV). Makale  №19. 26 Şubat 2015. S. 2.

[4] “Türk-Ermeni meselesi tekrar Lübnan gündeminde”

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2015/03/lebanon-position-turkey-armenia-conflict-genocide.html#  (SET: 13.02.2016)

[5] “Türk-Ermeni meselesi tekrar Lübnan gündeminde”

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2015/03/lebanon-position-turkey-armenia-conflict-genocide.html#  (SET: 13.02.2016)

[6] Yasin Atlıoğlu.  “Türkiyeʼnin Lübnan Politikası” 24 Nisan 2009. http://www.bilgesam.org/incele/1323/-turkiye%E2%80%99nin-lubnan-politikasi/#.VuXV-32LTIU  (SET: 14.03.2016).

[7] “Lübnanʼda 1915 Gerilimi” http://www.aljazeera.com.tr/haber/lubnanda-1915-gerilimi  (SET: 14.03.2016)

[8] “Azərbaycan-Livan Münasibətləri” http://lib.aliyevheritage.org/az/4500910.html  (SET: 14.03.2016)

[9] “Lübnan: Ermenistan’ı destekliyoruz” 26.10.2015. http://www.timeturk.com/lubnan-ermenistan-i-destekliyoruz/haber-80956  (SET: 14.03.2016)

[10] “Ermənilər Livan və Suriyadan Muzdlu Alırlar”. http://www.qafqazinfo.az/qafqaz-7/ermeniler-livan-ve-suriyadan-muzdlu-alirlar-zakir-hesenov-109878  (SET: 14.03.2016)

[11] “Livan və Suriya erməniləri Dağlıq Qarabağa necə və niyə gətirilir? - şok detallar” 14 Aprel 2015. http://musavat.com/news/siyaset/livan-ve-suriya-ermenileri-dagliq-qarabaga-nece-ve-niye-getirilir-shok-detallar_259614.html  (SET: 14.03.2016).

Yorumlar