Doç. Dr. Dilek Yiğit

Birleşmiş Milletler'de Hindistan-Pakistan Düellosu

20 Eylül 2016

Hindistan basınında yer alan bir habere göre Pakistan Başbakanı Nawaz Sharif Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyelerine yazdığı bir mektupta, Hindistan’daki koşulların bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği oldukça olumsuz etkilemekte olduğuna vurgu yaparak, Güvenlik Konseyi daimi üyelerini Cemmu ve Keşmir sorununun çözümü için müdahil olmaya çağırdı. Sharif’in mektubunda, çözüm bulunamaması halinde Cemmu ve Keşmir sorununun bölgede istikrarsızlığın ve gerginliğin daimi kaynağı olacağına işaret edildiği bildiriliyor. Sharif’in Güvenlik Konseyi üyelerine yazdığı bu mektup, Pakistan’ın Hindistan’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etmesi olarak okunabilir. Geçen hafta Hindistan da Belucistan’daki insan hakları ihlalleri gerekçesiyle Pakistan’ı Birleşmiş Milletler’e şikayet etmişti. Kısaca Hindistan ve Pakistan arasında bir şikayet düellosunun sürmekte olduğunu söylemek mümkün.

Nawaz Sharif’in Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısında yapacağı konuşmada da Keşmir sorunu üzerinden Hindistan’a yüklenmesi bekleniyor. Hindistan’ın ise özellikle 18 Eylül’de gerçekleştirilen ve 18 Hint askerinin hayatını kaybetmesine neden olan Uri saldırısı üzerinden Pakistan’ı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na taşıyacağı tahmin edilmekte.

Uri saldırısı sonrasında Hint siyasetçi Rainath Singh saldırı faillerinin ağır silahlarla donatılmış ve “iyi eğitilmiş” olduklarına dair kesin kanıtları olduğunu belirtmiş ve Pakistan’ın terörizme yönelik sürekli ve doğrudan desteğinden duyduğunu üzüntüyü ifade ederek de saldırının arkasında Pakistan’ın olduğunu ima etmişti (1). Uri saldırısı sonrası Hindistan’da oluşan tepki bazı çevrelerin hükümeti Pakistan’a karşı askeri saldırılar/sınır ötesi müdahaleler düzenlemeye çağırmasına neden olmuştu. Hint siyasiler , kamuoyunu yatıştırmaya da yönelik olarak acilen, kızgınlıkla ve üzerine fazla düşünülmeden karar alınmayacağını, planlanarak, tüm seçenekler değerlendirilerek bir karar alınacağını ifade etmişlerdi (2). Bu koşullarda Hindistan Başbakanı Modi ise tüm Hindistan’a seslenerek Uri saldırısının arkasında olanların cezasız bırakılmayacağı sözünü verdi.

Hindistan’ın Uri saldırısının arkasında Pakistan’ın olduğunu ima etmesi üzerine Pakistan, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla bir açıklama yaparak iddiaları reddetti ve açıklamada Hindistan’ın her terörist saldırıdan sonra Pakistan’ı işaret etmek gibi bir eğilim içinde olduğu belirtildi.

Hindistan’ın Pakistan’ı terörizme destek olmakla suçlamasının son örneği Uri saldırısı. Bu saldırı öncesinde Hindistan yönetiminin Pakistan’ı çihatcı teröristlere destek olmakla itham ettiği biliniyor. Üstelik Hindistan Pakistan’ı bu açıdan eleştiren tek ülke de değil. ABD’de Pakistan’a terörizm ile yeterli mücadele etmediği gerekçesiyle askeri yardımları aslıya almak suretiyle yaptırım uygulamakta. Afganistan da Pakistan’ın IŞİD de dahil cihatçı terör örgütlerine destek vermekte olduğunu ileri sürmüş ve hatta Afganistan’daki teröristlerin Pakistan kimliği taşımakta oldukları açıklanmıştı.

Pakistan terörizme destek olduğu gerekçesiyle eleştiri oklarının hedefinde iken Başbakan Nawaz Sharif’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmada sadece Cemmu ve Keşmir’den bahsetmeyeceği açık. Sharif’in Pakistan’ın terörle mücadele amacıyla aldığı önlemlere, hükümetin terörle mücadelede kararlılığına ve bölgeye barış ve istikrar getirme çabalarına değinmesi beklenmekte.

Nawaz Sharif Genel Kurul’da konuşmasını yaparken, bina dışında da protestolar ve gösteriler olacağına yönelik haberler geliyor. “Belucistan’ın Amerikalı Dostları Koalisyonu” ile Hindistan-Amerikan organizasyonları Pakistan’ı protesto etmek için Birleşmiş Milletler binası önünde toplanacak (3).

Kısaca bu günlerde Birleşmiş Milletler’in içi de, Birleşmiş Milletler binasının dışı da Pakistan-Hindistan gerginliğinin yansıtıldığı alanlar olacak.